T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/6215
K. 2017/368
T. 31.1.2017


• ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK DAVASI ( Davacının Hasım Göstermesinin Yanılgıya Dayalı Olduğu/Ara Kararla Davanın Gerçek Hasım Olan Yöneltildiği - Bu Şirket Vekili Tarafından Davanın Takip Edildiği ve Davada Taraf Konumunu Bu Şirketin Aldığı/Husumet Yokluğundan Davanın Reddine Karar Verilemeyeceği )

• ARA KARARLA DAVANIN GERÇEK HASIMA YÖNELTİLMESİ ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Davasında Davacının Hasım Göstermesinin Yanılgıya Dayalı Olduğu/Ara Kararla Davanın Gerçek Hasım Olana Yöneltildiği - Bu Şirket Vekili Tarafından Davanın Takip Edildiği ve Davada Taraf Konumunu Bu Şirketin Aldığı/Husumet Yokluğundan Davanın Reddedilemeyeceği )

• TARAF DEĞİŞİKLİĞİ ( Dava Dilekçesinde Tarafın Yanlış veya Eksik Gösterilmesinin Kabul Edilebilir Bir Yanılgıya Dayanması Halinde Hakimin Karşı Tarafın Rızasını Almaksızın Taraf Değişikliği Talebini Kabul Edebileceği - Bu Halin Temsilcide Yanılma Olarak Kabul Edilerek Davanın Gerçek Hasıma Yöneltilmek Suretiyle Yargılamanın Sürdürülmesi Gerektiği )

• VEKALET ÜCRETİ ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak Davası - Husumet Ehliyetinin Bulunmaması Sebebiyle Ret Kararı Verilmesi Halinde Maktu Vekâlet Ücreti Tayin Edileceği )
6100/m.124
6098/m.470


ÖZET : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine dairdir.
Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını almaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir. Bu hal temsilcide yanılma olarak kabul edilerek davanın gerçek hasıma yöneltilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerektiği benimsenmiştir. Bu durumda, davacının hasım göstermesi yanılgıya dayalı olup, ara kararla davanın gerçek hasım olan yöneltildiği, bu şirket vekili tarafından davanın takip edildiği ve davada taraf konumunu bu şirketin aldığı anlaşıldığından, mahkemece yanlış nitelendirmeyle dahili davalı konumunda olduğundan bahisle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Kabule göre de, husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle ret kararı verilmesi halinde maktu vekâlet ücreti tayini gerektiği gözetilmelidir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine dair olup, mahkemece davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Davacı, hasım göstererek açtığı davasında, davalının taraflar arasında yapılan sözleşmeye müdahale ederek aleyhlerine olacak şekilde değişiklik yaptığını belirterek 48.047,24 TL alacağın ticari avans faiziyle tahsili talebinde bulunmuş, mahkemece davaya konu sözleşmenin dava dışı ile yapıldığı, davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, 6100 Sayılı HMK'nın 124/4. maddesinde dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hakimin karşı tarafın rızasını almaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiş olup, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HMK hükümleri gereği de Yargıtay'ca bu hal temsilcide yanılma olarak kabul edilerek davanın gerçek hasıma yöneltilmek suretiyle yargılamanın sürdürülmesi gerektiği benimsenmiştir. Bu durumda, davacının hasım göstermesi yanılgıya dayalı olup, mahkemenin 20/05/2014 tarihli celsesinde verilen ara kararla davanın gerçek hasım olan yöneltildiği, bu şirket vekili tarafından davanın takip edildiği ve davada taraf konumunu bu şirketin aldığı anlaşıldığından, mahkemece yanlış nitelendirmeyle dahili davalı konumunda olduğundan bahisle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.

Kabule göre de, husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle ret kararı verilmesi halinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi uyarınca tarifenin 2. kısmının 2. bölümü gereğince maktu vekâlet ücreti tayini gerekirken, nispi oranda vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 31.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kazancı.com.tr