Anayasa Mahkemesi, AOÇ'nin arazilerinin belirli amaçlarla Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne bedelsiz tahsisine izin veren kanun hükmünün iptal istemini reddetti. Kamu yararına dikkat çekilen karar Resmi Gazete'de yayımlandı.

Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi, 5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu'na 21 Haziran 2006 tarihinde 5524 sayılı Yasanın 1. maddesiyle eklenen Ek Madde 1'in ikinci fıkrasının iptaline karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu. Davanın ilk incelemesini tamamlayan mahkeme AOÇ arazilerinin, belirli amaçlarla Ankara Büyükşehir Belediyesine bedelsiz tahsisine olanak tanıyan kanun hükmünün iptali istemini reddetti. İptali istenen fıkra, "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın uygun görüşü ile imar planlarına uygun olmak şartı ile yol, meydan, alt geçit, üst geçit ve raylı toplu taşım araçları, yeraltı tünelleri ve yeraltı hizmetleri için gerekli arazi ile dere ıslahı yapılması planlanan araziler üzerinde, kamu yararı ve hizmetin gerekleri dikkate alınmak suretiyle bedelsiz olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi lehine intifa hakkı tesis edilir" hükmünü içeriyor.

-ATATÜRK AOÇ'U TÜRK ULUSUNA MİRAS BIRAKMIŞTIR-

Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, arazinin bedelsiz olarak belediye devrine karşı çıkarken, Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi söz konusu maddenin iptalini şu gerekçeyle istedi:
"...Ulu Önder Atatürk, kurmuş olduğu çiftlikleri 13 yıl bizzat işlettikten sonra 1937 tarihinde yazmış olduğu vasiyet mektubu ile ulusuna emanet etmiştir. Vasiyet, Türk hukuk sistemi içersinde yer almış ve yasal düzenleme ile güvence altına alınmıştır. Bu bakımdan, AOÇ'nin Atatürk'ün vasiyeti dışında kullanımı olanaklı değildir. Arazinin planlanması ve vasiyet hukukuna göre kullanılması Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü'nün inisiyatifinde olmalıdır. Korumaya rağmen, 1950 yılından günümüze kadar geçen süre içinde, talan süreci, bu kez yasalara konu edilerek sürdürülmüştür. AOÇ Müdürlüğüne ait dava konusu parsellerden geçirilmesi planlanan Metro güzergâhı için tesisi talep edilen irtifak hakkı hiç kuşkusuz kalıcı niteliktedir. Başka bir değişle kurulması talep edilen irtifak bir zaman süreci ile sınırlı olmayacaktır. Böyle bir istemin, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün mülkiyet hakkını daimi kısıtlayacağı, mülkiyet hakkının kullanılmasına zamanla sınırsız engel teşkil edeceği kuşkusuzdur. Bir süreyle bağlı olmaksızın irtifak hakkı tesisi, bir bakıma karşı davacıya, dava konusu taşınmazların devri sonucunu doğurmaktadır. Bedelsiz olarak belediyeye intifa hakkı verilmiş, fakat AOÇ arazisinde hangi parsellerin bu düzenlemeye tabi olduğu, bu hizmetlerin karşılanabilmesi için Belediyenin kaç dekar alana ihtiyaç duyduğu önceden belirlenip tespit edilmiş değildir."

-ATATÜRK KENDİ KARARIYLA AOÇ'U HAZİNEYE DEVRETMİŞTİR-

Anayasa Mahkemesi incelemesinin ardından davayı kabul ederek itirazın esas incelemesini tamamladı. Oy çokluğuyla iptal talebine reddedilen kararın gerekçesinde 1925 yılında kuruluşuna başlanan çiftliğin Atatürk tarafından bizzat bir süre işletildikten sonra diğer çiftlikler ve mülklerle birlikte hazineye bağlandığına dikkat çekildi. AOÇ'un devriyle ilgili Atatürk'ün öncelikle Tapu İdaresi'ne gerekli resmi belgeleri hazırlanması için direktif verdiğinin ve hazırlanan belgeleri 1937 yılında imzaladığının belirtildiği gerekçede, "Başbakanlığa yazdığı 11.06.1937 tarihli bir tezkere ile de bütün tesis, hayvan varlığı ve demirbaşları ile beraber Orman Çiftliğini (diğer çiftliklerle birlikte) hazineye bağışladığını bildirmiştir" denildi.
Çiftliğin kuruluşuna uygun bir şekilde yönetilmesi ve sürekli bir gelişme yoluna örnek işletmeler halinde ilerlemesinin sağlanması için "Devlet Ziraat İşletmeleri"nin faaliyete geçirildiğine dikkat çekilen gerekçede, çiftliğin gelirlerine büyük katkısı olan ve Atatürk tarafından bu maksatla kurulmuş olan Bira Fabrikası'nın ise bu dönem içinde Tekel Genel Müdürlüğü'ne devredildiği anımsatıldı.

-KAMU YARARI VURGUSU-

Gerekçeli kararda, çiftliğin Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu'nun kapatılmasının ardından 1950 yılından itibaren Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yer aldığı daha sonrada Tarım Bakanlığına bağlı ve tüzelkişiliği haiz olmak üzere Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü kurulduğu bu çerçevede de çiftliğin işletilmesi esaslarının Tarım Bakanlığı'nca tespit edileceği belirtildi. 2006 yılında 5659 sayılı kanunda bir değişiklik yapıldığı anımsatılarak, aynı yasaya göre Büyükşehir Belediyesine tahsis edilen arazilerin maddede belirtilen amaçlar dışında hiç bir şekilde kullanılması mümkün olmayacağı, amaca aykırı kullanımlara teşebbüsün veya kullanımın tespiti halinde bu arazilerin intifa veya işletme hakkının Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğüne derhal iade edileceği kaydedildi. Yasaya göre, AOÇ arazileri üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşmaya izin verilmeyeceğinin anımsatıldığı kararda, şöyle denildi:
"İtiraz konusu kuralla, bir kamu tüzel kişisinin adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde bir başka kamu tüzel kişisi lehine intifa hakkı tesisi öngörülmektedir. Kamu kurumlarının gereksinimlerine göre bazı gayrimenkullerin kamu hizmetlerine özgülenmeleri veya özel mülkiyetlerinde bırakılmaları suretiyle farklı hukuki rejimlere bağlı tutulmalarındaki ortak amaç kuşkusuz kamu yararıdır. Bu nedenle bir kamu kurumunun tasarrufunda bulunan gayrimenkul üzerinde kamu yararı ve hizmetin gerekleri dikkate alınarak, ilgili bakanlığın uygun görüşü ile imar plânlarına uygun olmak koşuluyla yol, meydan, geçit, üst geçit, tünel, dere ıslahı gibi dava konusu kuralda belirtilen yapılaşmalar için bedel alınmaksızın intifa hakkı tesis edilerek sınırlamalar getirilmesinin, her iki tarafın da kamu kurumu olduğu ve idarenin bütünlüğü ilkesi de gözetildiğinde Anayasa'ya aykırı bulunmadığı sonucuna varılmıştır."

-BEDELSİZ DEVREDİLMEZ-

Anayasa Mahkemesi'nin ret kararına üye Fettah Oto katılmadı. Arazinin bedelsiz olarak belediye devrine karşı çıkan Oto, görüşünde, "Metro güzergâhı için Ankara Büyükşehir Belediyesi lehine tesis edilecek intifa hakkının, yukarıda da değindiğimiz gibi devamlı bir hak niteliğini taşıması ve irtifak hakkı kapsamında aynî bir hak olması, bu hakkın yukarıda anılan Anayasa hükmü kapsamında değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Anayasa hükmü taşınmazların kamulaştırılması için gerçek karşılığının peşin ödenmesi şartını getirmektedir. Bu durumda tapuda A.O.Ç. adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde intifa hakkı tesis edilirken bu malların kamu malı değil, kamunun özel malı niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle gerçek karşılığının da ödenmesi gerekmektedir" dedi.


ANKA