İtiraz Konusu Kural

İtiraz konusu kuralda, hizmet akdine bağlı olarak çalışan sigortalının Sosyal Sigortalar Kurumundan (SGK) yaşlılık aylığı talebinde bulunabilmesi için çalıştığı işten ayrılması şartı öngörülmektedir.

Başvuru Gerekçesi

Başvuruda özetle, kuralın yaşlılık aylığı talebinde bulunabilmek için çalışılmakta olan işten ayrılmayı öngörmesi nedeniyle çalışma hak ve özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Kuralda, hizmet akdine bağlı çalışan sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanması için SGK’ya yazılı başvurudan önce çalışılan işten ayrılma koşulu öngörülmüştür. Böylece sigortalılık statüsünde meydana gelen değişikliğin işyeri ile SGK kayıtlarına sağlıklı olarak işlenmesi ve sosyal güvenlik sisteminin düzenli bir şekilde işleyişinin sağlanması amaçlanmıştır.

Sigortalının çalıştığı işten ayrılmadan da pasif sigortalı statüsüne geçirilerek prim ödemelerini buna göre düzenlenmesi sosyal güvenlik sisteminin düzenli işleyişi üzerinde olumsuz bir etkisi oluşturmaz.

Yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunan sigortalının ya da SGK’nın, tahsis talebinde bulunulduğunu işverene bildirmesi ve SGK ile işveren kayıtlarının buna göre düzenlenmesi mümkündür.

Öte yandan 506 sayılı Kanun’un mülga 31. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 42. maddesinde yaşlılık aylığı bağlanacak sigortalıların tahsis taleplerine SGK tarafından gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde yazılı olarak cevap verilmesi öngörülmüştür.

İtiraz konusu kural uyarınca sigortalının yaşlılık aylığı talebinde bulunabilmesi için işten ayrılması gerektiği gözetildiğinde kural, sigortalının söz konusu üç aylık dönemi herhangi bir gelir elde etmeksizin geçirmek zorunda kalmasına neden olmaktadır.

Her ne kadar daha sonra aylık bağlandığında sigortalıya aylık bağlanmayan dönemlerin ödemesi yapılabilmekte ise de bu durum sigortalının aylar boyunca hiçbir gelir elde edememesinin neden olduğu mağduriyetleri tümüyle ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısıyla kural orantılı değildir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

>> Anayasa Mahkemesinin 14/1/2021 Tarihli ve E: 2019/104, K: 2021/3 Sayılı Kararı