T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/18278
Karar No:2015/32039 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi   tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, alacaklının Ankara 3. tüketici mahkemesi içtihatları">Tüketici mahkemesi'nin 2015/1 D. İş sayılı 13.01.2015 tarihli ihtiyati haciz kararının, Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün 2014/20192 Esas No'lu dosyasından 15.01.2015 tarihinde infazının sağlandığını, bu kez aynı kararın bir gün sonnra 16.01.2015 tarihinde Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1091 Esas No'lu dosyada işleme konarak infazı ile müvekkilinin mallarına haciz uygulanmasının yasaya aykırılığı nedeni ile iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesine ilişkindir.

Mahkemece, ilk takipten geçerli bir feragat bulunmadığından ikinci takibin mükerrer olduğu belirlenerek taleple bağlı kalınarak şikayet kabul edilip her iki icra dosyasındaki haciz işlemlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

20.01.2015 şikayet tarihi itibarı ile Ankara 7. İcra Müdürlüğü'nün 2014/20192 Esas No'lu dosyası ile Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2015/1091 Esas No'lu dosyadalarındaki takiplerin kesinleşmediği ve ihtiyati haciz aşamasında oldukları, her iki takibin genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi olduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda özetlenen nitelikteki borçlu vekilinin şikayeti, ihtiyati haciz kararının mükerrer infaz edilerek hacizler konduğuna yönelik olup, takibin mükerrerliğine dair açıkça bir iddiası da yoktur. 

Kaldı ki, takibin mükerrer olduğu hususu takip şekli itibarı ile İİK'nun 62. maddesi uyarınca yasal 7 günlük sürede borçlu tarafça icra dairesine yapılması gereken borca itiraz niteliğinde olup, mahkemece bu hususun re'sen gözetilmesi mümkün değildir.

O halde mahkemece; borçlunun asıl şikayet konuları üzerinde inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, re'sen gözetilmesi de mümkün olmayan hususlar nazara alınarak sonuca gidilmesi isabetsizdir. Borçlunun şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



www.hukukmedeniyeti.org