T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/6863
K. 2019/18678
T. 23.10.2019

GEÇİCİ OLARAK GÖREVDEN EL ÇEKTİRME KARARININ İPTALİ İLE MALİ HAKLARIN ÖDENMESİ İSTEMİ ( Davacının Yoksun Kalmasına Neden Olan Disiplin Cezalarının Hukuka Aykırı Olduğunun Mahkemenin Aynı Kararı ile Sabit Olduğu - Mali Hakların Reddine Gerekçe Gösterilen Davacının Fiilen Çalışmaması Halinin ise Davacıdan Sadır Olmayan ve Mahkemenin İptaline Karar Verdiği Disiplin Cezalarının Sonucu Olduğu/Davacının Yoksun Kaldığı Mali Hakların Tahsiline Karar Verilmesi Gerektiği )

HUKUKA AYKIRILIĞI MAHKEME KARARI İLE SABİT OLAN EYLEM VEYA İŞLEMLERDEN KAYNAKLANAN ZARARLARIN GİDERİLMESİ ( Anayasal ve Yasal Gereklilik Olduğu - Mahkemece İptaline Karar Verilen Disiplin Cezalarının Sonucu Olarak Davacının Yoksun Kaldığı Mali Hakların Tahsiline Karar Verilmesi Gerektiği/Yerinde Olmayan Gerekçeyle Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Birleştirme Kararı Verilmesi Halinde Sadece Bunların Yargılaması Birlikte Yürütülmekte Olup Her Davanın Bağımsız Karakterini Koruduğu - Mahkemece Her Dava İçin Ayrı Ayrı Hüküm Kurularak Yargılama Gideri ve Vekâlet Ücretinin Her Dava İçin Ayrı Ayrı Belirlenmesi Gerektiği/Mahkemece Asıl Dava ve Birleşen Dava Yönünden Tek Vekâlet Ücretine ve Yargılama Giderine Hükmedilmesinin Usule Aykırı Olduğu )

YANILGILI DEĞERLENDİRME İLE HÜKÜM KURULMASI ( Mahkemece Asıl ve Birleşen Davalarda Mali Haklara İlişkin Talebin Reddine Karar Verildiği - Hükümde Davanın Kısmen Kabulüne Yerine Davanın Kabulüne İbarelerinin Kullanılması İsabetsiz Olduğundan Kararın Bozulması Gerektiği )

6100/m. 166

ÖZET : Dava, geçici olarak görevden el çektirme kararının iptali ile mali hakların ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davacının yoksun kalmasına neden olan disiplin cezalarının hukuka aykırı olduğu mahkemenin aynı kararı ile sabit olup, mali hakların reddine gerekçe gösterilen “davacının fiilen çalışmaması hali” ise davacıdan sadır olmayan ve mahkemenin iptaline karar verdiği disiplin cezalarının sonucu olduğu da açıktır.

Hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile sabit olan eylem veya işlemlerden kaynaklanan zararların giderilmesinin de anayasal ve yasal gereklilik olduğu kuşkusuz olup Mahkemece iptaline karar verilen disiplin cezalarının sonucu olarak davacının yoksun kaldığı mali hakların tahsiline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalıdır.

Davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini korumaktadır. Bu durumda mahkemece, her dava için ayrı ayrı hüküm kurularak yargılama gideri ve vekâlet ücreti her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. Mahkemece verilen kararda, asıl dava ve birleşen dava yönünden tek vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi usule aykırıdır.

Mahkemece asıl ve birleşen davalarda mali haklara ilişkin talebin reddine karar verilmesi karşısında, hükümde davanın kısmen kabulüne yerine davanın kabulüne ibarelerinin kullanılması da isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekir.

DAVA : Davacı, asıl ve birleşen davalarda İstanbul 1 numaralı Şube Mali Sekreterliği görevinden 6 ay süreyle geçici olarak el çektirilmesine dair kararın iptali ile mali hakların ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi'nin kabul kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi taraf vekillerinin istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi'nin kararı süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A-) Davacı İsteminin Özeti:

Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin birleşik ... İş Sendikası üyesi ve İstanbul 1 No'lu (Kartal) Şubesi Mali Sekreteri olduğunu, davalı Sendikanın Merkez Disiplin Kurulu, 25/07/2018 tarih ve 2018/21 Sayılı kararı ile İstanbul 1 numaralı Şube Mali Sekreterliği görevinden 6 ay süreyle geçici olarak el çektirilmesine karar verdiğini, bu kararın müvekkiline 26/07/2018 de tebliğ edildiğini, Birleşik ... İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Sendikanın 21/06/2018 tarihli Genel Temsilciler Kurulunda müvekkilinin yaptığı konuşmayı gerekçe göstererek müvekkilinden 16/07/2018 tarih 2018/886 Sayılı yazı ile savunma istediğini, davalı Sendika 17 maddeden oluşan savunma isteme yazısındaki ilk maddeden sonra gelen 10 maddenin müvekkilinin davalı sendikanın Genel Kurulundan sonraki en önemli iç tartışma ve değerlendirme toplantısı ve yılda bir yapılan Genel Temsilciler Kurulundaki konuşmasına ilişkin olduğunu, müvekkilinin kendisinden istenen savunmayı davalı sendikanın Genel Yönetim Kurulu'na 19/07/2018 tarihinde gönderdiğini, Genel Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu'nun kararının Sendikanın Ana Tüzüğü'ne dahi aykırı olduğunu, uzun süre görevden uzaklaştırma kararı üyelikten çıkarma niteliğinde olduğunu iddia ederek Birleşik ... İş Sendikası Merkez Disiplin Kurulu'nun 25/07/2018 tarih ve 2018/21 Sayılı kararının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve iptaline ve müvekkilinin Birleşik ... İş Sendikası İstanbul 1 numaralı Şubesi Mali Sekreterliği görevinin devamına, el çektirme kararı nedeniyle mahrum kaldığı mali hakların kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen davada davacı vekili; davalı ... İş Sendikası Merkez Disiplin Kurulunun 25/07/2018 tarih ve 2018/21 Sayılı kararı ile davacı İstanbul 1 numaralı Şube Mali Sekreterliği görevinden 6 ay süreyle geçici olarak el çektirilmesine ilişkin kararın tedbiren durdurulması ve iptali istemi ile İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi'nin 2018/390 esas saylı dosyası ile dava açıldığını, müvekkilinin hakkında 6 aylık sürelerle verilen iki ayrı görevden el çektirme kararı müvekkili bakımından dayanılması zor, hukuka aykırı, haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek Birleşik ... İş Sendikası Merkez Disiplin Kurulu'nun 22/01/2019 tarih ve 2019/22 Sayılı kararının iptaline ve müvekkili Birleşik ...- İş Sendikası İstanbul 1 numaralı Şubesi Mali Sekreterliği görevinin devamına, el çektirme kararı nedeniyle mahrum kaldığı mali haklarının kendisine yasal faiziyle ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

B-) Davalı Cevabının Özeti:

Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, sendikal işleyişe kasıtlı olarak uygun davranmayıp yetkisini aşarak işçilere ve sendikaya önemli derecede zarar veren, yönetim kurulu üyelerinin şahıslarına ve Genel Yönetim Kuruluna bir bütün olarak hakaret eden davacının görevden alınması yasaya, Sendika Ana Tüzüğüne ve hukuka uygun olduğunu, disiplin kurulunun Ana Tüzüğe göre yöneticilere geçici olarak el çektirme cezası verebileceğini, kararın ölçülü olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C-) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, Sendika Tüzüğü'nce herne kadar üyelikten çıkarılma halleri belirtilmiş ise de el çektirme cezasının hangi eylemlerin karşılığında verileceğine ilişkin açık ve net bir düzenleme bulunmadığı bu durumun keyfiliğe yol açabileceği, ayrıca Merkez Disiplin Kurulu'nun 22/01/2019 tarih ve 2019/22 Sayılı kararı ile ikinci kez davacının 6 ay süreyle geçici olarak el çektirilmesi kararı ile alakalı yine hangi eylem karşılığında el çektirme kararı verileceğinin Tüzükte belirtilmemesi konusunda yapılan açıklamalar aynen geçerli olmakla birlikte; ek olarak davacı hakkında ikinci kez 6 aylık el çektirme kararı verilmesi, her iki karar birlikte değerlendirildiğinde toplamda 1 yıllık el çektirme cezasının ihraç yani üyelikten çıkartma niteliğinde olduğu ve bu kararın Merkez Genel Kurulunca verilebileceği, Merkez Disiplin Kurulu'nun Sendika Tüzüğüne göre üyelikten çıkarma kararı verme yetkisi bulunmadığı, seçilmiş sendika çalışanı olan davacı hakkında verilen bu kararın sendika içi demokrasiye aykırı olduğunun anlaşıldığı, tüm dosya kapsamı ile anlaşılacağı üzere davacının seçilmiş bir sendika görevlisi olduğu, sendika üyesi işçiler aleyhine işlem yaptığına dair dosyada her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı, işyerlerindeki üye sayısının azalmasının davacının eyleminden kaynaklandığının sabit olmadığı tanık beyanları ve diğer tüm delillerle anlaşıldığı, davacı el çektirme kararı nedeniyle mahrum kaldığı mali haklarının ödenmesini talep etmiş ise de kural olarak çalışma karşılığı ödeme yapılması gerektiği ve davacının bu süreçte fiilen bir çalışması olmadığı anlaşılarak mali haklara ilişkin talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.

D-)İstinaf başvurusu:

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, taraflar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur..

E-)İstinaf Sebepleri:

Davacı vekili istinaf başvurusunda; Mahkemenin esasa dair karar vermiş olmasına rağmen sendikanın hukuka aykırı kararının tedbiren durdurulması talepleri hakkında bir karar vermediğini, Sendika'nın Haziran 2019 tarihinde yapılacak olan olağan genel kurul toplantısını seçimde aday olunmasını engellemek için öne çektiğini, müvekkilinin sendikaya alınmaması, görevine başlatılmaması nedeniyle seçim faaliyetlerine de katılamadığını, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, mali haklar yönünden de taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının sendika yöneticilerine hakaret etmesi, ve şubeye bağlı işyerlerinde üyelere zarar veren eylemleri sebebiyle disiplin kuruluna sevk edilmesine karar verildiğini, genel kurul toplantı konuşmalarının değerlendirildiğini, davacının toplantıda merkez yönetim kuruluna asılsız itham, iftira ve suçlamalarda bulunarak hatta “işyeri gitti diye merkez yöneticileri kına yaktılar” diyerek toplantıya yurt genelinden katılan 300'ün üzerindeki temsilcinin önünde yöneticilere ağır hakarette bulunduğunu, ... işyerinin Trakya Şubesine bağlanma kararına karşı tehditkar bir şekilde meydan okuyarak “orasını bizim bölgeye bağlamanız gerekiyor, hadi başka tarafa bağlayın da göreyim” diyerek merkez yönetim kurulunun yetkilerini tehditle engellemeye ve uygulatmamaya çalıştığını, “o işyerini dayatmayla başka şubeye bağlıyorsunuz” deyip farklı algı yaratarak işyeri temsilcilerini merkez yönetim kuruluna karşı kışkırtmaya çalıştığını, 21/6/2018 tarihinde yapılan genel temsilciler kurulunda genel yönetim kurulu ile ilgili olarak gerçeği yansıtmayan beyanlarda bulunduğunu ve genel yönetim kurulu üyeleri arasında husumet yaratma çabası içine girdiğini, genel temsilciler kurulunda hazır bulunan temsilcilerin nezdinde küçük düşürmeye çalıştığını, toplantıda 300'ün üzerinde temsilcinin önünde Sendika Genel Başkanı ...'na “benden sonra konuşacak ne söyleyecek yalan mı konuşacak” diyerek, kendisini yalancılıkla suçladığını, genel yönetim kurulunu ve özellikle genel başkanı küçük düşürmekten öte söylemlerini hakaret boyutuna vardığını, üyesi olduğu şube yönetim kurulunun başkanına “o acemi” diyerek tüm temsilcilerin önünde onur kırıcı söylemde bulunduğunu, “Başkanlar kurulunda hiçbir şey konuşulmuyor boş boş konuşulup geyik yapılıyor, hiç kimse hiçbir şey söylemeden bakıyorsun bitiyor” diyerek sendikanın diğer organı olan başkanlar kuruluna da hakaret etiğini, tüm bu hususlar hem dosyaya sunduğumuz belgeler hemde tanık anlatımları ile hem de CD kayıtları ile kanıtlandığını, Mahkemece CD içinde sunulmuş olan görüntülerin hiç değerlendirilmediğini, kararda bu konuşmaya değinilmediğini, her iki görevden alma kararının farklı nedenlerle verildiğini, ikinci görevden alma kararının sendika aleyhindeki faaliyetlerin sürdürülmesi nedeniyle verildiğini, kararların Sendika Anatüzüğüne ve hukuka uygun olduğunu ileri sürmüştür.

F-)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.

G-)Temyiz başvurusu :

Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına karşı taraflar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

H-) Gerekçe:

1-)İlk Derece Mahkemesi'nin hüküm fıkrasında birleşen davanın da asıl dava olarak nitelendirmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.

2-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle asıl dava dosyasının kapsamındaki deliller ile birlikte birleşen davadaki irtibatı dikkate alındığında davalının birleşen davadaki tanıklarının dinlenmemesinin sonuca etkisinin olmayacağının anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-)Somut uyuşmazlıkta; asıl ve birleşen davalarda Birleşik ... İş Sendikası üyesi ve İstanbul 1 No'lu (Kartal) Şubesi Mali Sekreteri olan davacı hakkında 6 ay süreyle geçici olarak el çektirilmesine dair verilen kararların iptali ile bu kararlar nedeniyle mahrum kaldığı mali hakların ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece asıl ve birleşen davalarda, davacı hakkında uygulanan disiplin cezalarının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu kabul edilmesine karşın bu süreçte davacının fiilen bir çalışması olmadığı gerekçesiyle mali haklarının ödenmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa ki davacının yoksun kalmasına neden olan disiplin cezalarının hukuka aykırı olduğu mahkemenin aynı kararı ile sabit olup, mali hakların reddine gerekçe gösterilen “davacının fiilen çalışmaması hali” ise davacıdan sadır olmayan ve mahkemenin iptaline karar verdiği disiplin cezalarının sonucu olduğu da açıktır. Yine hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile sabit olan eylem veya işlemlerden kaynaklanan zararların giderilmesinin de anayasal ve yasal gereklilik olduğu kuşkusuzdur.

Bu durumda Mahkemece iptaline karar verilen disiplin cezalarının sonucu olarak davacının yoksun kaldığı mali hakların tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı ve yerinde olmayan gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

3-)6100 Sayılı Kanun'un 166. ve müteakip maddeleri uyarınca davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini korumaktadır. Bu durumda mahkemece, her dava için ayrı ayrı hüküm kurulmalı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir.

Somut uyuşmazlıkta Mahkemece verilen kararda, asıl dava ve birleşen dava yönünden tek vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi de usule aykırıdır.

Kabule göre; Mahkemece asıl ve birleşen davalarda mali haklara ilişkin talebin reddine karar verilmesi karşısında, hükümde “davanın kısmen kabulüne” yerine “davanın kabulüne” ibarelerinin kullanılması da isabetsizdir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr