DANIŞTAY 5. Daire 
ESAS: 2013/9515
KARAR: 2014/4920

İsteğin Özeti : K... Belediye Başkanı olarak görev yapan davacının, etik ihlali kararlarının Kurulun resmi internet sitesinde yayımlanmasına ilişkin Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun 11.02.2011 günlü, 2011/14 sayılı kararı ile bu karara dayanılarak kendisi hakkında verilen 24.02.2011 günlü, 2011/16 sayılı kararın Kurulun internet sitesinde yayımlanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada; 5176 sayılı Kanun’un 5. maddesinin Kamu Görevlileri Etik Kurulunca verilen ihlal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanmasına ilişkin 3. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 04.02.2010 günlü, E:2007/98, K:2010/33 sayılı kararı ile iptal edilmesi sonrasında, Kurulun 11.02.2011 günlü, 2011/14 sayılı kararı ile 5176 sayılı Kanun’un 3. maddesi çerçevesinde, Kurulun verdiği etik ihlal kararları ile uygun gördüğü diğer kararların, isim, açık unvan ve yer belirtilmeksizin Kurulun resmi internet sitesinde yayımlanmasının uygun olduğuna karar verildiği, bu doğrultuda davacı hakkındaki ihlal kararının Kurulun resmi internet sitesinde yayımlandığı; kurulun etik ihlal kararlarının yayımlanmasındaki en temel amacının etik dışı davranışların kamuoyunda paylaşılması suretiyle kamu görevlilerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde davranmalarını teşvik etmenin, kişilerin ve kurumların sorumluluğunu geliştirmenin amaçlandığı görülmekle, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda Ankara 2. İdare Mahkemesince verilen 20.12.2012 günlü, E:2011/2244, K:2012/2331 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...

Düşüncesi : 5176 sayılı Kanun’un 5. maddesinin Kamu Görevlileri Etik Kurulunca verilen ihlal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanmasına ilişkin 3. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 04.02.2010 günlü, E:2007/98, K:2010/33 sayılı kararı ile iptal edilmiş olması ve iptal kararındaki gerekçeler gözönünde bulundurulduğunda, etik ihlali kararlarının Kurulun resmi internet sitesinde yayımlanmasında ve buna bağlı olarak davacı hakkında verilen kararın internet sitesinde yayımlanmasında hukuka uyarlık bulunmadığından, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. Ankara 2. İdare Mahkemesince verilen 20.12.2012 günlü, E:2011/2244, K:2012/2331 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 05.06.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. 

KARŞI OY

Kurulca, kamu görevlisinin etik davranış ilkelerine aykırı işlem veya eyleminin tespiti ve bu kararın kesinleşmesi halinde, bu durumun Resmi Gazete aracılığıyla kamuoyuna duyurulmasına ilişkin 5176 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 3. fıkrası Anayasaya aykırı bulunmuş ve Anayasa Mahkemesinin 04.02.2010 günlü, E:2007/98, K:2010/33 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. (RG 18.05.2010 günlü, 27585 sayılı.)

Anılan kararın gerekesinde, idari yargı denetimine açık olan bu eylemlerin yargısal kesinlik kazanmadan Resmi Gazete ile kamuoyuna duyurulmasının ilgilinin herkese teşhiri anlamına geldiği, insan onuru ile kişinin maddi ve manevi varlığının zedelenmesine yol açtığı; bu halin, kişi özgürlüğü ile kamu gücünün kullanılması arasındaki hassas dengenin özgürlük aleyhine bozulması demek olduğu, bu nedenle kuralın demokratik toplum düzeninin gereklerine ve adalet ilkelerine, dolayısıyla hukuk devletine ve kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına aykırı bulunduğu belirtilmiştir.

Dava konusu Kurul Kararı ise, Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtilen tüm sakıncaları taşımaktadır. Bu nedenle, isim, açık unvan ve yer belirtilmese dahi, yargı yoluna gidilerek veya gidilmeden kesinleşmeyen kararların kurulun internet sitesinde yayımlanmasının, Anayasa Mahkemesi kararında değinilen gerekçelerle hukuka aykırı olduğu kanaatiyle işlemin iptali yerine davanın reddine dair verilen kararın bozulması gerektiği görüşüyle onama yönündeki karara karşıyım.



kararara.com