T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2022/5768
K. 2022/8747
T. 2.11.2022

BOŞANMA ( Bölge Adliye Mahkemesince Davalı Erkek Tam Kusurlu Kabul Edilerek Boşanma Davasının Kabulüne Karar Verilmiş İse de Yapılan Yargılama ve Toplanan Delillerden Davacı Kadının da Erkeğe Hakaret Ettiği Anlaşılmakla Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Tarafların Eşit Kusurlu Olduğunun Kabulü Gerektiği/Bu Husus Gözetilmeden Erkeğin Tam Kusurlu Olduğunun Kabulünün Doğru Olmadığı )

MADDİ MANEVİ TAZMİNAT ( Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Tarafların Eşit Kusurlu Olduğu/Boşanmaya Sebep Olan Olaylarda Eşit Kusurlu Eş Yararına Maddi ve Manevi Tazminata Karar Verilemeyeceği - Davacı Kadın Yararına Türk Medeni Kanunu 174/1-2 Madde Koşulları Oluşmadığı )

ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI ( Aile Mahkemesi Bünyesinde Bulunan Psikolog Pedagog ve Sosyal Çalışmacıdan Oluşan Uzmanlardan Ana/Babanın Yaşam Koşul ve Ortamı Değerlendirilip Çocuğun Sağlıklı Gelişimi İçin Hangi Ebeveynin Yanında Bulunmasının Çocuğun Üstün Yararı Olduğu Tespit Edilip Aradan Geçen Zaman da Göz Önüne Alınarak Yeniden İnceleme ve Rapor İstenip İdrak Çağında Bulunan Çocuğun Velayet Konusundaki Görüşleri de Alınarak ve Toplanan Diğer Deliller Birlikte Değerlendirilerek Velâyet Konusunda Bir Karar Verilmesi Gereği )

4857/m.174

4787/m.5

ÖZET : 1-Bölge adliye mahkemesince davalı erkek tam kusurlu kabul edilerek boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının da erkeğe hakaret ettiği anlaşılmaktadır. O halde boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

2 -Boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekir.

3-4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5. maddesi gereğince, aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, ana/babanın yaşam koşul ve ortamı değerlendirilip, çocuğun sağlıklı gelişimi için hangi ebeveynin yanında bulunmasının çocuğun üstün yararı olduğu tespit edilip, aradan geçen zaman da göz önüne alınarak yeniden inceleme ve rapor istenip; idrak çağında bulunan çocuğun velayet konusundaki görüşleri de alınarak ve toplanan diğer deliller birlikte değerlendirilerek, velâyet konusunda bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Bölge adliye mahkemesince davalı erkek tam kusurlu kabul edilerek boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının da erkeğe hakaret ettiği anlaşılmaktadır. O halde boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak tazminat taleplerinin kabulü doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

4-Bölge adliye mahkemesince 2010 doğumlu ortak çocuğun velayeti davacı anneye verilmiştir. Velâyetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Dosyada yapılan incelemede; mahkemece alınan 23.07.2018 tarihli sosyal inceleme raporunda her iki tarafın da velâyet sorumluluğunu üstlenebileceği, çocuğun anne yanında kalmaya devam etmeyi istediği, çocuğun beyanı ve eğitim durumu göz önüne alındığında velayetin anneye verilmesinin uygun olduğu belirtilmiş, 31.01.2019 tarihli duruşmada ise ortak çocuk babasının yanında kalmak istediğini beyan etmiştir. Ortak çocuğun anneye verilmesine itiraz eden baba, temyiz dilekçesinin ekinde çocuğun baba yanında yaşadığını gösterir okul ve yerleşim yeri belgeleri de sunmuştur. Açıklanan sebeplerle, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5. maddesi gereğince, aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, ana/babanın yaşam koşul ve ortamı değerlendirilip, çocuğun sağlıklı gelişimi için hangi ebeveynin yanında bulunmasının çocuğun üstün yararı olduğu tespit edilip, aradan geçen zaman da göz önüne alınarak yeniden inceleme ve rapor istenip; idrak çağında bulunan çocuğun velayet konusundaki görüşleri de alınarak ve toplanan diğer deliller birlikte değerlendirilerek, velâyet konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.11.2022 (Çrş.)

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır