T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/24304
K. 2017/15324
T. 10.10.2017


* İŞE İADE İSTEMİ ( Davacıya Gönderilen İhtarnamede Fesih Bildiriminin Tebliğ Edilmek İstendiği Ancak Davacının Tebliğ Almaktan İmtina Ettiğinin Belirtildiği/İşverenin Fesih Bildiriminin Tebliğden İmtina Edildiğine İlişkin Tutanakların Tutulduğu Tarihin Tutanak Düzenleyicilerinin Doğrulaması Halinde Tebliğ Tarihi Sayılacağı )

* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Fesih Bildirimine İmzadan İmtina Şerhi Düşen ve Tanık Olarak Dinlenilen Çalışanın Davacıya Fesih Bildiriminin Yazılı Olarak Tebliğ Edilmek İstendiği Ancak Davacının İmzadan İmtina Ettiğini İfade Ettiği - Davacı İşçinin İş Akdinin Feshedildiğini Öğrendiği Tarihten Sonra Hak Düşürücü Süre İçinde İşe İade Davası Açmadığının Anlaşıldığı/Davanın Reddi Yerine Kabulünün İsabetsiz Olduğu )

ÖZET : Dava, feshin geçersizliği ve işe iade istemlidir.

Davacı işçinin iş akdinin feshedildiğini öğrendiği tarihten sonra, hak düşürücü süre içinde işe iade davası açmadığı anlaşılmış olup, davanın reddi yerine kabulü isabetsizdir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

4857 Sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.

İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).

İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.

Somut uyuşmazlıkta davacı işçi; işverenin, 29.06.2015 tarihinde noter aracılığı ile gönderdiği fesih ihtarnamesini 03.07.2015 tarihinde tebellüğ ettiğini ve işe iade davasının ise 29.07.2015 tarihinde açıldığını, dolayısı ile Kanun'un öngördüğü 1 aylık hak düşürücü sürenin geçirilmediğini iddia etmiştir.

Davalı işveren ise, davacıya iş sözleşmesinin feshedildiğinin, 25.06.2015 tarihinde tebliğ edilmek istendiğini ancak imzadan imtina ettiğini, bu sebeple davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını savunmuştur.

Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; 29.06.2015 tarihli noter ihtarnamesinde, davacıya fesih bildiriminin 25.06.2015 tarihinde tebliğ edilmek istendiği ancak davacının tebliğ almaktan imtina ettiği belirtilmiştir. 25.06.2015 tarihli fesih bildiriminde ise, bir kısım çalışanın davacının imzadan imtina ettiğini belirtilerek imza attıkları görülmektedir. Davalı işverence, fesih bildirimine imzadan imtina şerhi düşen çalışanlardan ... tanık olarak dinletilmiş ve davacıya fesih bildiriminin yazılı olarak tebliğ edilmek istendiği ancak davacının imzadan imtina ettiğini ifade ettiği tespit edilmiştir. Davacı tanıklarının ise fesih tarihine veya fesih bildiriminin tebliğ edilmek istenip istenmediğine dair herhangi bir beyanları bulunmamaktadır.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacı işçinin, iş akdinin 25.06.2015 tarihinde feshedildiğini öğrendiği anlaşılmaktadır. İşe iade davası ise 29.07.2015 tarihinde hak düşürücü süre içinde açılmamıştır. Davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.

4857 Sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davanın REDDİNE,

3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 411,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6. Peşin alınan temyiz harcının istemi halinde davalıya iadesine,

Kesin olarak, 10.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

kazanci.com.tr