TBK--MADDE 49
İKİNCİ AYIRIM
Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri

A. Sorumluluk
I. Genel olarak
Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.


TBK--MADDE 56
d. Manevi tazminat

Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2015/6345
KARAR NO. 2016/8228
KARAR TARİHİ. 22.6.2016



6098/m. 49, 56

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi/m. 10

ÖZET : Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez.

Vekilin ücrete hak kazanabilmesi için mutlaka duruşmaya katılması koşulu aranmamaktadır. Vekilin dava açmak için dilekçe yazmış olması veya cevap vermesi de bir çalışmayı ve ücreti gerektirmektedir.

Davalı vekilinin duruşmaya katılması mümkün olmamış ise de hazırladığı cevap dilekçesi, dosyasına girmiştir. Davalı yararına eksik vekalet ücret takdir edilmesi isabetsizdir.

DAVA : Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 18.6.2013 gününde verilen dilekçeyle haksız eylem sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 2.12.2014 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan... vekili ve diğerleri vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'ün tüm, davalı ...'nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-) Davalılardan ...'nun diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm davacı ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı ...'ya 11.9.2003 günü tebliğ edildiği, ... 2. Noterliği'nin 21.2.1997 tarih ve 4270 yevmiye numaralı vekaletnamesine istinaden ...Barosu Avukatlarından Avukat ...'ın, davalı adına 9.7.2003 tarihli cevap dilekçesini dosyaya sunmuş olduğu, mahkemece adı geçen vekilin yargılamalara iştirak etmediği gerekçesiyle hükümle birlikte davalı lehine üçyüz Türk Lirası vekalet ücreti takdir edildiği anlaşılmaktadır.

Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinin 1. cümlesinde; “… Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez.…” denilmektedir.

Avukatlık Kanunu hükümlerine göre de, vekilin ücrete hak kazanabilmesi için mutlaka duruşmaya katılması koşulu aranmamaktadır. Vekilin dava açmak için dilekçe yazmış olması veya cevap vermesi de bir çalışmayı ve ücreti gerektirmektedir.

Yukarıda anlatılan yargılama sürecinde; her ne kadar davalı ... vekilinin duruşmaya katılması mümkün olmamış ise de hazırladığı cevap dilekçesi, dosyasına girmiştir. Açıklanan bu yasal düzenlemeler karşısında; davalı ... yararına eksik vekalet ücret takdir edilmesi gerek Avukatlık Yasası ve gerekse Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince doğru görülmemiştir.

Şu durumda davalı ... yararına, karar günü yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü bendleri gözetilerek vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasalar ile hak ve adalete daha uygun olacaktır. Yerel mahkemece açıklanan bu yönün gözetilmemiş olması sebebiyle kararın bu sebeple bozulması gerekirse de; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının 6217 Sayılı Kanun'un 30. maddesiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarda gösterilen sebeplerle hüküm fıkrasının manevi tazminat ile ilgili 2 numaralı bendinin yedinci paragrafının tamamen silinerek yerine "Davalı ... yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan davalı yararına karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesine göre takdir olunan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" biçimindeki sözcük ve sayı dizisinin eklenmesine; davacı ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'ün tüm, davalı ...'nun diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen sebeplerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının 29,20 TL'sinin davacıya, 2.085,00 TL'sinin de ...'dan gayrı davalılara yükletilmesine, peşin alınan harçların bundan mahsubuna, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



kararara.com