I. Arabuluculuk Nedir?

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda tanımlandığı üzere; "Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemine" arabuluculuk denmektedir (6325 Sayılı Kanun madde 2/1-b). Genel hatlarıyla arabuluculuk ise bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafı olan kişilerin, özgür iradeleriyle seçtikleri tarafsız ve uzman bir üçüncü kişinin (arabulucu) hakemliğinde, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvurdukları bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculuk, uyuşmazlığın mahkeme dışı, hızlı ve kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan bir usul hukuku kurumudur; zorunlu ve ihtiyari arabuluculuk olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu yazımızda ise sadece zorunlu arabuluculuk sürecinden bahsedeceğiz.

II. İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk

İş hukuku kapsamındaki birçok husus zorunlu arabuluculuk kapsamına girmektedir. Nitekim 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminat ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvuru dava şartıdır. Söz konusu kanunun 3. Maddesinin 1. Bendinde bu husus şu şekilde düzenlenmiştir; Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” (7036 Sayılı Kanun madde 3/1). Arabulucuya başvurmadan iş mahkemelerinde açılan iş davaları dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir.

III. Zorunlu Arabuluculuk Kapsamına Giren Davalar

- Kıdem tazminatı alacağından doğan davalar

- İşe başlatmama tazminatından doğan davalar

- Boşta geçen süre tazminatından doğan davalar

- İşe iade davaları

- İhbar tazminatından doğan davalar

- Bakiye süre alacağından doğan davalar

- Sendikal tazminattan doğan davalar

- Eşit davranmama tazminatından doğan davalar

- Ücret alacağından doğan davalar

- Fazla mesai ücretinden doğan davalar

- Yıllık izin ücretinden doğan davalar

- Prim ve ikramiye ücretinden doğan davalar

- Ulusal bayram ve genel tatil ücretinden doğan davalar

- Yol ve yemek ücretinden doğan davalar

IV. İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk Süreci

Öncelikle 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin beşinci ve altıncı bentlerine göre başvuru arabuluculuk bürosuna yapılmalıdır. Arabuluculuk bürosu bulunmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne başvurulacaktır. Yetkili büro ise karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosudur. Aynı şekilde bunların da bulunmaması halinde başvuru, görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılacaktır. Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu da görevlendirilebilmektedir.

Yine 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin yedinci ve ilerleyen bentlerine göre başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yerleşim yeri ve işin yapıldığı yere ilişkin belgelerini sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu dosyayı derhal ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin onuncu bendine göre Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. Bununla birlikte arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir. Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede ise zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. Maddesinin on birinci ve on ikinci bentlerine göre arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması ya da varılamaması hallerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı düzenleyerek durumu derhal arabuluculuk bürosuna bildirir. Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin ise kendi üzerlerinde bırakılacağı düzenlenmiştir.

Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren bir davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde ise herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Son olarak belirtmek gerekir ki, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları arabuluculuğun kapsamı dışında tutulmuştur.

KAYNAKÇA

KABOĞLU, İbrahim Özden-GÜREL, Begüm vd. (2021). Avukatın Öz-El Kitabı. İstanbul: Platon Plus Yay.

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.7036.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6325.pdf