T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/10536
K. 2014/11642
T. 11.9.2014


• EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞİN BAŞKASI İLE İLİŞKİ YAŞAMASI
( Kişilik Haklarına Saldırı Sebebiyle Manevi Tazminat - Davalının Haksız Fiil Faili Olarak Genel Hükümlere Göre Tazminatla Sorumlu Tutulacağı/Mahkemece Davanın Ancak Aile Mahkemesinde Boşanma Davasıyla Birlikte Görülebileceği Gerekçesiyle Reddinin İsabetsizliği )

• KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI SEBEBİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Evlilik Birliği Devam Ederken Eşin Başkası İle İlişki Yaşaması - Olayın Gelişimi Dikkate Alındığında Davacı Yararına Üst Düzeyde Manevi Tazminata Hükmedileceği )

• GENEL HÜKÜMLERE GÖRE SORUMLULUK
( Kişilik Haklarına Saldırı Sebebiyle Manevi Tazminat - Davalı Eşin Evlilik Birliği Devam Ederken Başkası İle İlişki Yaşadığı/Davalının Haksız Fiil Faili Olarak Genel Hükümlere Göre Tazminatla Sorumlu Tutulacağı )

• MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ / EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞİN BAŞKASI İLE İLİŞKİ YAŞAMASI
( Davalının Haksız Fiil Faili Olarak Genel Hükümlere Göre Tazminatla Sorumlu Tutulacağı - Davacı Yararına Üst Düzeyde Manevi Tazminata Hükmedilmesi Gerektiği )

• HAKSIZ FİİL ( Kişilik Haklarına Saldırı Sebebiyle Manevi Tazminat - Davalı Eşin Evlilik Birliği Devam Ederken Başkası İle İlişki Yaşadığı/Davalının Haksız Fiil Faili Olarak Genel Hükümlere Göre Sorumlu Olacağı )
818/m.50,51

ÖZET :
Dava; kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı eşin davacıya karşı sadakat yükümlülüğünün bulunması, davalıların evlilik birliği devam ederken ilişki yaşamaları ve eyleminin davacı tarafın kişilik değerlerine haksız saldırı niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde; davalının haksız fiil faili olarak genel hükümlere göre tazminatla sorumlu tutulması gerekirken, davanın ancak aile mahkemesinde boşanma davasıyla birlikte görülebileceği gerekçesiyle reddi, usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir. Davaya konu edilen olayda; olayın gelişimi, olay tarihi dikkate alındığında, davacı-karşı yararına üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.

DAVA : Davacı-karşı davalı N. Y. vekili tarafından, davalı A. Y. ile davalı-karşı davacı F. G. aleyhine 18.3.2009 gününde verilen dilekçeyle asıl ve karşı davada kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.2.2013 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalıyla davalı-karşı davacı F. G. vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacı F. G'in tüm, davacı-karşı davalı N. Y.'nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- ) Davacı-karşı davalı N. Y.'nin diğer temyiz itirazlarına gelince;

a- ) Asıl ve karşı dava, kişilik haklarına saldırı sebebiyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı-karşı davalı N. Y.'yle davalı-karşı davacı F. G. tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalılardan A. Y.'nin evlilik birliği devam ederken diğer davalı F. G. ile birlikte yaşamaya başladığını belirterek, kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Davalılardan A. Y. davanın reddini savunmuş, davalılardan F. G. karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesinde kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; karşı davanın reddine, asıl davada davalılarından A. Y. aleyhine manevi tazminat talebinin aile mahkemesinde boşanma davasıyla birlikte talep edilmesi gerektiği gerekçesiyle reddine, F. G. aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

818 Sayılı Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddelerinde haksız eylemin ve bunun sonucunda doğan zararın birden fazla kişi tarafından meydana getirilmesi durumunda, zarar gören dilediği takdirde eyleme katılanların birisinden, birkaçından veyahut tamamından zincirleme olarak sorumlu tutulmalarını isteme hakkına sahiptir.

Davalı eşin davacıya karşı sadakat yükümlülüğünün bulunması, davalıların evlilik birliği devam ederken ilişki yaşamaları ve eyleminin davacı tarafın kişilik değerlerine haksız saldırı niteliğinde bulunduğu gözetildiğinde; davalı A. Y.'nin de haksız fiil faili olarak genel hükümlere göre tazminatla sorumlu tutulması gerekirken, davanın ancak aile mahkemesinde boşanma davasıyla birlikte görülebileceği gerekçesiyle reddi, usul ve yasaya uygun bulunmamış kararın bozulması gerekmiştir.

b- ) Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel ( objektif ) olarak göstermelidir. Çünkü Kanunun takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun karar vereceği T.M.K.nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna dair bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Davaya konu edilen olayda; olayın gelişimi, olay tarihi ve yukarda belirtilen ilkeler dikkate alındığında, davacı-karşı davalı N. Y. yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda ( 2/a, b ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı-karşı davalı N. Y. yararına BOZULMASINA, davalı-karşı davacı F. G.'in tüm, davacı-karşı davalı N. Y.'nin diğer temyiz itirazlarının ( 1 ) numaralı bentte gösterilen sebeplerle reddine ve davacı-karşı davalı N. Y.'den peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


kazanci.com.tr