T.C.

Yargıtay

11. Ceza Dairesi

2018/6642 E.  ,  2021/6741 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek

Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;

1)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2017 tarih ve 2017/866-466 sayılı kararında açıklandığı üzere; 5327 sayılı TCK'nin 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek" suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılamaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla anılan suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır.

Somut olayda; sanığın ...’a ait nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan belgedeki orijinal fotoğrafı çıkararak, kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrif ettiği belgeyi kullanmaktan ibaret eyleminde; sanığın resmi belgeyi bozma genel kastı ile değil, belgeyi sahteleştirerek yararlanma kastı ile hareket ettiği ve bu nedenle resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçunun unsurlarının oluşmadığı; belgede gerçekleştirilen sahteciliğin aldatma niteliğinin bulunması halinde ise eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak belgenin aldatma niteliğinin bulunmadığının Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 09.02.2016 tarihli, 2015/5390 Esas ve 2016/1018 Karar sayılı bozma ilamında tespit edildiği anlaşılmakla, unsurları oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek sanık hakkında resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,

2) Kabule göre de;

a)Sanık hakkında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 tarihli ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde, bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle; adli sicil kaydına göre ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2002/661 Esas ve 2004/1395 Karar sayılı ilamının, tekerrüre esas alınan ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/291 Esas ve 2007/347 Karar sayılı ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,

b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.