T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/2741
K. 2019/267
T. 14.2.2019

* HAYAT SİGORTASI POLİÇESİNDEN DOĞAN TEMİNAT BEDELİNİN TAZMİNİ (Sigortalının Ölüm Sebebi Olan Karaciğer Yetmezliği Hastalığını Poliçe Düzenlenmesi Sırasında Bildiği Buna Rağmen Poliçenin "Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu" Bölümünde Yer Alan Herhangi Bir Hastalığının Bulunup Bulunmadığına Dair Soruların Tamamına Olumsuz Cevap Verdiği Bu Nedenle Beyan Yükümlülüğünün İhlalinde Kusurunun Kast Derecesinde Olduğu ve Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı Bulunduğu Dikkate Alınarak Sigortacının Poliçe Teminat Bedelini Tazmin Bedelini Ödeme Borcunun Bulunmadığı )

* SİGORTALININ BEYAN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Sigortalının Ölüm Sebebi Olan Karaciğer Yetmezliği Hastalığını Poliçe Düzenlenmesi Sırasında Bildiği Buna Rağmen Poliçenin "Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu" Bölümünde Yer Alan Herhangi Bir Hastalığının Bulunup Bulunmadığına Dair Soruların Tamamına Olumsuz Cevap Verdiği Bu Nedenle Beyan Yükümlülüğünün İhlalinde Kusurunun Kast Derecesinde Olduğu ve Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı Bulunduğu )

* SİGORTA SÖZLEŞMESİNDE BİLDİRİLMEYEN HASTALIK İLE ÖLÜM ARASINDA İLLİYET BAĞI ( Poliçe Teminat Bedelinin Tazmini - Sigortalının Ölüm Sebebi Olan Karaciğer Yetmezliği Hastalığını Poliçe Düzenlenmesi Sırasında Bildiği Buna Rağmen Poliçenin "Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu" Bölümünde Yer Alan Herhangi Bir Hastalığının Bulunup Bulunmadığına Dair Soruların Tamamına Olumsuz Cevap Verdiği Bu Nedenle Beyan Yükümlülüğünün İhlalinde Kusurunun Kast Derecesinde Olduğu ve Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı Bulunduğu )

* POLİÇE TEMİNAT BEDELİ ( Davalı Şirketin Murisin Beyan Yükümlülüğünü Yerine Getirmediğine Dayanarak Ödemede Bulunmadığı/Sigortalının Ölüm Sebebi Olan Karaciğer Yetmezliği Hastalığını Poliçe Düzenlenmesi Sırasında Bildiği Buna Rağmen Poliçenin "Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu" Bölümünde Yer Alan Herhangi Bir Hastalığının Bulunup Bulunmadığına Dair Soruların Tamamına Olumsuz Cevap Verdiği Bu Nedenle Beyan Yükümlülüğünün İhlalinde Kusurunun Kast Derecesinde Olduğu ve Bildirilmeyen Hastalık İle Ölüm Arasında İlliyet Bağı Bulunduğu - Sigortacının Poliçe Teminat Bedelini Tazmin Bedelini Ödeme Borcunun Bulunmadığı)

6102/m.1435,1439,1440

ÖZET : Dava, hayat sigortası poliçesinden doğan teminat bedelinin tazminine ilişkindir

Davacıların ortak murisi ile davalı sigorta şirketi arasında 21.09.2012 başlangıç tarihli hayat sigortası poliçesi düzenlendiği, hayat sigortası poliçesinin bitiş tarihinin 21.09.2017 olduğu, davacıların murisinin dosyaya sunulan veraset ilamı içeriğine göre 10.10.2013 tarihinde vefat ettiği ve dosyaya sunulun ölüm belgesinden ölüm sebebinin karaciğer yetmezliği olduğu anlaşılmaktadır. Hayat sigortası poliçesinde teminat altına alınan riziko sigorta süresinde gerçekleşmiştir. Davacıların sigorta şirketine başvurduğu, davalı şirketin murisin beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğine dayanarak ödemede bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, sigortalının ölüm sebebi olan karaciğer yetmezliğine ilişkin tanının 09.07.2003 tarihinde konulduğu, 26.06.2005 tarihinde sigortalıya karaciğer nakli yapıldığı, nakil sonrasında da karaciğer yetmezliğinin devam ettiği ve buna istinaden yaklaşık 15 kez girişimsel müdahalede bulunulduğu tespit edilmiştir. Bu bakımdan, sigortalının ölüm sebebi olan karaciğer yetmezliği hastalığını poliçe düzenlenmesi sırasında bildiği, buna rağmen "Uzun Süreli Kredi Hayat-Yaşa Özel Sertifikası" isimli poliçenin "Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu" bölümünde yer alan herhangi bir hastalığının bulunup bulunmadığına dair soruların tamamına olumsuz cevap verdiği, bu nedenle beyan yükümlülüğünün ihlalinde kusurunun kast derecesinde olduğu ve bildirilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu dikkate alınarak sigortacının poliçe teminat bedelini tazmin bedelini ödeme borcunun bulunmadığı, mahkemece bilirkişi raporları esas alınarak verilen kısmen kabul, kısmen red kararının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.

DAVA : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : İDavacı vekili 07.02.2014 dava dilekçesi ile; müvekkillerinin ...'ın yasal mirasçıları olduklarını, murisin ...Bankası Yeşilyayla/BURSA şubesinden 21.09.2012 tarihinde 52.000,00 TL tutarında konut kredisi kullandığını, söz konusu kredinin davalı şirket tarafından ...müşteri numaralı 21.09.2012 başlangıç ve 21.09.2017 bitiş tarihli hayat sigortası ile sigortalandığını, muris ...'ın 10.10.2013 tarihinde vefat ettiğini, davalı şirkete İskenderun ... Noterliğinin 31.10.2013 tarih ve ...yevmiye numaralı ihtarnamesiyle başvurulurak gerekli yasal işlemlerin yapılması ve kredi borcunun ödenerek kapatılmasının ihtaren bildirildiğini, davalı şirketin bugüne kadar cevap vermediğini, taraflar arasında yapılan 21.09.2012 başlangıç tarihli ve ... sertifika numaralı "Uzun Süreli Kredi Hayat Sigortası Özel Sertifakası"na göre, murisin ölümü halinde kredi borcunu ödeme yükümlülüğünün sigorta şirketine ait olduğunu, davalı sigorta şirketinin murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını iddia etmesinin sigorta sözleşmesine uygun düşmediğini, müvekkilinin özürlü kadrosu ile görev yaptığını, kredi başvurusu sırasında sağlık problemlerinin olduğunun banka ve davalı sigorta şirketince bilindiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin murisinin ölümü nedeniyle davalı şirket ile yapılan hayat sigortası poliçesi teminat bedelinden şimdilik 43.700,00 TL'nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; poliçe şartlarına göre sigortacı aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin sigorta şirketi genel merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan İstanbul mahkemeleri olduğunu, davanın bu bakımından reddinin gerektiğini, davacıların murisinin 43.741,00 TL. teminat bedeli olan ... numaralı 21.09.2012 başlangıç tarihli ... Bankası A.Ş. Kredi Hayat Sigortası ile sigortalandığını, sigorta teminatının ... Bankası A.Ş.'den kullanılmış olan krediye yönelik olduğunu, risk olan vefatın gerçekleşmesi halinde sigorta teminatından öncelikle yararlanacak olanın .... Bankası A.Ş.'nin Yeşilyayla Şubesi olduğunu, sigorta şirketinin sigortalama işleminin yapılıp yapılmadığına karar verebilmesi için sigortalının geçirmiş olduğu hastalıkları tanıları, tahlillleri ve tedavileri ile birlikte beyan etmesinin gerektiğini, sigortalının "Sigortalı Adayı Sağlık Beyan Formu"nda sorulan "Herhangi bir sağlık sorununuz var mı?" sorusuna ve diğer sorulara olumsuz yanıt verdiğini, ölüm raporunda ölümün karaciğer yetmezliğinden gerçekleştiğinin belirtildiğini, sigortalıya karaciğer yetmezliği tanısının daha önceden konulduğu ve kendisine karaciğer nakli yapıldığının anlaşıldığını, müvekkili şirket tarafından 13.12.2013 tarihinde davacılara tazminat ödenmeyeceğini bildirdiğini, sigorta poliçesinde yer alan özel şartta " ...Tazminat... Ancak sigortalının doldurmuş olduğu ön bilgi formu ve sağlık beyanındaki bilgilerin doğru ve eksiksiz olması durumunda ödenir." hükmünün yer aldığını ve davacıların talebinin teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece; davacıların ortak murisi ile davalı sigorta şirketi arasında 21.09.2012 başlangıç tarihli hayat sigortası poliçesinin düzenlendiği, davacıların murisinin dosyaya sunulan veraset ilamı içeriğine göre 10.10.2013 tarihinde vefat ettiği, bunun üzerine davacıların sigorta şirketine başvurduğu, davalı şirketin murisin beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğine dayanarak ödemede bulunmadığı, yaptırılan bilirkişi incelemelerinde murisin hastalık tanısının sigorta poliçesinin düzenlenmesinden çok önce konulduğunun tespit edildiği, murisin hastalıklarını poliçe tanzimi sırasında bildiği, buna rağmen hastalık bilgisini ayrıntılı olarak davalı sigortacıya bildirmediği, bu itibarla murisin bu eylemi nedeniyle kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin de sigortalının dosyasını gereği gibi incelemediği, sigortalıya gerekli soruları yöneltmeyerek tüm bilgileri almadığı, kredi dosyasında belirtilen sigortalının engel durumunun üzerinde durmadığı, bu itibarla davalı sigorta şirketinin de eylemi nedeniyle kusurlu olduğu, tarafların birlikte kusurlu hareketi ile sigorta poliçesi düzenlemekle eşit oranda kusurlu oldukları, murisin kredi borcunun tamamen ödenmesi nedeniyle ... Bankası'nın dain-i mürtehin sıfatına sahip olmasına rağmen tazminat tutarının sigortalının mirasçıları olan davacılara ait olduğu gözetilerek, bu nedenle poliçe teminat bedelinin yarısı olan 21.870,50 TL. tazminatın davalıdan tahsili ile davacılara veraset ilamındaki paylarına göre ödenmesine karar vermiştir.

Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkillerinin murisinin Bursa Büyükşehir Belediyesi'nde özürlü kadrosunda görev yaptığını, ...Bankası A.Ş. Bursa/Yeşilyayla Şubesine sunulan maaş bordrosundan bu durumun anlaşıldığını, davalı sigorta şirketinin krediyi veren dava dışı banka ile bağlı şirketler olması ve kredi ile sigorta sözleşmesinin aynı şubeden yapılması nedeniyle murisin ihbar yükümlülüğüne aykırı davranmadığını, davalı şirketin murise imzalatmış olduğu formun matbu olup ve bilgisayar üzerinden doldurulduğunu, formun doldurulmasında murisin gerçek bir beyanından söz etmenin mümkün olamayacağını, murisin kredi belgeleri ile birlikte önüne konulan tüm formları iradesi dışında ve kendisine açıklayıcı bir bilgi verilmeden imzaladığını, murisin sağlık probleminin gözle görülebilecek şekilde basit bir gözlemle anlaşılabileceğini, dolayısıyla davalının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu nedenle murisin kusurunun bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Karar davalı vekiline 27/03/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili istinaf talebinde bulunmamıştır. İstinaf dilekçesi davalı vekiline 20/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 04/05/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; sigorta teminatından öncelikli menfaat sahibinin dain-i mürtehin ... Bankası A.Ş.'nin olduğunu, sigortanın bağlı olduğu kredi borcu kalmışsa öncelikle dain-i mürtehinin alacağının kapatılacağını, kalan bir meblağ söz konusu olursa teminat alacağının yasal mirasçılara intikal edeceğini, bu nedenle dain-i mürtehinin muvafakatini almadan davayı görerek sonlandırmanın hukuka aykırı olduğunu, sigortalının karaciğer yetmezliğinin dış görünümden anlaşılamayacağını, bu durumun ancak sigortalının beyan etmesi durumunda bilinebileceğini, sigortalıya mevcut, geçmiş rahatsızlıklarının yazılı olarak sorulduğunu, ancak sigortalının yanlış beyanda bulunarak sağlık beyan formunu imzaladığını, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bu nedenle müvekkilinin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını beyan ederek davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, hayat sigortası poliçesinden doğan teminat bedelinin tazminine ilişkindir.Mahkemece alınan 22.10.2015 ve 27.06.2016 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; davacıların murisi sigortalının ölüm sebebi olarak bildirilen karaciğer yetmezliği tanısının 09.07.2003 tarihinde konulduğu, 26.06.2005 tarihinde sigortalıya karaciğer nakli yapıldığı, nakil sonrasında da karaciğer yetmezliğinin devam ettiği ve buna istinaden yaklaşık 15 kez girişimsel müdahalede bulunulduğu, sigorta sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında sigortalının ölüm sebebi olan hastalığını bildirmediği, sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu nedenle sigortalının kusurlu olduğu, sigortacının ise belgeleri gereği gibi incelememesi ve araştırma yapmaması nedeniyle kusurlu olduğu, sigortalı ve sigortacının kusur oranlarının eşit derecede olduğu, dain-i mürtehin olan ... Bankası'na olan kredi borcunun ödenmesi nedeniyle sigorta teminat bedelinin davacılara ödenmesi gerektiği, davacılara ödenmesi gereken tutarın 21.870,50 TL olduğu belirtilmiştir.Sigorta sözleşmesi taraflar arasında sürekli bir ilişki kurduğundan, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasından başlayarak sigorta ilişkisinin sona ermesine kadar çeşitli hususlarda sigortacıya bildirimde bulunmakla yükümlü tutulmuştur. Sigorta ettirenin sözleşme yapılırken, sözleşme devam ederken ve rizikonun gerçekleşmesinden sonra olmak üzere üç ayrı beyan yükümlülüğü bulunmaktadır. Sözleşme yapılması sırasında sigorta ettirenin beyan yükümlülüğü 6102 Sayılı TTK.nun m.1435 vd. düzenlenmiştir. TTK.nun 1435. maddesine göre, "Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır." Sigorta ettirenin, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesinin veya gerçeğe aykırı beyanda bulunmasının yaptırımı TTK.nun 1439. maddesinde düzenlenmiştir. TTK m.1439/1'e göre, sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirmiş ise, sigortacı TTK m.1440'ta belirtilen 15 günlük süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. TTK m.1439/2'ye göre, sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise ve beyan yükümlüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar. İlgili düzenlemelerden anlaşıldığı üzere, beyan yükümlülüğün ihlalinde sigorta ettirenin kusuruna ve bildirilmeyen hususla rizikoyu gerçekleştiren olay arasındaki illiyet bağına bakılmaktadır. Dosya kapsamından, davacıların ortak murisi ... ile davalı sigorta şirketi arasında 21.09.2012 başlangıç tarihli hayat sigortası poliçesi düzenlendiği, hayat sigortası poliçesinin bitiş tarihinin 21.09.2017 olduğu, davacıların murisinin dosyaya sunulan veraset ilamı içeriğine göre 10.10.2013 tarihinde vefat ettiği ve dosyaya sunulun ölüm belgesinden ölüm sebebinin karaciğer yetmezliği olduğu anlaşılmaktadır. Hayat sigortası poliçesinde teminat altına alınan riziko sigorta süresinde gerçekleşmiştir. Davacıların sigorta şirketine başvurduğu, davalı şirketin murisin beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğine dayanarak ödemede bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yaptırılan bilirkişi incelemelerinde, sigortalının ölüm sebebi olan karaciğer yetmezliğine ilişkin tanının 09.07.2003 tarihinde konulduğu, 26.06.2005 tarihinde sigortalıya karaciğer nakli yapıldığı, nakil sonrasında da karaciğer yetmezliğinin devam ettiği ve buna istinaden yaklaşık 15 kez girişimsel müdahalede bulunulduğu tespit edilmiştir. Bu bakımdan, sigortalının ölüm sebebi olan karaciğer yetmezliği hastalığını poliçe düzenlenmesi sırasında bildiği, buna rağmen "Uzun Süreli Kredi Hayat-Yaşa Özel Sertifikası" isimli poliçenin "Sigortalı Adayının Sağlık Beyan Formu" bölümünde yer alan herhangi bir hastalığının bulunup bulunmadığına dair soruların tamamına olumsuz cevap verdiği, bu nedenle beyan yükümlülüğünün ihlalinde kusurunun kast derecesinde olduğu ve bildirilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu dikkate alınarak sigortacının poliçe teminat bedelini tazmin bedelini ödeme borcunun bulunmadığı, mahkemece bilirkişi raporları esas alınarak verilen kısmen kabul, kısmen red kararının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.

Açıklanan tüm nedenler ve yasal düzenlemeler kapsamında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüyle kararın kaldırılmasına ve davanın esastan reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,

1-)Davacının istinaf başvurusunun REDDİNE,

2-)Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE,

3-)Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/940 Esas, 2017/194 karar ve 23/02/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,

a-)Davanın reddine,

b-)Hüküm tarihinde alınması gereken 31,40TL maktu harçtan peşin olarak alınan 25,20TL harcın mahsubu ile, bakiye 6,20TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,

c-)Davacıların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,

d-)Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

e-)Davalı kendisini müvekkil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.157,00TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

f-)Taraflarca yatırılan gider avansının bakiye kısmının HMK.333 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,

4-)Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yoluna başvuru harcı 121,30TL olmak üzere toplam 189,50TL harçtan taraflarca ayrı ayrı peşin olarak yatırmış oldukları, 459,20TL harçtan mahsubu ile bakiye 269,70TL harcın ayrı ayrı hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı ve davalı tarafa ayrı ayrı iadesine,

5-)Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

6-)Davalının yapmış olduğu 189,50TL harç ile 12,50TL posta gideri olmak üzere yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 Sayılı HMK.nın 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14.02.2019

kazanci.com.tr