T.C.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 
Esas No:2012/680
Karar No:2013/229 

Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11. Aile Mahkemesi’nce boşanma davasının kabulüne dair verilen 10.06.2010 gün ve 2009/1487 E. – 2010/776 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 31.10.2011 gün ve 2010/17092 E. – 2011/17710 K. sayılı bozma ilamı ile;

(...Türk Medeni Kanununun 166/1–2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir.

Davacı, davalı eşi ile arasındaki saygı ve sevginin bittiğini, evlilik birliğinde sosyal bir yararın kalmadığını, davalı ile aynı evde yaşadıkları halde 2007 den beri evlilik birliği fiilen bitirdiklerini, evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle fiilen biten evliliğin hukuken bitirilmesi gerektiğini beyan ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

Davalı müşterek çocuğun okulu bitinceye kadar boşanmak istemediğini bildirmiştir.

Mahkemece; davalının davacının kardeşinin balkonuna kirli su döktüğü, çevredeki insanlara boşandıklarını fakat beraber yaşadıklarını yaydığı, 4–5 yıldır konuşmayıp aynı evde yaşamalarına rağmen bir paylaşımlarının bulunmadığı, esasen davalının da evlilik birliğini sürdürmeye niyetinin olmadığı, sadece müşterek çocuğun okulu bitinceye kadar ortak konutu kullanmak amacıyla evliliği sürdürmek istediği, davalının daha ziyade kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin tarafların ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı sonuç ve kanaatine varılarak tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda belirtilen bozma ilamının açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, birbiriyle konuşmayan, ortak sorun çözmeyen, bir yaşamı paylaşmayan eşlerin, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmesini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığının kabulüne yeter açıklıkta olduğu gibi tarafları sürekli küs şekilde bir birlikteliğe zorlamanın hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, Mahkemece, toplanan deliller dikkate alındığında, T.M.K.’nun 166/1–2 maddesine göre, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı hususunun kanıtlanıp kanıtlanamadığı noktasında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.



hukukmedeniyeti.org