10 yıldır Anadolu’yu karış karış gezerek yöresel ürünleri ve üretim süreçlerini araştıran Gastronom ve Ziraat Mühendisi Tangör Tan, bilgilerini Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri ile paylaşıyor. Yıllar süren araştırmalarıyla kırsal alanlardaki yöresel mutfak kültürüne hakim olan Tan, İzmir’in gastronomi turizmi konusunda pek çok avantaja sahip olduğunu söyledi.

Gıda Araştırmacısı olarak çalışmalarını sürdüren, Türkiye’nin en kapsamlı yiyecek ve içecek eğitim merkezlerinden biri olan Mutfak Sanatları Akademisi’nde eğitim veren Tangör Tan, Yaşar Üniversitesi’nde de 2018-2019 bahar döneminden itibaren ders vermeye başladı. Öğrencilerine ‘Türkiye’nin yöresel ürünleri ve gastronomideki kullanımı’ hakkında bilgiler sunan Tan, "Öğrenciler, kırsal bölgelerin sahip olduğu ürünleri, nasıl yetiştirildiğini ve buna bağlı olarak bölgede ne tarz yemeklerin pişirildiğini bizzat yerinde görecekler. Ürünlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin yanı sıra aroma özelliklerini de bilecekler. Rotamızda Türkiye’nin en büyük açık hava pazarı Tire Salı Pazarı, tarım çiftlikleri, araştırma enstitüleri de yer alacak. Ürün çeşitliliği zengin Ege’nin bir parçası olan İzmir, zaten üreticiye yakın olması sebebiyle şanslı bir şehir. Öğrenciler de İzmir’in Tire Salı Pazarı’na yakın olmasının avantajından faydalanarak pazarın ve pazarcılığın önemini bizzat burada deneyimleyebilecekler. Belli noktalardaki üreticilerle, bilinen esnaf lokantalarıyla temas halinde olacaklar. İzmir Kuş Cenneti’ndeki tuz üretim sahalarını görecekler. Yine Kuşadası’ndaki Türkiye’nin ilk organik tarım işletmelerinden Gürsel Tombul Değirmen Çiftliğini yerinde inceleyip organik tarım hakkında bilgi sahibi olacaklar. Atalık tohumla üretilen ürünün aroma profilini nasıl değiştirdiğini, yerli hayvan ırkının sütünü neden kullanmamız gerektiğini deneyimleyecekler" dedi.

"İzmir gastronomi turizmi konusunda pek çok avantaja sahip bir şehir"

Türkiye’nin gastronomi haritasının özellikle son beş yılda şekillenmeye başladığını İzmir’in de bu konuda geç de olsa adımlar atmaya başladığına değinen Gastronom Tangör Tan, eşi ile birlikte geliştirdiği pazar yerindeki ürünlerin araştırılmasını ve duyurulmasını amaçlayan ‘pazar yerinden’ projesi hakkında da bilgi verdi. Tan, şöyle devam etti:

"İzmir gastronomi turizmi konusunda pek çok avantaja sahip bir şehir. Farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olmanın verdiği zengin bir kültüre sahip. Bu mutfağa da yansımış durumda. Üstelik coğrafi konum açısından da çok şanslı. Pek çok ürün çeşitliliği mevcut olduğu gibi pek çok ürüne de yakın bir konumda. Bu ürün çeşitliğinin duyurulmasına katkı sağlamak amacıyla da ’pazar yerinden’ ismini verdiğimiz bir araştırma projesi geliştirdik. Büyük ve Küçük Menderes havzalarında bulunan Nazilli, Karacasu, Tire ve Ödemiş’te kurulan pazarları mercek altına alıyoruz. Instagram üzerinden de takip edilebilen projeyle pazardaki bir ürüne, ürünün kaynağına ve satıcısının bilgilerine ulaşabiliyorsunuz. Projeyle ayrıca kentlerin pazarlardan nasıl etkilendiğini araştırmaya, tarım alanlarının, zeytinliklerin ve meyve bahçelerinin ulaşım haritalarını bir araya getirmeye çalışıyoruz. Ayrıca yöresel ürünlerin korunması ve tanınması için önemli bir sistem olan ‘coğrafi işaretlemede’ de ciddi bir kontrol mekanizmasının oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Hatice Teyze’nin ebegümecinin her sene aynı kalitede olabilmesi için tıpkı İtalya’da, Fransa’da olduğu gibi tarım, yerel belediyeler tarafından da desteklenmeli."