Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'a yumurta attığı gerekçesiyle hakkında “kamu görevlisine görevinden ötürü hakaret” suçundan yargılanan öğrenci Nihal Çarıkcı, “suçun unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle beraat etti.

Davanın Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesindeki ilk celsesinde karar çıktı.

Savunmasında Egemen Bağış'ın da arasında bulunduğu kalabalığa doğru yumurta attığını kabul eden ancak Bağış'ı hedef almadığını ve yumurtanın Bağış'a isabet etmediğini söyleyen Çarıkcı beraatını istedi.

Yargıç, diğer beyanları da dinlemesinin ardından “suçun unsurları oluşmadığı” gerekçesiyle Çarıkcı'nın beraatına karar verildiğini açıkladı.

'Hakimin kararına saygı duymamız gerekir'

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, kendisine yumurta atan öğrencinin ilk duruşmasında beraat etmesiyle ilgili olarak, "Beraat kararı veren hakimin kararına saygı duymamız gerekir" dedi.

Bugün Tv'ye açıklama yapan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, beraat kararına katılsa da katılmasa da buna saygı duyduğunu, "önemli olanın, gençlerin mesajı almış olması olduğunu" söyledi. Yumurta atan genci, "özür dilerse değil, hatasını anlarsa affedeceğini söylediğini" hatırlatan Bağış, şöyle konuştu: "Burada bence hata anlaşıldı. Herkesin protestolarını AB standartlarında yapması gerektiği, şiddete bulaşmamaları gerektiği mesajı verildi."

Egemen Bağış, davayı kendisinin açmadığını, "eğer kanunlar çiğnendiyse şikayetçiyim dediğini" belirterek, "Bir savcımız da kanun çiğnendiği düşüncesiyle dava açtı. Benim zarar görmediğim düşüncesiyle beraat kararı verildi" dedi. Gençlerin düşüncelerinden, eleştirilerinden herkesin yararlanacağını kaydeden Bağış, şunları kaydetti: "Gencimiz, herhangi bir şekilde ceza alsaydı ben de çok üzülürdüm. Bence maksat hasıl olmuş, Türkiye kadınbudu köfteye dönmekten kurtulmuştur." Bağış, yumurtanın değerli bir besin maddesi olduğunu belirterek, "sofralarda kalması gerektiğini" söyledi.
 

'Ordu bizim ortak paydamız'

Egemen Bağış, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Yardımcısı Süheyl Batum'un orduya yönelik sözleriyle ilgili olarak da "Ordu bizim ortak paydamız, bu ülkeyi koruma görevi olan ordumuza sahip çıkmamız gerekir" diye konuştu. Bağış, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamaları garipsediğini belirterek, "Bu kadar halkıyla bütünleşmiş bir ordunun eleştirilebileceğini, ancak herkes için bu kadar önemli olan bir kuruma hakaret etmenin son derece ayıp olduğunu, bunun kabul edilemeyeceğini" dile getirdi. "Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir liste hazırlayarak, kim neyi eleştirebilir, kim neden sorumlu belirlemesi" gerektiğini kaydeden Bağış, Süheyl Batum'un "zihninin ardındakileri ortaya çıkardığını" ifade etti.

Kılıçdaroğlu'nun, hükümete not vermesiyle ilgili olarak Bağış, "Öğretmen edasıyla not vermeye çok hevesliyse, Kemal Bey öğretmenlik yapsın" dedi. "Asıl karneyi milletimiz, 12 Haziran günü verecek" diye konuşan Bağış, şunları söyledi: "Karneleri milletimiz çok güzel verir. Çok şükür ki demokrasiyiz, vatandaşımız ödülünü de cezasını da sandığa giderek net bir şekilde veriyor. Sandıklar karne günüdür, siyasetçiler vatandaştan karnesini alırlar." Kılıçdaroğlu'na AB süreciyle ilgili bilgi notu gönderdiğini belirten Bağış, "CHP'den bugüne dek AB süreciyle ilgili tek bir somut öneri alamadığını" söyledi.
 

'Siyasi engeller olmasaydı...'

Bağış, göreve başlamasından bugüne geçen sürede, AB kriterlerine uyum konusunda çok önemli adımlar atıldığını, 27 kanun ve 200'e yakın yönetmeliğin kabul edildiğini belirtti. İllerde AB konusunda farkındalığın ve çalışmaların arttığını, yeni fasılların açıldığını aktaran Bağış, 33 fasıldan 13'ünün açılmış durumda olduğunu kaydederek, "Siyasi engeller olmasaydı, biz açılmış fasıl sayısını 29'a çıkarabilecek kadar reform yapmış durumdayız. Kapanan fasıl sayısı 1, ama siyasi engeller olmasa, yani başka ülkelerin önümüze koyduğu engeller olmasa, biz kapanan fasıl sayısını 13'e çıkarabilecek konumdayız" dedi. Türkiye'nin bugün çok daha demokratik, zengin, şeffaf ve özgüvene sahip bir ülke olduğunu belirten Bağış, Türkiye'nin artık "fişi çekecekseniz siz çekin" diyebilecek noktaya geldiğini ifade etti.

Bağış, şunları söyledi: "Bugün Türkiye, Avrupa'nın en umut veren ekonomisine, en güçlü ordusuna, en genç nüfuslarından birine sahip, en önemli enerji kaynaklarının komşusu. Böyle stratejik bir ülkenin, AB üyesi birtakım ülkeler tarafından itilip kakılmasını biz Türkiye'nin başmüzakerecisi olarak kabul edemeyiz. Orada temsil ettiğimiz 72 milyonun onurunu, gururunu, ulusal hassasiyetlerini tabiki dile getiriyoruz. Bakın Türkiye ile müzakerelerin başlaması oybirliğiyle alınmış bir kararla gerçekleşmiştir, ki bir tanesi bizim tanımadığımız bir ülke olmasına rağmen fasılları açmaya başlamıştır. Ve her faslın açılmasında oybirliği kararı gereklidir. Bu 'fişin çekilmesi', yani müzakere sürecinin durması, donması, Türkiye'nin bir şekilde bu süreçten kopması da yine oybirliğiyle alınacak bir kararı gerektirir."

AB üyesi 27 ülkenin 27'sinin birden Türkiye'ye "seni istemiyoruz" diyecek bir noktaya gelemeyeceğini kaydeden Bağış, Avrupa'nın çıkarlarının Türkiye'ye hak ettiği saygıyı göstermeyi gerektirdiğini söyledi. Türkiye olarak güçlerinin farkında olduklarını vurgulayan Bağış, "Buyrun 'hodri meydan, yiyorsa siz atın' diyebilecek güce geldik. Bunu anlamayan muhalefet liderlerimizin olduğunu da görüyorum. O, Türkiye'nin özgüvenini kabullenemeyen, hala Türkiye'nin eski pısırık günlerinde olduğunu zannedenler olduğunu da görüyorum, ama zamanla onlar da Türkiye'nin özgüvenini anlayacaklardır" diye konuştu.

'Hayat tarzına karışmıyoruz'

Bağış, sunucunun AB'de televizyon dizisi ve heykel tartışmaları ile içki yönetmeliğinin yankı bulduğunu sorması üzerine, Türkiye karşıtı bazı parlamenterlerin bu tartışmaları büyüterek Türkiye aleyhine kullanmaya çalıştığını söyledi. Türkiye'de ne dizi nedeniyle televizyon kanalı kapatıldığını ne de alkolün yasaklandığını kaydeden Bağış, isteyenin istediği kadar alkol tüketebildiğini, ancak gençleri de alkolden korumaya çalıştıklarını ifade etti. "Çoluk çocuğun elinde içkilerle sokaklarda dolaşması dünyanın her yerinde kısıtlanmıştır" diyen Bağış, dünyanın her yerinde benzer hassasiyetlerin bulunduğunu anlatarak, "Şimdi Türkiye'de aklı başında hiçbir kimsenin, 'ben içki içmek istedim de devlet bana mani oldu' dediğine şahit misiniz? 8 yıldır iktidardayız. Hiçkimsenin yaşam stiline karıştık mı? Kimsenin hayat tarzına karıştık mı? Herkes dilediği gibi yer, içer, giyinir, istediği kitabı okur. Biz Türkiye'de bireysel özgürlüklerin öncüsü olmakla öğünen bir hükümetiz" dedi.

KKTC'de yaşanan protestolara da değinen Bağış, KKTC'de "bitme tükenme noktasına gelmiş bazı siyasilerin" yeniden canlanmak için Türkiye üzerinden oradaki "hassasiyetleri kaşıdığını" ya da Rum kesimi ile işbirliği yaparak Türkiye'ye birtakım mesajlar vermeye çalışmasının kendilerini üzdüğünü belirtti. "Darısı biten değirmen kendi taşını öğütürmüş" diyen Bağış, bu kesimlerin de hüsrana uğrayacağını belirterek, KKTC davasının milli dava olduğunu, iktidar muhalefet ayrımı yapmadan KKTC'ye her türlü katkıyı sağlamaya devam edeceklerini ifade etti. Yaklaşan genel seçimlerin sorulması üzerine de Bağış, AKP olarak açık ara birinci olacaklarını, en yakın rakiplerinin kendilerinin yarısı kadar bir oya bile ulaşamadığını söyledi.





AA