Kapalı kuruma iade konusu, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin[1] (ACİKAY) 12. Maddesinde[2] hüküm altına alınmıştır.

Hükümlüler hakkında bazı hallerin varlığı halinde kapalı kuruma iade kararı verilebilmektedir.

Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlüler şu hallerin varlığı halinde kapalı kuruma iade edilir:

1) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, (ACİKAY m. 12/1-a)

2) Firar edenler, (ACİKAY m. 12/1-b)

3) Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp disiplin cezası kesinleşenler, (ACİKAY m. 12/1-c)

4) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesi gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler, (ACİKAY m. 12/1-ç)

5) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar. (ACİKAY m. 12/1-d)

İade kararı vermeye yetkili makam ve onay makamı

Yukarıda belirtilen hallerin varlığı halinde hükümlü, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilecektir. Fakat bu kararın derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulması gerekmektedir. (ACİKAY m. 12/1)

Bu durumda onay makamının kararına göre hareket edilmesi gerekmektedir.

Kurum düzeni veya kişi güvenliğinin tehlike altında olması hali

Kurum düzeni veya kişi güvenliğinin tehlike altında olması halinde asayiş ve düzeni sağlamak için hükümlünün disiplin cezasının kesinleşmesi beklenmeden tedbiren kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine kurum yönetim kurulu tarafından karar verilebilir. (ACİKAY m. 12/1)

Cezaların toplanması hali

İnfaz edilen cezası dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 6 ncı maddesinde belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit edilenler ile kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilir. (ACİKAY m. 12/2)

Şartları tutmadığı halde açık kuruma ayrıldığı anlaşılanlar

Yine şartları tutmadığı halde açık kuruma ayrıldığı anlaşılanlar, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilebilecektir. (ACİKAY m. 12/2)

Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması hali

Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması halinde hükümlü, o il sınırları içerisindeki kapalı kuruma Bakanlıktan izin alınmadan gönderilebilecektir. (ACİKAY m. 12/3)

YARGITAY UYGULAMASI

İade kararından sonra hükümlünün süresinde teslim olmaması ve hükümlünün kaçması suçu

Yargıtay, İnfaz Hakimliğinin kapalı ceza infaz kurumuna iade kararını ve 2 gün içerisinde teslim olması gerektiğine ilişkin tebligatı usulüne uygun olarak  tebellüğ eden ve kararı tebellüğ ettikten sonra 2 gün içerisinde kapalı ceza infaz kurumuna teslim olması gerekirken teslim olmayan sanığın hükümlünün kaçması suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğini bazı kararlarında ifade etmektedir.[3]

Hükümlünün sonradan kesinleşerek gelen ilâmı yönünden açığa ayrılma şartlarını taşıması hali

Kapalı ceza infaz kurumuna iade kararının denetimli serbestlik tedbiri ile infaz edilen ilâma ilişkin olarak uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle hükümlünün sonradan kesinleşerek gelen ilâmı yönünden açığa ayrılma şartlarını taşıması halinde kapalıya iade kararının engel bir durum yaratmayacağı ifade edilebilir. Nitekim bu konuda Yargıtay’ın uygulaması da bu yönde olup, emsal kararlara rastlanmaktadır.[4]

Hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi

Hükümlünün müddetnamesine dayalı denetim planı uyarınca infaza devam edilirken denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi ve geçerli olan müddetnamedeki şartla tahliye tarihine göre hükümlünün cezasının kalan kısmının 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinin 6. fıkrası uyarınca kapalı ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilebilecektir.[5]

Hükümlü hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunması hali

Kapalı infaz kurumuna iade kararının bu kararın verildiği ilâm dışındaki 5275 sayılı Yasanın 107. maddesi gereğince şartlı tahliye süresinin hesaplanmasına yönelik içtima edilecek diğer ilâmlar açısından açığa ayrılma yönetmeliği kapsamında "açığa ayrılmaya engel bir durum" teşkil edeceğine dair hükümlü aleyhine değerlendirme yapılmaması gerekmektedir. Zira bu şekilde yorum yapmayı gerektirir yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.

Hükümlünün sonradan kesinleşerek gelen ilâmları yönünden açığa ayrılma şartlarını taşıması halinde kapalıya iade kararının engel bir durum oluşturmayacağını ifade edebiliriz.

Ancak açık ceza infaz kurumuna iade kararı, denetimli serbestlik tedbiri ile infaz edilen ilâma ilişkin olarak verilmiş ise, hükümlü kapalı kuruma iade edilecektir.

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[6] (CGTİHK) “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı” başlıklı 105/A maddesinin 6. Fıkrasına göre; koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine şu hallerin varlığı halinde karar verilebilecektir:

1) Hükümlünün ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi, (CGTİHK m. 105/A,6-a)

2) Hükümlünün Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi, (CGTİHK m. 105/A,6-b)

3) Hükümlünün Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi.(CGTİHK m. 105/A,6.c)

Yukarıda belirtilen durumların varlığı halinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine, infaz hâkimi tarafından karar verilebilmektedir.

Örneğin, denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir.[7]

Denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymamakta ısrar edilmesi sonraki cezalar açısından iyi hali ortadan kaldırmaz

Hükümlünün Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilen cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda geçirerek akabinde Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılması durumunda, örneğin 671 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen geçici 6. maddesinde yer alan hükümlere göre, hükümlünün koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalması ve iyi halli olması halinde yeniden denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabilmesi mümkündür.

Hükümlünün daha öncesinde denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymamakta ısrar etmesinin sonraki cezaları açısından iyi halini ortadan kaldırmamaktadır.

Çünkü hükümlünün öncesinde denetimli serbestlik tedbirinden yararlanmasının ikinci kez denetimli serbestlik tedbirinden yararlanmasına engel oluşturan herhangi bir yasal düzenleme hükmü bulunmamaktadır.

Burada önemli olan husus şudur: örneğin hükümlünün, 671 sayılı KHK hükümlerine göre, koşullu salıverilme tarihine 2 yıl veya daha az süre kalması halinde, bu sürenin önceki denetimli serbestlik tedbirinden faydalandığı sürelerle birlikte aşılmaması gerekir.

Bu gibi durumlarda iyi halli olduğu değerlendirilerek Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılan hükümlünün Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilen cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda geçirmesi ve 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinde belirtilen şartları taşıması halinde denetimli serbestlik tedbirinden yeniden yararlanabilecektir.[8]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

-------------------------

[1] RG: T. 02.09.2012, S. 28399.

[2] MADDE 12 – (Değişik:RG-22/8/2015-29453)

[3] Y.8.CD, E:2018/9836, K: 2019/1094, T:23.01.2019: “…5275 sayılı Kanunun 105/A-8. maddesi gereğince kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayan hükümlülerin TCK.nun 292. ve 293. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği, somut olayda İnfaz Hakimliğinin kapalı ceza infaz kurumuna iade kararını ve 2 gün içerisinde teslim olması gerektiğine ilişkin tebligatı usulüne uygun olarak 18.12.2014 tarihinde tebellüğ eden ve kararı tebellüğ ettikten sonra 2 gün içerisinde kapalı ceza infaz kurumuna teslim olması gerekirken teslim olmayan sanığın, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan hükümlünün kaçması suçundan mahkumiyeti yerine yerinde olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi,…”

[4] Y.1.CD, E:2018/2598, K: 2019/1267, T:04.03.2019: “….Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2014/21345 esas, 2014/20587 sayılı Kararında belirtilen " ...kapalı ceza infaz kurumuna iade edilmesinden sonra hükümlünün işlemiş olduğu başka suçlardan dolayı kesinleşerek gelen ilâmların 5275 Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesi kapsamında yapılan içtiması sonucu elde edilen toplam 8 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 6/1-a ve 6/2-a maddelerinde belirtilen yasal sürelerin dolmuş olması ve 5275 sayılı Kanunun 99. maddesindeki 'Bir kişi hakkında hükmolunan herbir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107 nci maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir.' şeklindeki yasal düzenleme ile 5275 sayılı Kanunun 107. maddesinde yer alan cezaların içtimai müessesesinin şartlı tahliye süresinin hesaplanmasına yönelik olması, kapalı infaz kurumuna iade kararının bu kararın verildiği ilâm dışındaki 5275 sayılı Yasanın 107. maddesi gereğince şartlı tahliye süresinin hesaplanmasına yönelik içtima edilecek diğer ilâmlar açısından açığa ayrılma yönetmeliği kapsamında "açığa ayrılmaya engel bir durum" teşkil edeceğine dair hükümlü aleyhine değerlendirme yapmayı gerektirir yasal bir düzenlemenin bulunmadığı" şeklindeki açıklamalara nazaran, kapalı ceza infaz kurumuna iade kararının denetimli serbestlik tedbiri ile infaz edilen ilâma ilişkin olarak uygulanması gerektiği, hükümlünün sonradan kesinleşerek gelen ilâmı yönünden açığa ayrılma şartlarını taşıması halinde kapalıya iade kararının engel bir durum yaratmayacağı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26/04/2018 gün ve 94660652-105-01-11259-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;…”

[5] Y.1.CD, E:2018/1333, K: 2019/1615, T:18.03.2019: “….içtima kararı ile verilen 4 yıl 17 ay hapis cezasına hükümlü ...'ın, bu cezasının infazı sırasında, denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanma talebinin kabulü ile cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmesine ilişkin Fethiye İnfaz Hâkimliğinin 12/04/2017 tarihli ve 2017/814 esas, 2017/807 sayılı kararını müteakip, denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinden bahisle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz kararının kaldırılması ile hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine dair Antalya İnfaz Hakimliğinin 29/06/2017 tarihli ve 2017/3095 esas, 2017/2721 sayılı kararının, hakkındaki cezalarının yeniden içtiması neticesinde düzenlenen Ortaca Cumhuriyet Başsavcılığının 06/04/2017 tarihli ve 2017/1720 sayılı müddetnamesine dayalı denetim planı uyarınca infaza devam edilirken hükümlünün 06/06/2017 tarihinde denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği ve geçerli olan müddetnamedeki şartla tahliye tarihinde göre hükümlünün cezasının kalan kısmının 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinin 6. fıkrası uyarınca kapalı ceza infaz kurumunda çektirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönde kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden …bozma…”

[6] Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Kanun Numarası : 5275, Kabul Tarihi : 13/12/2004, Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 29/12/2004 Sayı : 25685, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 44

[7] Y.1.CD, E:2018/603, K: 2019/2835, T:20.05.2019.

[8] Y.1.CD, E:2017/952, K: 2019/1955, T:01.04.2019: “….Nitelikli hırsızlık ve benzeri suçlardan Küçükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2015 tarihli ve 2015/47 değişik iş sayılı içtima kararı ile 1 yıl 11 ay hapis cezasına hükümlü ...'in, denetimli serbestlikten faydalanma talebinin kabulü ile 6291 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen 105/A ve 6411 sayılı Kanunun geçici 4. maddeleri gereğince hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 27/09/2016 tarihine kadar olan kısmının 27/09/2015 tarihinden geçerli olmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına dair Silivri 2. İnfaz Hakimliğinin 17/09/2015 tarihli ve 2015/2964 esas, 2015/2874 sayılı kararını takiben, hükümlünün kendisine yüklenen denetim planını ihlal ettiğinden bahisle kapalı ceza infaz kurumuna iadesi talebinin kabulü ile anılan denetimli serbestlik kararı kaldırılarak 5275 sayılı Kanunun 105/A-6-b maddesi gereğince Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmesine ilişkin Bakırköy İnfaz Hakimliğinin 03/12/2015 tarihli ve 2015/1789 esas, 2015/1810 sayılı kararını müteakip, hükümlünün yeniden 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle tahliye talebinde bulunması üzerine bahse konu talebin reddine dair Kocaeli İnfaz Hakimliğinin 27/10/2016 tarihli ve 2016/5046 esas, 2016/4973 sayılı kararına hükümlü tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/11/2016 tarihli ve 2016/1703 değişik iş ve yine o yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın reddine dair Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/11/2016 tarihli ve 2016/1729 değişik iş sayılı kararları ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesine ilişkin Bakırköy İnfaz Hakimliğinin 03/12/2015 tarihli ve 2015/1789 esas, 2015/1810 sayılı kararını müteakip, sonradan infazına eklenen hapis cezasının da eklenmesi ile 1 yıl 21 ay hapis cezasının infazına ilişkin Küçükçekmece 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2016 tarihli ve 2016/13 değişik iş sayılı içtima kararına istinaden düzenlenen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07/04/2016 tarihli ve 2016/7-964 sayılı müddetnamesi ile koşullu salıverilme tarihinin 10/06/2017 tarihi olarak belirlendiği dikkate alındığında, …..Hükümlünün Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilen cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda geçirerek akabinde Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrıldığı, hükümlünün koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalması ve iyi halli olması halinde yeniden denetimli serbestlik tedbirinden faydalanabileceği ve daha öncesinde denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymamakta ısrar etmesinin sonraki cezaları açısından iyi halini ortadan kaldırmayacağı, kaldı ki öncesinde denetimli serbestlik tedbirinden faydalanan hükümlünün ikinci kez denetimli serbestlik tedbirinden faydalanamayacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı, burada önemli olan hususun koşullu salıverilme tarihine 2 yıl veya daha az süre kalması ve bu sürenin önceki denetimli serbestlik tedbirinden faydalandığı sürelerle birlikte aşılmaması olduğu, bu haliyle iyi halli olduğu değerlendirilerek Açık Ceza İnfaz Kurumuna ayrılan hükümlünün Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilen cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda geçirmesi ve 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinde belirtilen şartları taşıması nedeniyle denetimli serbestlik tedbirinden yeniden faydalanabileceği değerlendirildiğinden, merciince yapılan itirazların kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle ….KANUN YARARINA BOZULMASINA, …, 01/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi….”