T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/30937
Karar No:2016/8775 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şerife Ayyıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda; İİK'nun 89. maddesi uyarınca 3. kişi sıfatı ile kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin Sami Ulaşkın'a tebliğ edildiğini, icra müdürlüğünce, adı geçenin kesinleşen haciz ihbarnameleri sebebi ile dosya borçlusu olarak eklendiğini, taşınmazlarına haciz konularak kıymet takdiri yapılıp kıymet takdirin raporunun Sami'ye 28.01.2015 tarihinde bizzat tebliğ edilerek kesinleştiğini, 103 davetiye tebligatı üzerine Sami Ulaşkın'ın Mutki İcra Dairesi'nin 07.07.2014 tarih ve 2014/71 muhabere sayılı evrakı ile dosyaya beyanda bulunduğu ve taşınmazının haczinden de belirtilen bu tarih itibarı ile haberdar olduğunu ileri sürerek, icra müdürlüğünce taşınmaz satış talebinin reddine ilişkin  11.06.2015 tarihinde verilen kararın iptaline karar verilmesini istediği; mahkemece, haciz ihbarnamesinin 3. kişiye yöntemine uygun olarak tebliğ edilmediği, kıymet takdir raporunun 28.01.2015'te bizzat tebliğ edilerek hacizden haberdar olmuş ve haciz ihbarıyla amaçlanan yasal ihtar yapılmış sayılamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Takip dosyası fotokopisinin incelenmesinde, 1. haciz ihbarnamesinin 3. kişinin bizzat kendisine 11.05.2011 tarihinde; 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin TK'nun 35. maddesine göre ve kıymet takdir raporunun ise bizzat 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir. İcra müdürlüğünce verilen 11.06.2015 tarihli ret kararında, mernis adresi olup olmadığı sorgulanmadığı için TK'nun 35. maddesi koşulları oluşmadığı, buna göre 3. kişiye usulüne uygun olarak 2. ve 3. haciz ihbarnameleri tebligatlarının yapılmasından ve yasal süreler dolduktan sonra haciz ve kıymet takdiri yapılmasına, satış talebinin reddine karar verildiği görülmektedir.

Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi  kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz  olmayıp, Usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe  tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi;  icra dairesi dahi  tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen  icra mahkemesi tarafından verilmiş bir  karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz.

Hal böyle olunca, icra dairesince 2. ve 3. haciz ihbarnamesi tebligatların usulsüz yapıldığından bahisle alacaklının satış talebinin reddine karar verilmesi doğru değil ise de; taşınmaza haciz konulan 21.12.2011 tarihinden sonra ilk olarak 1000,00 TL satış avansı yatırılarak 02.01.2014 tarihinde satış talep edilmiş olduğundan, anılan satış talep tarihi itibarı ile İİK'nun 106-110. maddelerinde öngörülen 2 yıllık sürenin geçirildiği anlaşılmakla, yasal sürede satış istenmediğinden, icra müdürlüğünün, alacaklının satış talebinin reddi yönündeki şikayet konusu kararı ve mahkemenin bu işleme ilişkin şikayet hakkındaki ret kararı, bu gerekçeyle ve sonucu itibarı ile doğru olup, mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL  temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


www.hukukmedeniyeti.org