GİRİŞ

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 21. maddesine göre, bazı istisnalar hariç olmak üzere yapı yapmadan önce belediye veya il özel idaresinden ruhsat almak zorunludur.

Ruhsatsız (kaçak) veya ruhsata aykırı yapılar için hangi yaptırımların uygulanacağını düzenleyen 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. maddeleri, belediye ve il özel idareleri tarafından en çok uygulanan ve işlem yapılan maddeleridir.

Kaçak inşaat hakkında yıkım kararı verildiği gibi, inşaatı yapan kişi de çok ciddi miktarlarda imar para cezasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle 26 Mart 2020 tarihinde Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendiyle imar para cezaları çok ciddi oranda artmıştır.Bu yazımızda, ruhsatsız (kaçak) yapı hakkında verilecek cezalar ve bunlara karşı hangi yasal yollara başvurulabileceği incelenecektir.

YIKIM VE İMAR PARA CEZASI

Yapılan denetim veya şikayetler neticesinde imara aykırı (kaçak) inşaat yapıldığı tespit edildiği zaman, inşaatı yapan hakkında belediyeler veya il özel idareleri tarafından bazı cezalar uygulanmaktadır.

Buna göre kaçak inşaatın tespit edilmesi ve sonrasındaki süreç şu şekilde işlemektedir:

1. İlk olarak ruhsatsız yapı hakkında Yapı Tatil Tutanağı düzenlenerek MÜHÜRLENİR.

2. Yapının imar mevzuatına aykırı olduğuna dair bilgi, tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kaydedilir.

3. İmar mevzuatına aykırı yapı yapılması nedeniyle İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına göre belediye veya il özel idaresi encümeni tarafından İDARİ PARA CEZASI VERİLİR.

4. Verilen süre içerisinde yapı yıkılmaz veya aykırılık giderilmez ise İmar Kanunu’nun 32. maddesine göre belediye veya il özel idaresi encümeni tarafından YIKIM KARARI ALINIR.

5. Verilen süre içerisinde yapı yıkılmaz veya aykırılık giderilmez ise İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 3. fıkrasına göre belediye veya il özel idaresi encümeni tarafından İKİNCİ DEFA İDARİ PARA CEZASI VERİLİR.

Görüldüğü üzere, kaçak inşaat hakkında yıkım kararı verildiği gibi, inşaatı yapan kişi de çok ciddi miktarlarda imar para cezasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle 26 Mart 2020 tarihinde Kanunu’nun 42. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (ç) bendiyle imar para cezaları çok ciddi oranda artmıştır.

Yıkım ve Para Cezasına Karşı Nasıl Dava Açılır?

Yukarıda saydığımız işlemlerin hepsine karşı ayrı ayrı veya birlikte, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa göre, işlemin tebliğ edildiği tarihi takip eden 60 günlük süre içerisinde İdare Mahkemesinde dava açılması zorunludur. Aksi taktirde bu işlemler kesinleşecektir.

Yapı tatil tutanağının tebliğ tarihi, tutanağın inşaata asıldığı tarihtir. Yıkım ve para cezasının tebliğ tarihi ise encümen kararlarının vatandaşa tebliğ edildiği tarihtir.

Yıkım ve para cezasına karşı açılacak davalarda, dava dilekçesinde yapı tatil tutanağı, encümen kararı ve imar para cezası hesaplama raporundaki hukuka aykırılıkları net ve anlaşılır bir şekilde Mahkemenin dikkatine sunmak önemlidir.

Açılan Davaları Kazanma İhtimali Nedir?

Belediyeler ve il özel idareleri tarafından yıkım ve para cezası verilirken çok ciddi hatalar yapılmaktadır. Özellikle para cezaları yanlış hesaplanmakta ve fahiş miktarlarda cezalar verilmektedir. Bu nedenle yıkım ve para cezasına karşı dava açıldığı taktirde, en azından para cezasından tamamen veya kısmen iptal edilme ihtimali çok yüksektir.

Konunun somutlaşması açısından yıkım ve para cezasının iptaline ilişkin bazı örnek kararları paylaşmakta fayda görüyoruz:

Danıştay 14. Dairesinin 31.05.2018 tarih ve E:2015/5796, K:2018/4311 sayılı kararında;

“Olayda; dava konusu encümen kararının dayanağı olan 20/06/2014 günlü yapı tatil tutanağı incelendiğinde, söz konusu yapı tatil tutanağında yapının durumunun "binanın taban alanı genişletilerek yol ve komşu çekme mesafesine tecavüz edildiği, galeri boşluğu kapatılarak odaya dönüştürüldüğü, projede olmayan 2. bodrum kat yapıldığı, örtü amaçlı çatı yükseltilerek bir kısmında çatı arası mekanlar oluşturulduğu" şeklinde tespit edildiği ancak ruhsat ve eki projelere aykırılığın, ölçümlerinin somut ve ayrıntılı olarak saptanmadığı yapıda bulunan aykırılıkların hali hazırdaki durumunun ayrıntılı bir şekilde tespit edilmediği” gerekçesiyle yapı tatil tutanağının, yıkım kararının ve 222.677,00 TL idari para cezasının hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir.

Danıştay 14. Dairesinin 27.02.2019 tarih ve E:2018/5803, K:2019/1436 sayılı kararında;

“Bu durumda; yukarıda bahsedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre "ruhsata aykırılıkları yapan" kişi olan yüklenici firma, imar para cezasının muhatabı olacağından, bu hususta araştırma yapılarak ona göre para cezası tesis edilmesi gerekirken, arsa sahibi davacılar adına para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Danıştay 14. Dairesinin 27.01.2015 tarih ve E:2014/9878, K;2015/407 sayılı kararında;

“Olayda davalı idare tarafından dava konusu yapının tamamına yıkım kararı verilmiş olup; uyuşmazlık konusu yapının 471,5 m2'lik kısmı için yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni belgesi alınmış olması nedeniyle, sadece ruhsatsız olan kısımlar için yıkım (ve para cezası) kararı alınabileceğinden ruhsatlı olan kısmı da kapsar şekilde yıkım (ve para cezası) kararı alınmasında hukuki isabet görülmemiştir.

Danıştay 14. Dairesinin 25.09.2018 tarih ve E:2015/6102, K:2018/5683 sayılı kararında;

“Bu durumda; yapı tatil zaptı ile tespit edilen aykırılıklar nedeniyle para cezası verilmesinden sonra, aynı yapıda ruhsat ve eklerine aykırı ya da ruhsatsız olarak yapı yapıldığının yeniden tespiti halinde, yeni bir yapı tatil tutanağı düzenlenmek suretiyle tespite konu aykırılıklar üzerinden yeni fiile verilecek ceza miktarı belirlendikten sonra, bu miktar üzerinden tekerrür hükmü uygulamak suretiyle, başka bir ifadeyle; ilk yapılan tespitten sonra inşasına devam edilen kısım üzerinden hesaplanacak para cezasının tekerrür hükümleri uygulanarak bir kat artırılarak verilmesi gerekirken, bir önceki cezanın bir katının alınması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık, İdare Mahkemesi kararının para cezasının reddine ilişkin kısmında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Danıştay 14. Dairesinin 31.05.2018 tarih ve E:2015/4692, K:2018/4304 sayılı kararında;

“Bu durumda; arsa üzerinde ruhsatsız baz istasyonu yapıldığı, dosyada bulunan idari para cezası hesaplama raporunda bu yapıların 2/B sınıfı yapı olduğu kabul edilmiş ise de, bu yapının arsa üzerinde yapılmış yardımcı yapı (müştemilat) niteliğinde 1/A sınıfı yapı olduğu anlaşıldığından; 1/A yapı sınıf ve grubu esas alınarak para cezası hesaplanması gerektiği halde, durum ve niteliğine uygun olmayan sınıf ve gruba göre hesaplanan para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığıgerekçesiyle para cezasının tamamının iptali gerektiğine karar verilmiştir.

Danıştay 14. Dairesinin 20.09.2018 tarih ve E:2015/2650, K:2018/5497 sayılı kararında;

“Bu durumda; davalı idarece, işleme konu yapının mevcut haliyle veya öngörülen bir afet tehlikesi karşısında can ve mal emniyetini tehdit ettiği ve çevre ve görüntü kirliliğine sebebiyet verdiğini açık ve kesin olarak ortaya koyan herhangi bir tespitte bulunulmaması ve yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihte, inşai faaliyetlerin henüz tamamlanmamış olması nedeniyle, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 4., 11. ve 13. alt bentleri uyarınca artırım uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bu alt bentlere ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU

Ruhsatsız (kaçak) veya ruhsata aykırı olan yapı; BİNA niteliğindeyse ve belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi (sit alanı gibi) yerlerde ise, yapı sahibi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesi uyarınca imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı soruşturma başlatılır.

Yapı 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu veya 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi özel Kanunlara tabi olan alanlarda (Boğaziçi, doğal sit, arkeolojik sit, tarihi sit, kentsel sit gibi alanlarda) kalıyorsa, imar kirliliği ve ilgili özel Kanuna muhalefet etme suçu yönünden TCK'nın 44. maddesi uyarınca fikri içtima hükümlerine göre yargılama yapılır.

Fakat, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesinin 7. fıkrasında; "Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir.'' hükmü nedeniyle, ruhsatsız veya ruhsata aykırı para cezası verilen kişinin aynı zamanda imar kirliliğine neden olma suçundan dolayı mahkum olması durumunda, para cezası verilen kişi tarafından yapılacak başvuru üzerine, idari para cezası ödenmişse iadesi, ödenmemişse kaldırılması gerekmektedir. (Danıştay İDDK., 28.06.2018 tarih ve E:2016/3155, K:2018/3741; İstanbul BİM 5. İDD., 31.10.2019 tarih ve E:2019/2463, K:2019/3144 sayılı kararları)

Bu kapsamda yapılacak başvurularda İdari Yargılama Usulü Kanununda öngörülen idari başvuru usul hükümlerinin doğru bir şekilde işletilmesi önem arz etmektedir. Başvuru usulünde yapılacak olan bir hata, açılacak olan davanın kaybedilmesi veya ödenmiş olan para cezasının tahsilinin çok uzun sürmesine neden olacaktır.