İLGİLİ MEVZUAT: Kamulaştırma Kanunu Geçici Madde 6 ;(Değişik madde ve başlığı : 6487 - 24.5.2013/m.21) Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.

İdarenin daveti veya malikin müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının idarenin daveti veya malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, idarenin daveti veya malikin müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir. 

Uzlaşma; idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle veya bunların mümkün olmaması hâlinde nakdi bedel üzerinden yapılabilir.

Uzlaşma görüşmeleri, hukuki veya fiili engel bulunmadığı takdirde davete icabet tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır ve uzlaşmaya varılıp varılmadığı, malik veya temsilcisi ile komisyon üyeleri tarafından imzalanan bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak ile uzlaşma görüşmelerine ilişkin bilgi ve belgeler, açılacak davalarda taraflar aleyhine delil teşkil etmez. Uzlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar resen tapuya tescil veya terkin edilir. 

Uzlaşılan bedel, bütçe imkanları dâhilinde sonraki yıllara sâri olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. 

İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği tarihten itibaren üç ay içinde malik veya idare tarafından bedel tespiti davası açılabilir. Dava açılması hâlinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir. Tespit edilen bedel, bu maddenin sekizinci fıkrasına göre idarece ödenir. Tescile veya terkine ilişkin hüküm kesin olup tarafların hükmedilen bedele ilişkin temyiz hakkı saklıdır. 

Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir.

Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması hâlinde, merkezi yönetim bütçesine dâhil idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerinin (Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçelerinin güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet alımları ile yapım giderleri için ayrılan ödeneklerin) yüzde ikisi, belediye ve il özel idareleri ile bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının, diğer idareler için en son kesinleşmiş bütçe giderleri toplamının en az yüzde ikisi oranında yılı bütçelerinde pay ayrılır. Kesinleşen alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması hâlinde, ödemeler, sonraki yıllara sâri olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. İdare tarafından, mahkeme kararı gereğince nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir. 

Bu maddenin bedele ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki sebeplerden dolayı davaları reddedilmiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları davalar sonunda hak kazanmış oldukları tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir. 

Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir. Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır. Kararı kesinleşen davalara ise, bu maddenin yalnızca sekizinci fıkra hükümleri uygulanır.

Bu madde uyarınca ödenecek olan bedelin tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez.


(FIKRA, RGT: 13.03.2015 RG NO: 29294 ANY. MAH. 13.11.2014 T. 2013/95 E. 2014/176 K. İLE İPTAL EDİLMİŞTİR.) 


T.C
YARGITAY
5.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2015/2672
KARAR NO.2015/5635
KARAR TARİHİ. : 23,03,2015

>04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı nedeniyle

DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız, el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayılan yazılı hükmün Yargıtay'ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden, çıkan kararı kapsayan 06.11.2014 gün ve 2014/16587 Esas - 2014/25255 Karar sayılı ilama karşı taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın kabulüne dair mahkemece verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce düzeltilerek onanmış, bu karara, karşı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, davalı idare vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan karar düzeltme istemleri HUMK'nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Şöyle ki;

13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı uyarınca davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06.11.2014 gün ve 2014/16587-25255 saydı ilamının kaldırılmasına karar verildikten, sonra yapılan incelemede;

Dava, kamulaştırmağız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak:

l) Dava konusu taşınmazın el atılan kısmında davacıların payının iptali ve terkini ile yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde kime ait olduğu belli olmayan 108/256 pay oranında el atılan kısmın tapu kaydının iptaline karar verilmesi

2) 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile,

6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1.956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden,

Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;

a) 4. bendinden (tapu kaydının 108/256 hisse) ibaresinin çıkartılmasına, yerine (kısmın davacılar hissesi) kelimelerinin yazılmasına,

b) 6. bendinin çıkartılmasına, yerine (Alınması gereken 10.537,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan 8.295,50 TL harcın davalı idareden alınarak Hazineye gelir kaydına,) cümlesinin yazılmasına,

c) 9. bendinin çıkartılmasına, yerine (Davacı tarafça yapılan toplam 4.332,00 TL yargılama gideri ve peşin, harcın davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,) cümlesinin yazılmasına,

d) 8.bendinin çıkartılarak, yerine (Birleştirilen davalar yönünden, davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.705,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,) cümlesinin yazılmasına,

Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcı ile karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı idareden peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, H.U.M.K'nun 442. maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 250,00-TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalı idareden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydedilmesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C.
YARGITAY 
5.ÖZEL HUKUK İÇTİHATLARI DAİRESİ
ESAS NO:2014/25903
KARAR NO:2015/7810 
KARAR TARİHİ:13.04.2015 

Kanun No:2942 
Madde No:Geçici 6 



ÖZET: 6487 saylı Yasanın 21. Maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca hükmedilmesi gerekir.

DAVA: Taraflar arasındaki zemini tespit harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR: Dava, zemini tespit harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

Dosyada bulunan delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 04.11.1983 gününden sonra el atıldığı anlaşılmıştır.

13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile;

6487 saylı Yasanın 21. Maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.

Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca hükmedilmesi gerektiğinden,

Gerekçeli kararın hüküm fıkrasından harca ilişkin yeni bir paragraf ilave edilerek (Alınması gereken 4.559,74-TL. karar harcından peşin yatırılan 1.139,95-TL'nin mahsubu ile bakiye 3.419,79-TL'nin davalı idareden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,) cümlesinin yazılmasına, 

KARAR : Hükmün böylece düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına ve peşin alınan temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13.04.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.



T.C
YARGITAY
18.HUKUK DAİRESİ 
ESAS NO:2009/5 
KARAR NO:2009/1183 
KARAR TARİHİ:16.02.2009 

>NİSPİ VEKALET ÜCRETİ
>KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ

İçtihat Metni

Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y  K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da düzenlenen raporlar hüküm kurmaya yeterli değildir.

Şöyle ki:

1-Bilirkişi kurullarınca somut emsal olarak alınan 300 Ada 3 parseldeki 2/4 ve 1/4 payların satışı dosya içinde bulunan tapu akit tablosuna göre kat irtifaklı bir taşınmazdaki bağımsız bölüme ilişkindir. Bilirkişi raporlarında satış bedelinden yapı değeri indirilmemiş olmakla birlikte bu indirimin yapılmış olması halinde dahi kat mülkiyeti yada kat irtifakı kurulu yapılarda bağımsız bölümün değerine, merdiven, asansör, sığınak, kapıcı dairesi, ortak depo, garaj, çatı, merdiven boşlukları gibi ortak yerlerin değeri de dahil olduğu cihetle mücerret bağımsız bölümün yüzölçümüne göre yapı birim fiyatı hesaplanıp düşülmesi yanıltıcı sonuçlara yol açacaktır. Bundan ayrı, satış bedeline, bağımsız bölümün cinsi, bulunduğu kat, manzarası, kullanım amacı gibi unsurlar da etkili olup bu etkilerin satış bedeli içindeki payının objektif olarak değerlendirilip bedelden düşülmesi ve bu itibarla bağımsız bölüm satışlarında, satış bedelinin arsaya tekabül eden kısmının tespiti de olanaksızdır. 
Bu sebeple zorunluluk olmadıkça bu gibi bağımsız bölüm satışlarının arsalara somut emsal alınmaması gerekmekte olup bu husus dikkate alınmadan ve sözü edilen satışın çıplak arsa satışı gibi değerlendirilmesi suretiyle düzenlenen raporlara dayanılarak hüküm kurulmuş olması, 

2-Bilirkişi kurullarının somut emsal aldıkları taşınmazlar ile kamulaştırılan taşınmazın değerlendirmeye esas olan 2006 yılına ait emlak vergisine esas arsa asgari m2 birim değerlerinin ilgili belediye başkanlıklarından sorulup bu değerler arasındaki orana nazaran kamulaştırılan taşınmaz ile emsal taşınmazın birbirlerine olan değerlerine ilişkin olarak bilirkişi kurullarının saptadığı oranın gerçekçi ve makul olup olmadığının denetlenmemiş olması,

3-Bilirkişi kurullarınca somut emsal kabul edilen 322 Ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların alıcı ve satıcısı,satış tarihi ile satış değerlerini gösterir biçimde tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmemiş olması,

Kabule göre de;

4-Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 10.maddesi göz önünde bulundurularak; davacının zemininde paydaş olduğu taşınmaz için saptanacak değer ile davacının malik olduğu yapılar için belirlenecek değerler toplamının kamulaştırma bedeli olarak tespiti ve hükümden önce davalı mal sahibi adına bankaya yatırtılması,bu bedelin hükümle birlikte ödenmesine ve davalı payının iptali ile davacı adına tescile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,

5-Tespit istemini içeren davada Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına, bu bağlamda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.2.2004 gün ve2004/92-107 sayılı kararına göre vekalet ücretinin maktu tarifeye göre alınacağı gözetilmeden davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi,vekille temsil edilen davacı yararına vekalet ücreti hesaplanmaması ve yine davanın niteliği gereği maktu ilam harcı yerine nispi harcın tahsiline karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.

Mahkemece belirtilen eksikler giderildikten sonra bilirkişi kurullarından ek raporlar alınmalı ve oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C
YARGITAY 
5.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2006/10125 
KARAR NO:2006/13319 
KARAR TARİHİ:04.12.2006 


EMSAL KARŞILAŞTIRMASI YÖNTEMİ 

MAKTU HARÇ 

MAKTU VEKALET ÜCRETİ 

2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 11 ] 

2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 15 ] 

2942 S. KAMULAŞTIRMA KANUNU [ Madde 21 ]

“ÖZET”

TAŞINMAZ ARSA NİTELİĞİNDE OLDUĞUNA GÖRE, EMSAL KARŞILAŞTIRMASI YÖNTEMİYLE DEĞERİ BELİRLENMELİDİR. DAVANIN NİTELİĞİ GEREĞİ, MAKTU HARCA VE MAKTU VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMELİDİR. 

“İçtihat Metni”

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 

Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. 

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 

Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 

1-Belediye imar müdürlüğünden gönderilen cevabi yazıda, taşınmazın imar planında sanayi alanı olarak düzenlendiği bildirilmiştir. Bu yönüyle taşınmaz arsa niteliğindedir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak hüküm kurulması gerekirken, arazi olarak kabulü ile daha az bedele hükmolunması, 

2-Davanın niteliği gereği maktu harç alınması gerekirken nisbi karar ve ilam harcı alınması, 

3-Kendisini vekille temsil ettiren davacı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi, 4-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. 

Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 04.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


kararara.com