''Çağımızda Hukuk ve Toplum'' adlı dergide yayımlanan bir yazıdan dolayı haklarında, ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan dava açılan yazar İsmail Beşikçi ile derginin Yazı İşleri Müdürü avukat Zeycan Balcı Şimşek'in, bu suçtan 1,5 ila 7,5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edildi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan Beşikçi ile Şimşek katıldı. Duruşmada, çoğu söz konusu dergiyi yayımlayan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesine üye 35 avukat da hazır bulundu.

Beşikçi'ye destek olmak için Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, gazeteci Ferai Tınç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto ve Ankara Düşünceye Özgürlüğü girişimi üyeleri de duruşmayı izledi.

Duruşmada, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın esas hakkında hazırladığı 2 sayfalık mütalaa mahkeme heyetine sunuldu.

Mütalaada, sanık Zeycan Balcı Şimşek'in sorumlu yazı işleri müdürü olduğu Çağımızda Hukuk ve Toplum adlı derginin, Kış 2010 tarihli sayısının, 5 ve 12. sayfalarında yer alan sanık İsmail Beşikçi'ye ait ''Ulusların kendi geleceğini tayin hakkı ve Kürtler'' başlıklı bir yazı yayımlandığını ve yazıda Türkiye'nin güneydoğusunun da yer aldığı coğrafyanın ''Kürdistan'' olarak nitelenmesi suretiyle PKK terör örgütünün propagandasının yapıldığı aktarıldı.

SAVCININ 'Q' HARFİ DUYARLILIĞI
Söz konusu yazıdaki bazı bölümlere de yer verilen mütalaada, yazıda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yapmış olduğu operasyonların gayrimeşru, PKK terör örgütünün mensuplarınca gerçekleştirilen eylemlerin ise meşru bir direniş olarak gösterilmeye çalışıldığı ve Kandil Dağı olarak adlandırılan yerin adının, baş harfinin Türkçe alfabede bulunmayan 'Q' harfiyle yazımının dahi örgütçe sürekli dile getirilen Kürtçe alfabe talebinin propagandası amacıyla yapılmış olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.

Dava konusu yazının son paragrafında da örgüt şiddetinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı savunulan mütalaada, sanıklar Beşikçi ve Şimşek'in, Terörle Mücadele Yasası'nın 7. maddesinin 2. bendi uyarınca, ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçundan 1,5 ila 7,5'ar yıl arasında hapisle cezalandırılmaları istendi.

''HUKUK TARTIŞMALARLA İLERLER''
Duruşmada savunması sorulan sanık İsmail Beşikçi, yazılı olarak hazırladığı 2 sayfalık savunmasını mahkeme heyetine sundu.

Beşikçi, Türkiye'de 21 Ekim 2007'de, Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı'nı düzenleyen 101. maddesiyle ilgili, 12 Eylülde de Anayasa'nın bazı maddelerinin değişmesiyle ilgili 2 referandum yapıldığını hatırlatarak, bu referandumlar sürecinde Anayasa'da yapılan değişiklikler nedeniyle hukukçular arasında çeşitli tartışmalar başladığını ve bu tartışmalarda görüşlerin benzeşmediğini aktardı.

''Burada önemli olan tartışmadır. Hukuk bu tartışmalarla ilerler'' ifadesini kullanan Beşikçi, tartışmaların hukuku ilerlettiğini, görüşlerden birisinin tartışılmasının yasaklanması durumunda işin değişeceğini ve bu yasağın hukuku gerileten bir etki yaratacağını belirtti.

İsmail Beşikçi, ''2-3 yıl öncesine kadar Kürt sorununun çok önemli bir sorun olduğunu bazı araştırmacılar söylerdi. Bugün herkes söylüyor. Cumhurbaşkanı, 'Kürt sorununun Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu' söylüyor. 'Türkiye'de toplumsal ve siyasal gelişmelerin, diplomatik ve ekonomik ilişkilerin yolunun, Kürt sorunu tarafından tıkandığını, Türkiye'nin önünün açılması gerektiğini' söylüyor. Başbakan ve bakanlar benzer söylemleri dile getiriyor'' dedi.

Kürt sorunu konusunda 2 yıldır basında önemli tartışmalar olduğunu ve bu tartışmaların sürmesi gerektiğini anlatan Beşikçi, araştırmacıların bilinçlerine çarpan tarihsel ve toplumsal konularda inceleme, eleştiri yapabilmelerinin gerekliliğini ve 40 milyondan fazla nüfusuyla Kürtlerin uluslararası planda hiçbir siyasal statüye sahip olmamalarının üzerinde durulacak bir konu olduğunu savundu.

Beşikçi, ''İnsanlar, düşüncelerini özgürce ifade edebilmelidir. Düşünce açıklamalarından dolayı idari ve cezai yaptırımlar olmamalıdır. 'Düşün suçu' davalarından dolayı beraat veya mahkumiyet olmamalıdır. Böyle davalar olmamalıdır'' diye konuştu.

Duruşmada savunması sorulan sanık Zeycan Balcı Şimşek de dergi için bilimsel bir yazı istedikleri Beşikçi'nin kaleme aldığı dava konusu yazıda kendisi ve diğer sanık Beşikçi'nin herhangi bir örgüt propagandası yapma amaçlarının olmadığını, yazının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve Basın Yasası'na uygun bir yazı olduğunu öne sürdü.

Mahkeme heyeti, söz alma talebinde bulunan, fakat zaman darlığı nedeniyle söz hakkı verilemeyen avukatların esas hakkındaki savunmalarını yapabilmeleri için duruşmayı erteledi.

BASIN AÇIKLAMASI
Duruşmanın ardından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi önünde Çağdaş Hukukçular Derneği adına yazılı bir açıklama yapıldı.

''İsmail Beşikçi vicdanımızdır, vicdanımızı susturamazsınız'' yazılı bir pankartın açıldığı basın açıklamasında konuşan İsmail Beşikçi, çağdaş uygarlığın en önemli göstergesinin ifade özgürlüğü olduğunu belirterek, ''Herhangi bir siyasal sistem ifade özgürlüğünü kurumlaştırmışsa o sistem çağdaş uygar bir sistemdir. Ve çağdaş uygarlığın en önemli göstergesi kanımca o toplumda ifade özgürlüğünün kurumlaşmış olmasıdır'' dedi.

Türkiye'de ifade özgürlüğünü sınırlayan, kısıtlayan en önemli sorunun Kürt sorunu olduğunu vurgulayan Beşikçi, bu sorunla ilgili çok yoğun eleştirilerin sürmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Avukat Taylan Tanay'ın yaptığı açıklamada ise Beşikçi ve Zeycan'ın değil, inkar ve asimilasyon politikasını sürdürenlerin cezalandırılması gerektiği ifade edildi.




AA