T.C.

Yargıtay 

2. Hukuk Dairesi 

2014/24404 E.  ,  2015/10011 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı(nın) temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı-karşı davalı(nın) temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a-Mahkemece; “kadının evlilik öncesi bir başkasıyla yaşadığı ilişkiyi eşine söylemediği, böylece güven sarsıcı davranışta bulunduğu, davalının da, 9,5 ay karı koca hayatı yaşayıp, bu kadar zamandan sonra bunu sebep göstererek boşanma davası açmakla Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı davrandığı” gerekçesiyle boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu bulunarak, her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacının, annesinin eşine yönelik hakaretlerine, aşağılamalarına ve baskısına kayıtsız kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar 28.05.2013 tarihinde evlenmiş olup, davalı-karşı davacı tanıkları, düğünün ertesi günü kadının kayın valide tarafından doktora götürüldüğünü ve bakire çıkmadığını buna rağmen evliliğin dokuz ay kadar daha devam ettiğini beyan etmişlerse de, dosya arasında bulunan kadına ait 03.04.2014 tarihli raporda kadının kızlık zarının elastik olduğu ve halen duhule müsait olduğu rapor edilmiştir. Kadına kusur olarak yüklenen evlilik öncesi başkası ile cinsel münasebete ilişkin dosyada her hangi bir delil ve bu yönde bir beyan bulunmamaktadır. Taraf tanıkları kadının 6-7 yaşlarında iken akrabası olan bir erkek çocuk tarafından elle taciz edildiğini kendilerine anlattığını, bu olaydan sonra tarafların fiilen ayrıldıklarını ifade etmiş olup, bu husus kadına kusur olarak yüklenemez. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı tamamen kusurlu olup, davasının reddine karar vermek gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçe ile davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

b-Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı tamamen kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylar davacı-karşı davalının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektirir. Öyleyse boşanmada kusuru bulunmayan kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata (TMK.m.174/2) hükmedilmesi gerekirken, bu isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

c-Ziynetlere ilişkin talebin tefrikine karar verildiğine göre, bununla ilgili bilirkişi ücreti olarak yatırılan giderin, tefrik edilen davada nazara alınacağı gözetilmeden bu davada hüküm altına alınması da usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) maddenin (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran ...'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 12.05.2015 (Salı)