İcra ve İflas kanun uygulamalarında alacaklının herhangi bir alacağı nedeniyle borçlu hakkında yürüttüğü icra takibinin satıştan sonraki takibin son safhasını sıra cetveli oluşturur.

Borçlunun icra yahut iflas dairesi tarafından satılarak paraya çevrilen mallarının tüm borcu karşılamaması nedeniyle, icra veznesindeki para (emanet kasa) İ.İ.K 140 ve İ.İ.K 206 madde hükümlerine dayanılarak müdürlük tarafından bir cetvel tanzim edilmek suretiyle tüm alakadarlara tebliğ olunarak hazırlanan cetvelin kesinleşmesi üzerine ilgililerine ödenir.

Paraların paylaştırılması zamanı, masraflar ve vekalet ücreti’nin düzenleme altına alındığı İ.İ.K 138 madde düzenlemesi kapsamında;

Mahcuz mallar tamamiyle satıldıkta bedelleri alakadarlara hisselerine göre paylaştırılır ve bir kısmı satıldıkta icabına göre bedeli hisseleri nispetinde alakadarlara avans olarak dağıtılır.

Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nispetinde paylaştırılır.

Vekil vasıtasiyle yapılan takiplerde vekalet ücretinin miktarı, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın, icra memuru tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hasaplanır. Bu şekilde tayin olunan vekalet ücreti de takip masraflarına dahildir.

Yasanın amir hükmü gereğince satışı yapılan mahcuz malın paraya çevrilmesi sonrasında o malın paraya çevrilmesi için dosyadan yapılan tüm masrafların peşin olarak alınacağı kalan para ise dosya borcu, borca işleyen faiz, masraf, vekalet ücreti gibi alacak kalemlerini kapsayacak şekilde belirlenen dosya alacak miktarları belirli bir sıra ile alacaklılarına ödenir.   

Hacze iştirak derecelerinin teşkilini sağlamak amacıyla, satışa konu mahcuz üzerine uygulanan ilk hacizden sonra malın bedeli icra veznesine girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilecek alacaklılar İ.İ.K 100 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre;

1 – İlk haciz ilamsız takibe müstenitse takip talebinden ve ilama istinat ediyorsa dava ikamesinden mukaddem yapılmış bir takip üzerine alınan aciz vesikasına,

2 – Yukarıdaki fıkrada yazılı tarihlerden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama,

3 – Aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmi veya tarih ve imzası tasdikli bir senede,

4 – Aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri makbuz veya vesikaya istinat eden alacaklılardır. Bu suretle iştirak halinde icra dairesi müracaat üzerine aynı derecedeki alacaklıların bütün alacaklarına yetecek nispette ilave suretiyle hacizler yapar. Bunların haricindeki alacaklılar ancak, evvelki dereceden artacak bedeller için hacze iştirak edebilirler.

Öte yandan borçlu hakkında başlatılan 6183 sayılı yasa kapsamındaki “devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları” nedeniyle borçlunun mal varlığı üzerine haciz konulabilir ve bu malların satışı ile icra veznesine yatırılan paranın tüm alacaklılara yetmemesi üzerine oluşturulacak sıra cetvelinde rüçhan hakkını kullanmak suretiyle yerini alır.

Borçluya ait taşınır yahut taşınmaz bir malın aynından kaynaklanan devletin alacak hakkı (taşınmaz satışında emlak vergisi borcu, araç satışında motorlu taşıtlar vergisi) malın icra marifetiyle satılması itibariyle ilk olarak ayrılması lazım gelen paralardandır.

Ancak satışa konu mahcuz malın aynından doğmamış olup kaydında herhangi bir vergi borcu, cezası, gecikme zammı gibi nedenlerden dolayı bir devlet alacağı için haciz konulmuş olabilir. Bu kapsamda borçlunun devlete malın aynından kaynaklanmayan ancak başka bir amme alacağı nedeniyle icra dairesi tarafından oluşturulacak sıra cetvelinde de söz konusu amme alacağı için rüçhan hakkı vardır. Öyle ki ilk haczin konulmasından sonra araya giren hacizlere rağmen malın satışından elde edilen tutan icra veznesine yatırılıncaya kadar olan sürede konulan hacizler nedeniyle icra kasasındaki paranın garameten taksim olunmak suretiyle sıra cetvelinin tanzim edilmesi gerekir.

Amme alacaklarında rüçhan hakkı:

6183 Sy./Madde 21 – Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel omal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur. Genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim, harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz.

Rehinli alacaklıların hakları mahfuzdur. Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrimenkulün aynından doğan amme alacakları o eşya ve gayrimenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan sonra gelir.

Borçlunun iflası, mirasın reddi ve terekenin resmi tasfiyeye tabi tutulması hallerinde amme alacakları imtiyazlı alacak olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinin üçüncü sırasında, bu sıranın önceliğini alan alacaklar da dahil olmak üzere tüm imtiyazlı alacaklar ile birlikte işleme tabi tutulur.

İcra dairesi tarafından satılarak paraya çevrilen mahcuz malın kaydında bulunan tüm haciz alacaklılarından (İ.İ.K 100 maddesi ile toplanan) edinilen bilgi kapsamında borçlunun malın satış günü itibariyle ne kadar borcunun olduğunun tespit edilmesi sağlıklı bir sıra cetvelinin tanzimi için önemlidir.

Öte taraftan her zaman hacizli malın satışını gerçekleştiren icra dosyası birinci sıradaki haciz alacaklısının takibine devam olunduğu icra dosyası olmayabilir. Bu nedenle hacizli mal hangi sırdaki haciz alacaklısına ait icra dairesinden satılarak paraya çevrilirse çevrilsin sıra cetveli mutlaka ilk haczi uygulayan daire tarafından yapılmalıdır.

6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkındaki kanun hükmünden doğan (vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait) amme haciz alacaklıları ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunundan kaynaklanan alacaklıların hepsi düzenlenecek sıra cetvelinde tek tek gösterilerek tüm ilgililere tebliğ olunur.

Sıra cetvelini tebliğ alan haciz alacaklıları 7 gün içinde icra hukuk mahkemesine şikâyet yoluna başvurabilir veya genel mahkemede aynı süre içerisinde sıra cetveline itiraz davası açabilirler. Kanunda belirtilen sürelerde sıra cetveline itiraz olunması halinde mahkemece verilecek kararın kesinleşmesine kadar İ.İ.K 142/a da yazılı hüküm saklı kalmak kaydıyla hiçbir haciz alacaklısına ödeme yapılamaz.

Sıra cetvelinin taraflara tebliğ edilmesinden sonra icra hukuk mahkemesinde yahut genel mahkemede herhangi bir dava açılmaz ise bu durumda cetvelde yazılı alacaklılara alacak oldukları miktarlar ödenerek paralar paylaştırılabilir.

II. GÜNCEL YARGI KARARLARI

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/729 Esas ve 2021/265 Karar


1. Taraflar arasındaki "memur işleminin iptali" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kabulüne ilişkin karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına direnilmiştir.

2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ
Şikâyetçi Üçüncü Kişinin İstemi:

4. Şikâyetçi üçüncü kişi vekili 30.03.2015 tarihli şikâyet dilekçesinde; Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/9737 E. sayılı takip dosyasında borçlu Serdar Kapar (...) adına kayıtlı ... plakalı aracın satıldığını ve ihalenin kesinleştiğini, Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mahcuz mallar için alınacak ücret tarifesi hakkında tebliğin 4. maddesinin “Muhafaza müddeti hitamında bu tarifenin 3. maddesi uyarınca hesap edilecek ücret, mahcuz malın satışa esas alınacak değerinin %30 unu geçemez.” şeklinde düzenlendiğini, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un amme alacaklarında rüçhan hakkı başlıklı 21. maddesine göre aracın aynından doğan Kurum alacağının rüçhanlı alacak olması nedeniyle satış bedelinden idareye (öncelikle) ödenmesi gerektiğini belirterek Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/9737 E. sayılı dosyasından verilen “Yediemin alacağının MTV alacağından önce ödenmesi gereken alacak olması nedeniyle ihale bedelinin alacaklıya ödenmesine” dair işleminin iptaline karar verilerek sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararı:

5. Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 08.04.2015 tarihli ve 2015/338 E., 2015/323 K. sayılı kararı ile; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 138/2. maddesinin 2. fıkrasına göre paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar ödendikten sonra kalan para tüm alacaklıları tatmin etmeye yetmez ise sıra cetvelinin düzenleneceği, İİK’nın 206. maddesinin 1. fıkrasına göre satışa konu malın aynından doğan vergiler ödendikten sonra rehinli alacaklılara ödeme yapılacağı, motorlu taşıtlar vergisinin (MTV)’nin aracın aynından doğan bir vergi olduğu, bu durumda öncelikle MTV ödendikten sonra kalan paranın tasfiyesinin sıra cetveli tanzimi suretiyle yapılacağı, icra dosyasında bir sıra cetveli yapılmadığı, şikâyetçi her ne kadar satış bedelinden %30'dan daha fazlasının alacaklıya ödenemeyeceği iddiasında ise de daha sonra gelen bir alacağı olduğu iddiasında olmadığından yani %30 ödendikten sonra kalan parada hakkı olduğunu iddia etmediğinden bu hususun inceleme konusu yapılmadığı, ayrıca MTV’nin ödenmesinden sonra kalan miktar için sıra cetveli düzenlenmesi gerektiğinden şikâyetçinin talebine uygun olarak sıra cetveli düzenlenmesine karar vermenin de gerekmediği gerekçesiyle şikâyet dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmeden evrak üzerinden davacı alacaklının (şikâyetçinin) şikâyetinin kabulü ile 77 DR 862 plakalı aracın satış bedelinden davacı alacaklının MTV sebebiyle alacaklı olduğu miktarın öncelikle ödenmesine evrak üzerinden karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

6. Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 01.10.2015 tarihli ve 2015/16674 E., 2015/22568 K. sayılı kararı ile;

“….Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Şikayetçinin, ihale konusu aracın aynından kaynaklanan kurum alacağının rüçhanlı olduğunu belirterek ihale bedelinin takip alacaklısına ödenmesine dair icra müdürlüğü kararının iptali ve sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile aracın satış bedelinden, öncelikle, şikayetçinin alacaklı olduğu miktarın ödenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”. Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK.nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkânı tanınmalıdır.

Somut olayda, ihale konusu aracın kaydında birden fazla haczin bulunduğu ve şikayetçinin, vergi alacağı olduğunu iddia ettiği görülmektedir. Şikayetçinin alacağının rüçhanlı olup olmadığı, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğü sıra cetveli düzenlemekten imtina edemez. Bir başka anlatımla alacaklıların itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerekmektedir. O halde, mahkemece, birden fazla alacaklının bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, icra müdürlüğünce İİK.nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Diğer yandan, şikayetçinin başvurusu, icra müdürlüğünün satış bedelinin alacaklıya ödenmesi işleminin iptali ile sıra cetveli yapılmasına yönelik olup, ...nun 26.maddesine aykırı şekilde talep aşılarak, şikayetçinin alacağının satış bedelinden öncelikle ödenmesine karar verilmesi de doğru değildir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

8. Bursa 3. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 22.03.2016 tarihli ve 2015/1235 E., 2016/272 K. sayılı kararı ile; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin kararlarında belirtildiği üzere “eşyanın aynından kaynaklanan vergi alacağı rüçhanlı alacak olup, sıraya tabi değildir. Mahkemece rüçhanlı alacak olduğu ve rehinli alacaklardan önce ödenmesi gerektiği yazılarak bu alacağa ilişkin miktarın 1. sıradan ödenmesine karar verilmesi ... doğru olmadığı", "İcra müdürlüğünce her ne kadar sıra cetveli yapılmamış ise de, bedeli paylaşıma konu araç satışından elde edilen paranın ancak yediemin ücretine yeteceği ve öncelikli alacaklılardan vergi dairesinin MTV alacağına yetmediğine ilişkin (somut olayda 26.02.2015 tarihli karar ve bu karara bağlı 02.03.2015 tarihli yazı) bildirim, teknik anlamda sıra cetveli kabul edilip yargılamanın da bu şekilde yapılarak sonuçlandırılması gerektiği", "... şikâyet olunanın alacağı rehinli alacak ise de doğum tarihi sonra olduğu gibi, esasen doğum tarihi önce olsaydı dahi, şikâyetçinin eşyanın aynından doğan alacağına göre öncelikli olduğundan bahsedilemezdi ... şikayet olunan ... ın şikayetçinin eşyanın aynından doğan vergi alacağından daha sonra ödenmesi gerektiği ve alacağının İİK'nın 138/2 maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı da olmadığı...", uyuşmazlığın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından incelenmesi gerektiği, kaldı ki Özel Daire bozma kararında belirtilenin aksine şikâyetçinin talep sonucunun sıra cetveli düzenlenmesi değil MTV'nin öncelikle ödenmesi olduğu, sıra cetvelinin düzenlenmesi asıl amacın önündeki ara amaç olduğu gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

9. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

10. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; sıra cetvelinin düzenlenmesinin gerekip gerekmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 26. maddesine göre mahkemece talebin aşılıp aşılmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

11. İİK’nın “Sıra cetveli” başlıklı 140. maddesine göre; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemiye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.
Alacaklılar 206. madde mucibince iflas hâlinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.

Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir”
Aynı Kanunun 141. maddesi uyarınca “Sıra cetvelinin birer suretinin icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilir.”

“Cetvele itiraz” başlıklı 142. maddesi ise “Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.

Dava basit muhakeme usuliyle görülür.

İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur” şeklinde düzenlenmiştir.

12. Açıklanan bu yasal düzenlemeler ile İİK’nın 100 ve 101. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması hâlinde yapılan satış sonucu elde edilen satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi durumunda icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerekir. Nitekim bu hususlar Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2009 tarihli ve 2009/12-187 E., 2009/223 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.

13. Satış tutarı toplamı, aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m. 100-101) bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse, (ilk haczi uygulayan) icra dairesi, alacaklıların bir sıra cetvelini yapar. Sıra cetvelinde aynı derecede hacze iştirak etmiş olan (m. 100-101) bütün alacaklılar, alacak miktarları ve faizleri ile gösterilir. Bu alacaklıların her biri belli bir sıraya girer. Bu sıra, İİK’nın 206. maddesinde gösterilmiştir (Kuru, B: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara, 2013, s. 730, 732,733).

14. Sıra cetveli, satış bedelinden alacakları ödenecek kimselerin ve bunların alacaklarının İİK’nın 206. maddesi uyarınca imtiyaz durumlarının ve hangi sıraya dahil olduklarının tesbiti amacıyla düzenlenir. Böylece hangi alacakların öncelikle ödeneceği, hangi mahiyetteki alacakların hangi sıraya kaydedileceği sıra cetveli yapılması ile belirlenmiş olur. İİK’nın 206 ve 207. maddelerine göre sıra cetvelinin nasıl düzenleneceği İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesinde gösterilmiştir.

15. İİK’nın 206. maddesinin 1. fıkrası 15.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değiştirilmiş ise de, ihale tarihinde yürürlükte bulunan ve İİK’nın 140. maddesinin 2. fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 206. maddenin 1. fıkrasında bir malın aynından doğan devlet alacaklarının rehinli alacaklardan önce ödenmesi gerektiği düzenlenmiştir.

16. İİK’nın 138. maddesinin 2. fıkrası “…Haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar önce satış tutarından alınır ve artan para takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nispetinde paylaştırılır…” şeklinde düzenlenmiş olup,151. maddesi ise, “…Rehin bedelinden masrafların çıkarılmasında ve artanın alacaklılar arasında paylaştırılmasında 138 inci madde hükmü tatbik olunur. Satış tutarı alacaklıların alacağını ödemeğe yetmezse icra memuru 206 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre alacaklıların her birine ait sıra ve payları tayin eder. 141, 142 ve 144 üncü maddelerin hükümleri burada da caridir…” hükmünü içermektedir.

17. İİK’nın 138. maddesinin 2. fıkrasında yazılı haciz giderlerine, hacizli malların muhafaza (yediemin) giderleri de dahildir.

18. İİK’nın 88. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi “…Haczedilen malların muhafazası aşamasındaki ücretler Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenecek tarifeyle belirlenir…” hükmünü düzenlemektedir. Tarifeye göre belirlenen yediemin ücretinin takip masrafı olarak satış tutarından öncelikli alınması, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasında yapılan paranın paylaştırılması hâlinde söz konusudur.

19. Yediemin kendi tarifesine göre belirlediği yediemin ücretini alacaklı sıfatı ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe koyması hâlinde, bu dosyadan yapılacak paraların paylaştırılmasında eşyanın aynından kaynaklanan motorlu taşıt vergisi alacağından öncelikli olup olmadığı, öncelikli ise Adalet Bakanlığı yediemin ücret tarifesine göre belirlenen miktar kadar mı öncelikli olduğu ancak sıra cetveline itiraz üzerine alacaklılar tarafından mahkemede açılacak davada karara bağlanabilir.

20. İİK’nın 140. maddesine göre satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesince sıra cetveli yapılır ve bu cetvele İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesi uyarınca alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul ve reddedilen para miktarlarının, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği yazılır. İİK’nın 141. maddesi gereğince de sıra cetvelinin birer suretinin icra dairesi tarafından alakadarlara tebliğ edilmek suretiyle alacaklılara itiraz etme imkânı sağlanmaktadır.

21. İcra dairesince sıra cetveli yapılmaması hâlinde bu husus, İİK’nın 16. maddesinin 2. fıkrasına göre bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan alacaklılar icra mahkemesine şikâyet yolu ile başvurarak aynı Kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasına göre sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesini talep edebilirler.

22. Somut olayda; alacaklı ... tarafından yediemin muhafaza alacağının tahsili amacıyla Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/9737 E. sayılı dosyasında taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin itirazsız kesinleşmesi üzerine Yalova İcra Dairesinin 2014/4494 Tal. sayılı dosyasına rehin konusu aracın satışı amacıyla yazılan talimat gereğince aracın satışının yapıldığı ve ihale bedelinin asıl icra dosyasına gönderildiği, asıl icra dosyasında icra müdürünün 26.02.2015 tarihli işleminde; takip dosyasının yediemin muhafaza ücreti alacağından kaynaklı hapis hakkına ilişkin olması ve bu tür alacakların İİK’nın 138/2. maddesi gereği öncelikli olarak İİK’nın 206/1 ve 6183 sayılı Kanun’un 21/1. maddesi uyarınca rüçhanlı ödenmesi gereken eşyanın aynına ilişkin vergi borcundan da önce ödenmesi gereken alacak olması nedeniyle takip alacağını karşılamaya yeterli olmayan ihale bedelinin alacaklı yana ödenmesine, MTV borcu yönünden kayıtlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne bilgi verilmesine karar verildiği, şikâyetçi Yalova Vergi Dairesi Müdürlüğünün icra mahkemesine başvurarak icra müdürünün satış bedelinin alacaklıya ödenmesi işleminin iptali ile sıra cetveli yapılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

23. İcra müdürünün şikâyet konusu olan 26.02.2015 tarihli işlemi İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 59. maddesinde belirtilen şekilde düzenlenmediğinden sıra cetveli mahiyetinde değildir.

24. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, ihale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve satış bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK’nın 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılması zorunludur. Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususları ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlardır.

25. O hâlde üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16. maddesi kapsamında şikâyet olup, mahkemece İİK’nın 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca icra müdürlüğünce İİK’nın 140. maddesine göre sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak ve ayrıca yukarıda belirtilen ilke ve kurallara uygun şekilde sıra cetveli düzenlenmeden şikâyetçinin alacağının öncelikle ödenmesine karar verilmesi yerinde değildir.

26. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/29481 Esas ve 2018/3061 Karar

 
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda; vergi mükellefi dava dışı ... Tarım Unlu Mamül İnş. Malz. Taş. Tur. Gıda Tem. ve Tem. Malz. Ltd. Şti adına kayıtlı taşınmazın ihale edildiğini ve ihalenin kesinleştiğini, anılan taşınmaz üzerinde bulunan şikayetçi kurum lehine haczin halen devam ettiğini ancak icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaksızın, öncelikle birinci ve ikinci sıra ipotek alacaklılarına ödenme yapılmasına karar verildiğini, oysa 6183 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. bendi gereğince satış bedelinin garameten taksim edilmesi gerektiğini belirterek aksi yöndeki icra müdürlüğü işleminin kaldırılmasını ve sıra cetveli yapılarak amme alacağına garameten yer verilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.


İİK'nun 140/1. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar”. Öte yandan, İİK'nun 100. maddesi nazara alındığında borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Yukarıda açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu durumlarda icra müdürlüğünce İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır.

Somut olayda, şikayetçi kurumun itirazlarını ileri sürebilmesi için sıra cetveli yapılması gerekirken bu taleplerinin, icra müdürlüğünce ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrilmiş olduğu ve ihale bedelinin birinci ve ikinci sıralardaki ipotek alacaklılarına yetmediği gerekçesiyle 01.03.2016 tarihli kararla reddedildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikâyetin kabulü ile anılan icra müdürlüğü işleminin iptali ile İİK'nun 140. maddesi uyarınca sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.


SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/13779 Esas ve 2016/15302 Karar


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklının icra mahkemesindeki şikayetinde; borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu ... adına kayıtlı 9 adet taşınmazın 08.05.2015 tarihli ihalede alacağa mahsuben alındığını, icra müdürlüğünün 13.05.2015 tarihli kararıyla, ... Vergi Dairesi Müdürlüğü'nden gelen 13/05/2015 tarihli ... sayılı vergi borcu yazısı uyarınca, amme alacaklarının, 1. sırada bulunan dosya alacağına garameten iştirak ettiğinden derece cetvelinde yapılacak garamet hesabı sonucu amme alacağının ihale alıcısı alacaklı bankadan tahsiline, garamet hesabı sonucu belirlenecek amme alacağının yatırılması halinde ihalenin kesinleştirilmesi işleminin yerine getirilmesine karar verildiğini, icra müdürlüğü işleminin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek iptalini talep ettiği, mahkemece, 6183 SY’nın 21/1. maddesi gereğince mahcuzlara satıştan önce haciz uygulayan bütün kamu idarelerinin kamu alacağı ilk hacze iştirak ettirilmesi ve satış bedelinin aralarında garameten paylaştırılması gerektiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.

İİK'nun 140. maddesinin birinci fıkrasına göre; "Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar" düzenlemesine yer verilmiştir.

Diğer taraftan, İİK'nun 100. maddesine göre ise, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Birden fazla alacaklı bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılarak alacaklılara diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkânı tanınmalıdır.

O halde mahkemece, İİK'nun 140. maddesi uyarınca sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerekirken anılan husus göz ardı edilerek yazılı şekilde şikâyetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.