Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 9 hâkimi bin 500'er TL tazminata mahkûm etmişti. Haberal'ın avukatlarının aynı gerekçeyle Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gözaltı kararını veren savcılar için açtıkları tazminat davasında ise cezaya gerek olmadığına hükmedildi. Gerekçeli kararda yargılama sürerken tazminat verilemeyeceği vurgulandı.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin Mehmet Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle 9 hakimi tazminata mahkum ettiği karar yarın görüşülecek. Yargıtay Genel Kurulu, hakimlerin mahkum edildiği kararla ilgili son sözü söyleyecek. Bu görüşmenin öncesinde yine Haberal'ın Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara açtığı tazminat davasında verilen ilginç bir karar ortaya çıktı. Haberal'ın avukatları, Ağustos 2009'da Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde savcılara, Şubat 2010'da Yargıtay'da 9 hakime manevi tazminat davası açtı. Haberal'ın avukatları Yargıtay'a sundukları dilekçenin bir benzerini Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de sundu. Dilekçede, 17 Nisan 2009'da tutuklanan Haberal hakkında 16 Temmuz 2009'da hazırlanan iddianamedeki konuların gerçeği yansıtmadığı iddia edildi.


Yargıtay, tazminatı onayladı

İddianamede yer alan isnatların hiçbirinin suç içermediği, delillerin de telefon dinlemelerinden ibaret olduğu ileri sürüldü. Savcıların, sübjektif değerlendirmeler, zorlama yoluyla çıkartılan yorumlarla farazi ve gerçek dışı suç ve suçlu bulunduğu iddia edildi. Bu iddiaların haksız ve hukuka aykırı olup bilim adamı kimliği bulunan Haberal'ın kamuoyu nezdinde ağır hakarete uğrayıp küçük düşürüldüğü ileri sürülerek, 50 bin TL'nin davalı savcılardan tazmin edilmesi talep edildi. Davalı savcıların cevap dilekçesinde ise, Haberal'ın halen 'terör örgütü kurmak ve yönetmek, yasama ve yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı hatırlatıldı. Sanık hakkında bütün delillerin de mahkeme dosyasında mevcut bulunduğu, bunlara ilişkin takdir ve değerlendirme hakkının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğu ifade edilen dilekçede, kamu adına görev yapan cumhuriyet savcılarına yönelik bu davanın hukuki dayanaktan mahrumiyeti gerekçesiyle reddedilmesi istendi.

Mahkeme, savcı Ercan Şafak hakkında ayrıca açılan 50 bin TL talepli manevi tazminat davasını diğer savcıların dosyasıyla birleştirip tek bir karar verdi. Gerekçeli kararda, davacı Haberal hakkında hazırlanan iddianamenin oluşturduğu ve henüz mahkemede açık bir dava bulunduğu ve bunu devam ettiği hatırlatıldı. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tazminat istemine ilişkin düzenlemelerin de ceza davası devam ettiği için uygulanabilir olmadığı belirtilen kararda, bu nedenle CMK'ya göre karar verilemeyeceği kaydedildi. Davalı savcılar için Medeni Kanun'un 25'inci maddesi kapsamında "kişilik haklarının korunması" talebi açısından davanın değerlendirildiği ifade edildi. Kararın sonuç kısmında, "Toplanan ve tartışılan tüm delillerden, kişisel kusura dayanıldığı, davalıların kamusal görevleri gereği bu aşamada kişisel kusurun tartışılamayacağı, bu nedenle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır." denildi. Yargılama giderleri davacı Haberal üzerine bırakılırken, 657 TL harcın da davacıya iadesine karar verildi. 25 Şubat 2010'da verilen bu karara ilişkin temyiz yolunun da açık olduğu bildirildi.  (Zaman)