Umut dağıtan mısralar,
Coşkuyla dolu dizeler,
Sevinçle ışıldayan dörtlükler,
Aşk kokan sevdalı şiirler,
Yazmak isterdim, 
Söylemek isterdim...

Öyle olmuyor işte, 
Gönül dertli, 
Dil dertli,
Kalem dertli,
Kağıt dertli,
Sorma cancağzım,
Ben hepsinden dertli...

İnsanın insana ettikleri,
Dertlere dert ekledikleri,
Gönüllere dert ektikleri,
Olmasa olacak ama,
Öyle olmuyor işte...

Anasını yitiren evlatlar,
Babasız büyüyen çocuklar,
Ayrılığa düşen gardaşlar,
Ortalığa saçılan nifaklar...

Patlayan bombalar,
Anlamsız savaşlar, 
Emperyalist kışkırtmalar...

Çıkarcı insancıklar,
Zindana atılan mazlumlar,
Birbirini vuran gardaşlar...

Mütecaviz sapıklar,
Çeşitli tuzaklar,
Hayatları karartanlar...

Sokaklarda, orada, burada,
Uyuşturucu satanlar,
İnsanlığı pazarlayanlar..

Maskeleriyle soytarılar,
Bizans'a taş çıkartan entrikalar,
Oyun içinde oyunlar...

Olmuyor işte olmuyor,
Görmezden gelinmiyor,
Yazmadan olmuyor,
Söylemeden edilmiyor...

Sonra bir an oluyor,
Öyle bir şey oluyor,
Her şey anlamını yitiriyor...

Bir çocuk ölüyor,
Ve her şey,
Zaman, mekan her şey,
Yitip gidiyor, anlamını yitiriyor,
İşte o an insanlık ölüyor...

Avukat Halil Sarı.