Bizim Karadenizli Temel ile arkadaşı yolda giderlerken, yanlarına bir turist gelmiş. Acele ve heyecanlı bir şekilde İngilizce bir şeyler sormuş. Bizimkilerin anlamadığını görünce bu defa Fransızca konuşmuş. Gene anlatamayınca Almanca konuşmuş. Bizimkilerin anlamadığını ve boş boş bakındıklarını görünce telaşlı bir şekilde yanlarından ayrılmış.
Arkadaşı Temel’e : “Ula Temel, bir lisan öğrenemedik gitti” demiş.
Temel : “Öğrensen ne olacak, bak adam üç lisan biliyor, gene derdini anlatamadı” diye cevap vermiş.
Bu fıkraya benzer bir olaya da Ankara’nın Polatlı İlçesinin girişinde bulunan kocaman bir tabelada tanık olmuştum. Belediyenin diktiği bu tabela halen duruyor mu bilmem ama, mavi zemin üzerindeki kocaman tabelada, büyük beyaz harflerle aynen şöyle yazıyordu .
“Türkçe söyledik anlatamadık, we want to be a City”. İl olma isteklerini bu şekilde dile getirmişlerdi.
Üç dil bilmesine rağmen, ne turist derdini anlatabildi, ne de diktikleri kocaman tabelaya rağmen Polatlı İl olabildi.
Derdimizi anlatamadık diye biz niye canımızı sıkıyoruz ki !
Nasıl olsa, siyasiler ve yöneticiler ve bunlar tarafından güdülen medya bizim adımıza konuşup, bizim adımıza düşünüyorlar.
“Çözüm süreci” adı altında “bölüşüm sürecini” yutturmak istiyorlar.
Paris’te öldürülen üç pkk’lının cenaze törenini bile bu amaçla kullandılar.
Şu soruların cevabını vermek lazım.
Bu üç cenaze başka başka illerde toprağa verilmesine rağmen, Diyarbakır’a getirilerek ilk tören burada yapıldı.
Neden ?
Hastahane bahçesine pkk bayrağı çekildi.
Nasıl ?
Sanki yabancı bir devlet toprağı gibi, tören ve yürüyüş sırasında Türk Polisi görev yapmadı. Uzaktan ve havadan seyretti.
Niçin ?
Cenaze töreninde olay çıkmamasını halkın, çözüm sürecine katkı olarak göstermek istiyorlar. Aslında örgüt diyor ki “Buralar benimdir, ben istersem olay çıkarırım, istersem çıkarmam, sen uzak duracaksın.”
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, pkk’lı teröristlerle görüştüğünü söylediği için “Teröristle neden görüştün, ne konuştun” diye soruyorlar.
Teröristle konuşmak suç ise, biz neden konuşuyoruz.
Teröristle neler konuşulduğunun açıklanması gerekiyorsa, biz neden konuşulanlardan haber alamıyoruz.
Terör örgütü silah bırakarak sınır dışına çıkacakmış.
Peki, bunun karşılığı olarak kendisine ne verilecek, vaat edilen nedir ?
Türkçe söyledik anlatamadık.
İngilizce söyledik olmadı.
Yollara tabelaları da onlar diktiler, Diyarbakır’a “amed” diye.
Bilmem, şimdi kafamıza “dank” etti mi ?



Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.