T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/6397
K. 2018/8029
T. 17.9.2018

* ALIŞVERİŞ SIRASINDA YARALANMA SEBEBİYLE MADDİ MANEVİ TAZMİNAT ( Mahkemece Yapılan Yargılamada İki Ayrı Bilirkişiden Kusur Raporu Alınmış Olmasına Rağmen Dosya Kapsamında Yer Alan Sulh Ceza Mahkemesi'nin Dosyasındaki Kusur Durumu Dikkate Alınarak Tazminat Hesabı Yapılmasının Hatalı Olduğu )

* CEZA MAHKEMESİ KARARLARININ HUKUK MAHKEMESİNE ETKİSİ ( Davalı İşyerinde Alışveriş Esnasında Yaralanma Sebebiyle Açılan Maddi Manevi Tazminat - Mahkemece Eldeki Dosyada Kusur Raporu Alınmasına Rağmen Ceza Dosyasındaki Kusur Oranlarına Göre Tazminat Hesabı Yaptırılmasının Doğru Olmadığı/Nitekim Ceza Dosyasındaki Kusur Değerlendirmesi İle Eldeki Dosyada Alınan Kusur Değerlendirmesi Birbiri İle Çelişkili Olup Mahkemece Bu Kusur Değerlendirmeleri Arasındaki Çelişkinin Giderilmesi Gereği )

* DOSYADAKİ KUSUR RAPORLARINA İTİBAR EDİLMEYİP CEZA DOSYASINDAKİ KUSUR RAPORUNA GÖRE HÜKÜM TESİSİ ( Ceza Dosyasındaki Kusur Oranlarına Bağlı Kalınarak Eldeki Davada Kusur Oranı Belirlenemeyeceği - Mahkemece Ceza Dosyasındaki Kusur Değerlendirmesi İle Eldeki Dosyada Alınan Kusur Değerlendirmesi Birbiri İle Çelişkili Olduğundan Bu Kusur Değerlendirmeleri Arasındaki Çelişkiyi Giderecek Uzman Bilirkişi Heyetinden Kusur Raporu Alınmadan Ceza Dosyasındaki Kusur Raporu Dikkate Alınamayacağı )

6098/m.74

ÖZET : Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde alışveriş yaptığı sırada yaralanması sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda; mahkemece, yapılan yargılamada iki ayrı bilirkişiden kusur raporu alınmış olmasına rağmen dosya kapsamında yer alan Sulh Ceza Mahkemesi'nin dosyasındaki kusur durumu dikkate alınarak tazminat hesabı yapılmıştır.Ancak,ceza dosyasındaki kusur oranlarına bağlı kalınarak eldeki davada kusur oranı belirlenemeyeceğinden mahkemece bu yöndeki değerlendirme doğru görülmemiştir. Kaldı ki, mahkemece eldeki dosyada kusur raporu alınmasına rağmen ceza dosyasındaki kusur oranlarına göre tazminat hesabı yaptırılması da doğru değildir. Nitekim, ceza dosyasındaki kusur değerlendirmesi ile eldeki dosyada alınan kusur değerlendirmesi birbiri ile çelişkili olup mahkemece bu kusur değerlendirmeleri arasındaki çelişkiyi giderecek alanında uzman ayrı bir 3'lü bilirkişi heyetinden kusur raporu alınmadan hatalı şekilde ceza dosyasındaki kusur raporu dikkate alınması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacılar, davacı Sezainin diğer davacı ile birlikte 15/07/2011 tarihinde davalı marketin balık reyonundan balık aldığını ve temizlenmesi için bıraktığını, bıraktığı balıkları almaya geldiğinde reyonlar arasında bulunmaması gereken su ve buz parçacıklarına basarak düştüğünü ve bu esnada kalça kemiğinin kırıldığını, iyileşemez derecede sakat kaldığını, yaşanan kaza sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek davacı için 10.000-TL maddi ve 15.000-TL manevi, G.E.için 5.000-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davacılar vekili, maddi tazminat miktarlarını 12.402,92-TL arttırarak 22.402,92-TL olarak ıslah etmiştir.

Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama, benimsenen ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde alışveriş yaptığı sırada yaralanması sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece yapılan yargılama 2 ayrı bilirkişiden raporu alınmış olup 19.11.2013 tarihli raporda müşterinin balık reyonunda alışveriş için stant aralarına girmesi gerektiğini, mevcut delillerden reyon zemininde su birikintisi ve buz parçacıklarının bulunduğunu, gerekli uyarı levhaları ve zemindeki kaymayı önleyen tebdirlerin uygulanmadığını, keşif sırasında zeminin kuru olduğunu, zemindeki kaplamanın iş yerinin fonksiyonuna uygun malzeme olmadığını, bunun yanında davacının da yaşı ve tecrübesi ile orantılı olacak şekilde dikkatli davranmamasının da mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiş, itiraz üzerine alınan 30.11.2015 tarihli raporda ise, bilirkişi müşteri Sezai'nin, mağazanın balık reyonunda alış-veriş yaparken ıslak zeminde düşerek kalça kemiğini kırarak yaralandığı, bu sebeple kazaya sebep olan işveren şirket'in, mağaza içinde bir şekilde oluşmuş olan kaygan ve ıslak zeminin kuru kalmasını sağlamayarak, düşme tehlikesi oluşmasına sebep olduğundan asli kusurlu olduğu, davacının ise mağaza içinde oluşan ıslak ve kaygan zemin için alabileceği herhangi bir güvenlik tedbiri bulunmadığından meydana gelen kazada kusurlu olmadığı yönünde görüş bildirmiştir. Mahkemece, yargılamada alınan raporların ceza mahkemesinde alınan raporun içeriğine göre yetersiz olduğu gerekçesiyle, kusur oranının tayininde ceza mahkemesinde hükme esas alınan rapora itibar edilmiştir.

Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine etkisi hukukumuzda 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 74 maddesinde düzenlenmektedir. Madde metni incelendiğinde "Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine dair kararı da, hukuk hakimini bağlamaz." hükmünü içermektedir. Bu açık hüküm karşısında ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Buna göre hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.

Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakiminin, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına dair olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir. Ceza mahkemesinin, kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararı, yani, fiilin işlendiği sabit olduğu halde, kusurluluğa ya da kusursuzluğa dair saptaması, hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura dair değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Ancak, bu bağlayıcılık ve kesin delil niteliği ceza davasında yargılanan kişi yönünden söz konusudur. Ceza mahkemesinde sanık olarak yargılanan kişi dışında başkaları hakkında açılan hukuk davasında bu kurallar uygulanamaz.

Somut olayda; mahkemece, yapılan yargılamada iki ayrı bilirkişiden kusur raporu alınmış olmasına rağmen dosya kapsamında yer alan ... 19. Sulh Ceza Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/1065 E. sayılı dosyasındaki kusur durumu dikkate alınarak tazminat hesabı yapılmıştır.

Ancak, yukarda da ifade edildiği gibi, ceza dosyasındaki kusur oranlarına bağlı kalınarak eldeki davada kusur oranı belirlenemeyeceğinden mahkemece bu yöndeki değerlendirme doğru görülmemiştir. Kaldı ki, mahkemece yukarda da ifade edildiği gibi eldeki dosyada kusur raporu alınmasına rağmen ceza dosyasındaki kusur oranlarına göre tazminat hesabı yaptırılması da doğru değildir. Nitekim, ceza dosyasındaki kusur değerlendirmesi ile eldeki dosyada alınan kusur değerlendirmesi birbiri ile çelişkili olup mahkemece bu kusur değerlendirmeleri arasındaki çelişkiyi giderecek alanında uzman ayrı bir 3'lü bilirkişi heyetinden kusur raporu alınmadan hatalı şekilde ceza dosyasındaki kusur raporu dikkate alınması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz edilen hükmün taraflar yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr