T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/23168
K. 2019/14776
T. 2.7.2019

* İŞÇİLİK ALACAKLARININ TAHSİLİ İSTEMİ ( Davacının Davalıya Ait İşyerinde 5580 S.K. Uyarınca Düzenlenen ve Takip Eden Belirli Süreli İş Sözleşmeleri İle Çalıştığı/İş Akdi İşverence Haklı Bir Neden Olmadan Sonlandırıldığından Kıdem Tazminatı Talebi Kabulü İsabetli İse de Davacının İş Sözleşmesi Kanun Gereği Belirli Süreli Olduğundan İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki Koşulların Oluşmadığının Anlaşılmasına Göre İhbar Tazminatı Talebinin Reddine Karar Verilmesi Gerektiği )

* İHBAR TAZMİNATI ( 5580 S.K. Uyarınca Düzenlenen ve Takip Eden Belirli Süreli İş Sözleşmeleri İle Çalışan Davacının İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki Koşullar Oluşmadığından İhbar Tazminatına Hak Kazanamayacağı )

* BAKİYE SÜRE ÜCRETİ ( Taraflarca Sunulan ve Yürürlüğe Girmeden Önce İş Akdinin Feshedilmesi Nedeniyle Geçerlilik Kazanmayan Sözleşmeye İstinaden Hak Talep Edilemeyeceği/İl Milli Eğitim Müdürlüğüne Bildirilen ve Taraflar Arasında Geçerliliğini Koruyan Sözleşme Esas Alınarak İş Sözleşmesinin Sona Erme Tarihine Kadar Bakiye Süre Ücretinin Hesaplanması Gerektiği ) * EKSİK ARAŞTIRMA ( Mahkemece Davacıya İş Sözleşmesinin Feshi Tarihi ve Öncesi Ne Kadar Ücret Ödendiğinin Açıklattırılması Ödenen Ücretin Miktarı Konusunda Davacının Banka Hesap Dökümleri Davalı İşyeri Kayıtlarının İncelenmesi ve Gerekir İse Emsal Ücret Araştırması Yapılarak Belirlenecek Ücret Miktarı Üzerinden Kazanılmış Hak İlkesi de Gözetilerek Bakiye Süre Ücreti ve Diğer Talep Konusu Alacaklar Hesaplattırılarak Bir Hüküm Kurulması Gerektiği )

5580/m.9/1

4857/m.11/3

6098/m.408

ÖZET : Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.

Davacı, davalıya ait işyerinde, 5580 Sayılı Kanuna göre düzenlenen takip eden belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığından ve iş akdi işverence haklı bir neden olmadan sonlandırıldığından kıdem tazminatı talebi kabulü isabetli ise de; davacının iş sözleşmesi kanun gereği belirli süreli olduğundan, İş Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulların oluşmadığının anlaşılmasına göre ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir.

Taraflarca sunulan ve yürürlüğe girmeden önce iş akdinin feshedilmesi nedeniyle geçerlilik kazanmayan sözleşmeye istinaden hak talep edilemeyeceğinden, İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilen ve taraflar arasında geçerliliğini koruyan sözleşme esas alınarak, iş sözleşmesinin sona erme tarihine kadar bakiye süre ücretinin hesaplanması, bu tarihe kadar davacının başka işte çalışarak elde ettiği kazançlar mahsup edilerek bakiye alacak kalması halinde, davacı lehine bakiye süre ücretine hükmedilmesi gerekir.

Mahkemece davacıya iş sözleşmesinin feshi tarihi ve öncesi ne kadar ücret ödendiğinin açıklattırılması, ödenen ücretin miktarı konusunda davacının banka hesap dökümleri, davalı işyeri kayıtlarının incelenmesi ve gerekir ise emsal ücret araştırması yapılarak belirlenecek ücret miktarı üzerinden, kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek gerek bakiye süre ücreti gerekse diğer talep konusu alacaklar hesaplattırılarak bir hüküm kurulması gerekir iken aksi düşünce ile yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 08/12/2011-17/08/2013 tarihleri arasında çalıştığı, izine ayrılacağını vardiya amirine bildirince amirinin izin vermeyip küfür etmesi üzerine işten ayrıldığı, hafta tatili çalışması yaptığı, yıllık izinlerini kullanmadığı iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalının Cevabının Özeti:

Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Gerekçe :

1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-)Taraflar arasında imzalanan sözleşmesinin türü ile buna bağlı olarak davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.

Bakiye süre ücretinin hukuki dayanağı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 408. maddesi oluşturmaktadır. Bu maddeye göre, “İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.”

Bakiye süre ücretinin talep edilebilmesi için iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi niteliği taşıması zorunludur.

Belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasının şartları ise 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 11. maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde belirlenmiştir.

Türk hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkan sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin, 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, iş sözleşmesinin özel okul öğretmenler, müdür ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.

4857 Sayılı Kanun'un 11. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında zincirleme yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir sebebe dayanması halinde belirli süreli olma özelliğini koruyacağı; aksi takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacağı düzenlenmiştir. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasının objektif sebebi varsa ve bu sebep devam ediyorsa veya yeni bir sebep ortaya çıkmışsa belirli süreli iş sözleşmeleri yenilenebilir şeklinde değerlendirilmelidir. Zincirleme iş sözleşmelerini belirli süreli niteliğini koruyabilmeleri için her birinde aranan objektif sebeplerin aynı olması da şart değildir.

Buna göre, taraflar arasındaki iş sözleşmesi, 5580 Sayılı Kanuna göre düzenlenen belirli süreli iş sözleşmesi olup Mahkemenin aksi yöndeki kabulü açıklanan nedenler ile yerinde bulunmamıştır. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılması kanuni düzenlemenin bir gereğidir. Aynı şekilde sözleşmenin yenilenmesi, sözleşmeyi belirsiz süreli hale getirmez. Bu tür sözleşmelerde, İş Kanunu'nun 11/3 maddesindeki esaslı nedenin kendiliğinden mevcut olduğu kabul edilmelidir. Diğer taraftan, belirli süreli iş sözleşmeleri sözleşmenin niteliği gereği fesih ile değil, sürenin bitimi ile sona erdiğinden; belirli süreli iş sözleşmelerinde belirsiz süreli iş sözleşmelerine özgü bildirimli fesih yapılamaz. İhbar tazminatı ise, bildirim süresinin hiç veya kısmen uyulmamasının yasal sonucudur.

Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalıya ait işyerinde, takip eden belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalıştığından ve iş akdi işverence haklı bir neden olmadan sonlandırıldığından kıdem tazminatı talebi kabulü isabetli ise de; yukarıda ayrıntılı bir biçimde açıklandığı üzere davacının iş sözleşmesi kanun gereği belirli süreli olduğundan, İş Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulların oluşmadığının anlaşılmasına göre ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir.

3-)Taraflar arasında imzalanan hangi sözleşmenin geçerli olduğu, fesih tarihinde davacının almış olduğu ücret miktarı ile davacının bakiye süre ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu diğer uyuşmazlık konularıdır.

Somut olayda, davacı iddiasına göre 30/06/2013-30/06/2015 dönemi için davalı iddiasına göre ise 30/06/2013-30/06/2014 dönemi için taraflar arasında sözleşme imzalandığı iddia edilmiş ise de davalı işyerinde biyoloji öğretmeni olarak çalışan davacı ile davalı arasında 19/11/2012-19/11/2013 dönemini kapsayacak şekilde imzalanarak İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmiş olan ve geçerliliğini halen sürdüren bir sözleşme bulunmaktadır.

Taraflar arasında sonradan imzalandığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmediği anlaşılan, başlangıç tarihinin 30/06/2013 olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayan sözleşmeler yürürlüğe girmeden önce davacının iş akdinin 27/06/2013 tarihinde işverence fiilen sona erdiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Bu hale göre, taraflarca sunulan ve yürürlüğe girmeden önce iş akdinin feshedilmesi nedeniyle geçerlilik kazanmayan sözleşmeye istinaden hak talep edilemeyeceğinden, taraflar arasında geçerliliğini koruyan 19/11/2012-19/11/2013 süreli sözleşme esas alınarak, iş sözleşmesinin sona erme tarihi olan 19/11/2013 tarihine kadar bakiye süre ücretinin hesaplanması, bu tarihe kadar davacının başka işte çalışarak elde ettiği kazançlar mahsup edilerek bakiye alacak kalması halinde, davacı lehine bakiye süre ücretine hükmedilmesi gerekir.

Öte yandan, davacı dava dilekçesinde yeni imzalanan sözleşmede ücretinin 2.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını iddia etmekle birlikte bu sözleşme yürürlüğe girmeden iş akdi sona erdiğinden, sözleşmenin feshi öncesi ne kadar ücret ödendiği konusunda açıklık da getirilmediğinden, Mahkemece davacıya iş sözleşmesinin feshi tarihi ve öncesi ne kadar ücret ödendiğinin açıklattırılması, ödenen ücretin miktarı konusunda davacının banka hesap dökümleri, davalı işyeri kayıtlarının incelenmesi ve gerekir ise emsal ücret araştırması yapılarak belirlenecek ücret miktarı üzerinden, kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek gerek bakiye süre ücreti gerekse diğer talep konusu alacaklar hesaplattırılarak bir hüküm kurulması gerekir iken aksi düşünce ile yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.07.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr