T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
ESAS NO:2016/4715
KARAR NO:2016/9234
KARAR TARİHİ:5.9.2016 
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Şantaj, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet


Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

1-Sanığa yükletilen şantaj eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,

Hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmolunmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,

Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği,

Anlaşıldığından sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,

2-Kişilerin huzur ve sükununu bozma eyleminden kurulan hükme yönelik temyize gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

a) Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu kapsamına giren davranışların, sırf huzur ve sükunu bozmak amacıyla yapılması ve bu anlamda suçun oluşması için özel bir kastın varlığı gerekir. Somut olayda, sanığın, bir süre arkadaşlık yaptığı, ancak kendisinden ayrılan katılanla barışmak maksadıyla, dosya kapsamından ne kadar süreyle ve kaç adet olduğu tespit edilemeyecek şekilde kısa mesaj göndermesi, telefon etmesi eyleminin, ne şekilde özel kastla işlendiği ve sırf huzur ve sükunu bozmaya yöneldiği açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,

b) Kabule göre de;

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda, suçun değişik zamanlarda işlenmesi zorunluluğu anlamındaki ısrar, suçun unsurudur. Aynı mağdura karşı huzur ve sükunu bozan eylemler, ancak birden fazla işlenirse ısrar unsuru gerçekleşebilir. Bir hafta boyunca sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, bir süre ara verilip aynı eylemlere devam edilmesi örneğinde olduğu gibi eylemler arasında bir suç işleme kararının icrası kapsamında suçun değişik zamanlarda işlendiğini gösteren kesintinin oluşması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür. Yargılamaya konu olayda ise iddianame anlatımı ve kabule göre, eylemler arasında kesinti oluştuğu tespit edilemediğine göre, TCK’nın 43/1. maddesi ile cezada artırım yapılamayacağının gözetilmemesi,

Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri ile değişik gerekçelerle tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 09/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.