6 AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK
 
Kararda, iptal hükmüün Anayasa mahkemesi'in kararının Resmi Gazete de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildi.
 
HUKUKÇULAR KARARI NASIL DEĞERLENDİRİYOR?
 
Hukukihaber.net'in görüştüğü Av. Vedat ORUÇ; kamulaştırmasız el atmalardan dolayı mağdur olan vatandaşın, idare aleyhine açtığı davaları kazanmalarına rağmen, iptal edilen 6111 S. Yasanın Geçici 2. maddesi sebebiyle, belediyeler ve idari kurumlardan tahsilat yapmasının adeta imkansızlaştırılmış olduğunu belirtti. 
 
6111 S. Kanunun Geçiçi 2. Maddesi ile, "Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır." hükmünün getirildiğini, Kamulaştırma Kanunu geçici 6. maddesi son cümlesinde ise; "ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez." hükmünün mevcut olduğunu belirten ORUÇ, 6111 S. Kanunun Geçiçi 2. Maddesinin iptal kararı ile, kamulaştırmasız el atmadan ve imar kısıtlamalarından dolayı mağdur olan vatandaşlarının haklarına kavuşmalarının kolaylaşacağını belirtti.
 
HACZEDİLEMEZ ENGELİ KALKIYOR
 
Kamulaştırma Kanunu geçici 6. maddesi son cümlesi uyarınca "ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez." hükmünün alacaklı olan vatandaşın, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminata ilişkin mahkeme ilamını icraya koymasını engellediğini ya da icraya koysa dahi tahsilat için ilgili idareyi tazyik edecek yasal imkanların ellerinden alındığını belirten Av. Vedat ORUÇ; Anayasa Mahkemesi'nin yerinde bir karara imza attığını belirterek,  güçlü olan devletten yana değil zayıf olan bireyden yana karar verdiğini söyledi.
 
Bu karar ile, kararın Resmi Gazete de yayımlanmasından itibaren 6 ay sonra, kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazmin borçlarından dolayı, Belediyeler ve diğer idari kurumların mal, hak ve alacakları haczedilebilecek. 
 
Hukukihaber.net'in görüştüğü hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararına karşı, 6 aylık süre içerisinde, Borçlu olan belediyeler ve idari kurumların karşı atağa geçerek haczi engellemek gayesiyle, başkaca bir yasal düzenleme yapılması için girişimlerde bulunabileceklerini belirttiler. 
 
İderelerin bütçelerine koydukları %5 lik bir ödenek ile el atma mağdrularının ödemelerinin yapılamayacağının  ayrı bir gerçek olduğunu, idari kurumların da bunu kullanarak, vatandaştan ciddi indirim ve feragatler aldıklarını belirten hukukçular, vatandaş elindeki mahkeme kararına rağmen idari kurumların önünde dilenci pozisyonuna düşürülüyordu, karar çok isabetli olmuştur şeklinde konuştular.
 
 
Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile iptal edilen hüküm şu şekildeydi; 
 
6111 SAYILI KANUN
 
GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır. Ancak, bu tarihten sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemleri sebebiyle açılan tazminat davalarında verilen ve kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden 2942 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin yedinci fıkrası uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması halinde, idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerden ayrıca yüzde beş pay ayrılır."
 
 
Kamulaştırma Kanunu Geçici 6. maddesi içeriği şöyle:
 
"2942 KAMULAŞTIRMA KANUNU 
Geçici Madde 6 – (Ek: 18/6/2010-5999/1 md.) 
 
Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır. 
 
Tazminat müracaatı üzerine, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının malikin müracaat ettiği tarihteki tahmini değeri; bu Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre teşkil edilen kıymet takdir komisyonu marifetiyle, taşınmazın el koyma tarihindeki nitelikleri esas alınmak ve bu Kanunun 11 inci ve 12 nci maddelerine göre hesaplanmak suretiyle tespit edilir. Tespitten sonra, bu Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre teşkil olunan uzlaşma komisyonunca, müracaat tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edilen bir yazı ile, tahmini değer bildirilmeksizin, talep sahibi uzlaşma görüşmelerine davet edilir. 
 
Uzlaşma; nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması suretiyle yapılabilir. 
 
Uzlaşma görüşmeleri, hukuki veya fiili engel bulunmadığı takdirde davete icabet tarihinden itibaren en geç altı ay içerisinde sonuçlandırılır ve uzlaşmaya varılıp varılmadığı, malik veya temsilcisi ile komisyon üyeleri tarafından imzalanan bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak ile uzlaşma görüşmelerine ilişkin bilgi ve belgeler, açılacak davalarda taraflar aleyhine delil teşkil etmez. Uzlaşmaya varılması halinde, üzerinde uzlaşılan hakkın türünü, tanınma şart ve usullerini, nakdi ödemede bulunulacak ise miktarını ve ödeme şartları ile taşınmazların tesciline veya terkinine dair muvafakati de ihtiva eden bir sözleşme akdedilerek bu sözleşme çerçevesinde işlem yapılır ve uzlaşma konusu taşınmazlar resen tapuya tescil veya terkin edilir. 
 
Uzlaşılan nakdi tazminat bedeli, bütçe imkanları dahilinde, sonraki yıllara sari olacak şekilde taksitli olarak da ödenebilir. Taksitli ödeme süresince, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. 
 
İdare ve malik arasında uzlaşma sağlanamadığı takdirde, uzlaşmazlık tutanağının tanzim edildiği veya ikinci fıkradaki sürenin uzlaşmaya davet olmaksızın sona erdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde malik tarafından sadece tazminat davası açılabilir. Dava açılması halinde, fiilen el konulan taşınmazın veya üzerinde tesis edilen irtifak hakkının müracaat tarihindeki değeri, ikinci fıkranın birinci cümlesindeki esaslara göre mahkemece tespit ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine ve malike tazminat ödenmesine hükmedilir. Tescile veya terkine ilişkin hüküm kesin olup tarafların hükmedilen tazminata ilişkin temyiz hakkı saklıdır. 
 
Kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden bu madde uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması halinde, idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerden yüzde iki pay ayrılır. Kesinleşen alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam tutarını aşması halinde, ödemeler, sonraki yıllara sari olacak şekilde, garameten ve taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkanları ile alacakların tutarları dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca kanuni faiz ödenir. İdare tarafından, mahkeme kararı gereğince nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları da teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir. 
 
Bu maddenin tazminata ilişkin hükümleri, vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı açtıkları tazminat davası süre bakımından dava hakkının düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş olanlar hakkında da uygulanır. Evvelce açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış veya süre dışındaki sebeplerden dolayı davaları reddedilmiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, gerek iç hukuka ve gerekse milletlerarası hukuka göre evvelce açtıkları davalar sonunda hak kazanmış oldukları tazminat henüz ödenmemiş olanlara, idare tarafından nakdi ödeme yerine, üçüncü fıkrada belirtilen diğer uzlaşma yolları teklif edilebilir ve bu maddenin uzlaşmaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılabilir. 
 
Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması halinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir. 
 
Bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacakları haczedilemez."