Farklı idare mahkemeleri tarafından verilen kararlar, artık intihar eden askerle ilgili olarak yasal bir düzenleme yapılması sonucunu doğurmaktadır. Çünkü mahkemeler artık verdikleri kararları ile intihar eden askerlerin görev şehidi sayılması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Mahkemelerin kararlarında askerdeyken intihar eylemi sonucunda meydana gelen ölüm olaylarında idarenin sorumluluğu, yani tazmin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Ancak bazı durumlarda idarenin çalışanlarının kusurlu davranışlarıyla intihar eyleminin gerçekleşmesine katkıda bulundukları ve intihar kararının verilmesinde bazı fiilleri ile etkili oldukları, dayak-kötü muamele gibi olduğu, asta-müessir fiilde bulunan komutanın intihar eylemine kusurlu davranışıyla katkısının olduğu kabul etmiştir. Netice olarak ailenin üzüntüsünün bir nebze giderilmesi için maddi ve manevi tazminat hükmedilebilmektedir.  Ancak; bazı durumlarda da askerdeyken intihar eden askerlerin görev şehidi sayılmadığını belirtmek isterim.  Yani her yaşanan hadisenin  kendi özellikleri içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

EMSAL KARAR:

Manisa 1 askerlik görevi yapan Piyade Er S. T. , 1-15 Kasım 2011 tarihleri arasında 15 gün süreyle izin kullanmış. Babasının talebiyle izni 7 gün daha uzatılmış. 22 Kasım 2011 tarihinde birliğine giriş yapmış. 1'inci Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı'nın 3 Ağustos 2009 tarihli devamlı emirleri gereği izinden dönenler viziteye çıkartılır, inceleme ve görüşmeden sonra herhangi bir probleminin olmadığının tespit edilmesi halinde günlük faaliyetlere katılması ve 48 saat geçmeden nöbet hizmetine dahil edilmemesi gerekirken, S. T., izin dönüşü viziteye çıkartılmadığı gibi saat 13.05'te birliğe katılışından sonra 14.00-16.00 saatleri arasında bir başka askerin yerine nöbet hizmeti ile görevlendirilmiş. S.T. 2011 tarihinde kendi silahıyla yaralanıp, hayatını kaybetti. Milli Savunma Bakanlığı'nca, olayın intihar mahiyetinde olduğu kabul edilerek, Askeri Savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.

S.T’nin ailesi, çocuklarının askerlik görevi sırasında vefat etmesi nedeniyle şehit sayılması için konuyu yargıya taşıdı.  Yetkili İdare Mahkemesi, verdiği kararla Piyadeyi şehit kabul etmedi. Aile karara itiraz etti.  Yetkili Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından verilen kararda,  S.T. şehit sayıldı. Yaşanan olayda idarenin kusurlu olduğu ortaya çıkarıldı ve şehitlik verildi.

EMSAL KARAR

2003 yılında Kars’ta askerlik görevini yapan Er R. K., piyade tüfeği ile intihar etmişti.  R.K ‘nın ailesi çocuklarının ‘vazife malulü’ sayılarak kendilerine maaş bağlanması talebiyle SGK’ya başvurmuştu. Olumsuz yanıt alan aile görevi İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Mahkeme de ilk defa, intihar eden bir askerin görev şehidi sayılmasına karar verdi.

Mahkeme kararında şu değerlendirmede bulunuldu : “İntihar vakalarının psikolojik rahatsızlıklar neticesinde görüldüğü, R. K’nın yaptığı hizmet nedeniyle veya bu yüzden maruz kaldığı psikolojik rahatsızlık sonucu intihar girişiminde bulunmuş olabileceği, Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğin 2’nci maddesi hükmüne de görevi nedeniyle maruz kalınan hastalık sonucu ölüm olayının gerçekleşmesi sonucu durumunda aylık bağlanması gerektiğinin belirtildiği görülmektedir. R. K. ’nın yaptığı görev nedeniyle maruz kaldığı hastalık (psikolojik rahatsızlık) sonucunda intihar edebileceği hususu göz önüne alınarak davacının talebinin değerlendirmesi gerekmekte iken, davacının vefat eden oğlu Remzi Kılıçaslan’ın vazife malulü sayılması yönündeki talebinin zımmen reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verildi.”

EMSAL KARAR :

 1988 yılında Sivas’ta piyade er olarak askerlik yapan M. Ş. A. nöbet yerini terk eden erin farkında olmadan silahını ateşlemesi sonucu yaralandı. GATA’da tedavi gördüğü sırada bunalıma giren M.Ş.A, tuvalette intihar ederek vefat etti. M.Ş.A’ın kızı  , babasının vazife malulü sayılarak, kendilerine maaş bağlanması için SGK’ye başvurdu. Ancak SGK, yapılan başvuruya olumlu yanıt vermedi. Bunun üzerine askerin kızı,  yetkili İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

Mahkeme, SGK’nin başvuruya olumlu yanıt vermemesini hukuka aykırı bularak iptal etti. Kararda, davacının babasının askerlik yaparken bunalım yaşadığına dikkat çekilerek “Bunalım, askerlik görevi sırasında ve askerliğin tesir ve etkisi nedeniyle oluşan yaralanmadan kaynaklanmıştır. Kişinin ölüm olayının görevini yaparken ve görevi etkisiyle gerçekleştiği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır” denildi.

EMSAL KARAR:

Mardin’de 2000 yılında askerlik yapan G. D., psikolojik sorunlar nedeniyle hastanede tedavi altına alındı. Askerde iken çok sayıda intihar girişiminde bulunan G.D. , 31 Mayıs 2000’de tuvalette intihar etti. G.D’nin ailesi de çocuklarının vazife malulü sayılması için SGK’ye başvurdu. SGK’nin yanıt vermemesi üzerine. İdare Mahkemesine dava açtı.

Mahkeme, G. D.’nin askerlik eğitim merkezine katıldığında psikolojik sorunları olduğuna, daha sonra bu problemlerinin devam ettiğine dikkat çekti. Kararda, psikolojik danışman tarafından bu tür hastaların askerlik yapamayacağına değerlendirildiği belirtilerek “Anket formuna ‘intihar edebilir’ kaydı konularak Diyarbakır Askeri Hastanesine sevk edilmiş olmasına rağmen ‘6 ay ilaç tedavisi uygundur’ kaydıyla birliğine iade edilmiştir. G D.’nin hastane tetkiklerinin yeterine yapılıp, hakkında kesin işlem yapılmamasının intiharın en önemli nedenini teşkil ettiği yönünde Birlik Komutanı tarafından değerlendirmelere yer verilmiştir. G. D.’nin intihara meyilli olması da göz önünde bulundurarak terhis edilmesi gerekirken, ilaç tedavisi yapılmak suretiyle görevine devam ettirilmesinde hizmetin kusurlu işlemesi nedeniyle bir küll olan idarenin sorumluluğu bulunmaktadır. Davacının vefat eden oğlunun vazife malulü sayılması gerekmektedir” denildi.

EMSAL KARAR:

R. Ö., Siirt’te  piyade onbaşı olarak zorunlu askerliğini yaparken  2004 tarihinde operasyon esnasında intihar etti. Hayatını kaybeden R.Ö. psikolojik sorunlarından kaynaklı ilaç kullandığının bilinmesine rağmen operasyona çıkarılmıştı. İddiaya göre Özbek üstlerinin de şiddetine maruz kaldı ancak baskılardan haberdar olan komutanlar, herhangi bir önlem almadı.

Aile, oğullarının baskı ve mobbing dolayısıyla intihar ettiğini belirterek vefatından 14 yıl sonra ‘şehitlik’ unvanı için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurdu. SGK, bu talebi kabul etmedi. Aile konuyu yargıya taşıdı.

Yetkili İdare Mahkemesi, açılan davayı reddetti. İstinafa taşınan dosya ile ilgili dava 3 yıl sürdü. Yetkili İstinaf İdari Dava Dairesi ret kararının bozulmasına karar verdi. R.Ö’nün  “vazife malulü” sayılmaması yönündeki SGK kararı da iptal edildi. Mahkeme, R.Ö’ye şiddet uygulayanlar hakkında da kamu davası açılmasına karar verdi. İstinaf mahkemesi ayrıca intiharın ‘askerlik vazifesi’nden soyutlanamayacak bir nedensellikle meydana geldiğine de hükmetti. Bu kararla birlikte R. Ö , 17 yılın ardından ‘şehit’ sayıldı.