T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/15810
K. 2018/20051
T. 12.12.2018

* KATILMA ALACAĞI ( Mahkemece Hükme Esas Alınan Bilirkişi Raporundan Hareketle 17.500 TL Katkı Payı Alacağına Hükmedilmişse de Mahkemece Uyulmasına Karar Verilen Dairenin Son Bozma İlamında Açıkça Tarafların Eşit Gelir Elde Ettiklerinden Hareketle Daire İlke ve Uygulamalarına Göre Katkı Oranının Belirlenmesi ve Alacağın Bu Şekilde Hesaplanmasına Karar Verilmesi Gerektiği Yazılı Olup Mahkemece Bozmaya Uyulmasına Rağmen Talebe Uygun Olmayan Hesaplamaları İçeren Bilirkişi Raporunun Esas Alınamayacağı )

* BOZMAYA UYMA ( Katılma Alacağı - Bozma İlamında Açıkça Tarafların Eşit Gelir Elde Ettiklerinden Hareketle Daire İlke ve Uygulamalarına Göre Katkı Oranının Belirlenmesi ve Alacağın Bu Şekilde Hesaplanmasına Karar Verilmesi Gerektiği Yazılı Olup Mahkemece Bozmaya Uyulmasına Rağmen Usul ve Yasaya Uygun Görülen %35 Katkı Oranının Dava Konusu Taşınmazın Dava Tarihindeki Değeriyle Çarpılarak Bulunan Miktara Hükmedilmemesinin İsabetsizliği )

* TARAFLARIN EŞİT GELİR ELDE ETMESİ HALİNDE KATKI ORANI ( Mahkemece Uyulmasına Karar Verilen Bozma İlamında Açıkça Tarafların Eşit Gelir Elde Ettiklerinden Hareketle Daire İlke ve Uygulamalarına Göre Katkı Oranının Belirlenmesi ve Alacağın Bu Şekilde Hesaplanmasına Karar Verilmesi Gerektiği Yazılı Olup Mahkemece Bozmaya Uyulmasına Rağmen Usul ve Yasaya Uygun Görülen %35 Katkı Oranının Dava Konusu Taşınmazın Dava Tarihindeki Değeriyle Çarpılarak Bulunan Miktara Hükmedilmemesinin Hatalı Olduğu )

743/m.152

4721/m.239/son

ÖZET : Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan hareketle 17.500 TL katkı payı alacağına hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahkemece uyulmasına karar verilen Dairenin 22.03.2016 tarihli son bozma ilamında açıkça tarafların eşit gelir elde ettiklerinden hareketle, Daire ilke ve uygulamalarına göre katkı oranının belirlenmesi ve alacağın bu şekilde hesaplanmasına karar verilmesi gerektiği yazılı olup mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen usul ve yasaya uygun görülen %35 katkı oranının dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeriyle çarpılarak bulunan miktara hükmedilmesi gerekirken, dosya kapsamına ve talebe uygun olmayan hesaplamaları içeren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olması hatalıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen dosyada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı-birleşen dosyada davalıvekili, tarafların 1993 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde sahip olunan taşınmazın vekil eden ve davalının katkısı ile edinildiğini, taşınmazın alınmasında davalı tarafından kullanılan kredinin evlilik birliği içerisinde ödendiğini açıklayarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 20.000 TL'nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiş, kişisel mal olması nedeniyle birleşen davanın reddini savunmuştur.

Davalı-birleşen dosyada davacı vekili, taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuş, birleşen dava dilekçesinde edinilmiş mal niteliğindeki araçtan dolayı 24.000 TL tasfiye alacağının karşı taraftan tahsilini istemiştir.

Mahkemenin, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının davacıya 1.000 mark ödemesine, fazla kısma ilişkin talebin reddine, belirlenen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair ilk kararı, her iki taraf vekilinin temyizi üzerine Dairenin 22.12.2009 tarih, 2009/5081 Esas-2009/6337 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine, 20.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın kabulüne, 12.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birleşen davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, her iki taraf vekilince temyiz edilmiş, Dairenin 23.05.2013 tarih, 2012/7119 Esas-2013/7773 Karar sayılı ilamı ile hüküm, birleşen davanın esası yönünden onanmış, birleşen davadaki faiz başlangıcı ve asıl dava yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 20.000 TL'nin karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, her iki taraf vekilince temyiz edilmiş, Dairenin 22.03.2016 tarih, 2015/13585 Esas-2016/5278 Karar sayılı ilamı ile davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilerek, davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin temyiz itirazları uyarınca "...A) Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında, dosyadaki belge ve bilgilere göre; diş hekimi olarak çalışan ve aynı şirkette % 50'şer payla ortak olan tarafların gelirleri ve harcamaları yaklaşık eşit ise de davacı kocanın 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar düşüldükten sonra katkı payı oranının % 20 olarak kabulü doğru değildir. Mahkemece gelirleri ve harcamaları eşit olan tarafların öncelikle eşit gelirlerinin ayrı ayrı hesaplanması, her birinin sosyal statüleri ve mesleki konumları gözetilerek kişisel harcamalarının bulunması, bundan ayrı davacının ayrıca 743 Sayılı TKM'nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğünden doğan olağan harcamalarının tespiti ile kişisel harcamalarına eklenmesi, eşlerin böylece kişisel harcamalarının ayrı ayrı toplam gelirlerinden düşürülmesi ve tasarruf ettikleri miktarların bulunması, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı oranının saptanması, bu katkı oranının dava tarihindeki taşınmazın değeri ile çarpılması sonucu katkı alacağının belirlenmesiyle hüküm altına alınması gerektiğine işaret edilmiş ise de; toplanan deliller tarafların diş hekimi olarak görev yapmaları ve aynı şirkette % 50 oranında pay sahibi olmaları dikkate alındığında mahkemece kabul edilen % 20 katkı oranı uygun olmamıştır. O halde; tarafların şirket üzerindeki ortaklıkları, gelir durumları ile yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek önceki dinlenenler dışında bu konuda uzman bir hukukçu ve mali müşavir veya muhasebeciden yeniden rapor alınması, davacının taşınmazın edinilmesine yapmış olduğu katkı oranının toplanan deliller, hukuk ve hakkaniyet ilkelerine uygun olarak tespit edilmesi, sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. B-Faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmaz mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınmış olup, taşınmaz yönünden talep katkı payı alacağı davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hükmedilen alacağa dava ve ıslah tarihleri dikkate alınarak faiz yürütülmesi gerekirken davacı davalı aleyhine olacak şekilde karar tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru görülmemiştir. C-Bundan ayrı; bozma ilamında; birleşen davada kabul edilen katılma alacağına TMK'nin 239/son maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiye tarihi olan karar tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığına işaret edilmiş ve mahkemece de bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen; bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir." gereğine işaret edilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 17.500 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faziyle davalıdan tahsiline, birleşen davada davacının araçtan dolayı katılma alacağı 12.000 TL olup, bu alacak kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, 12.000 TL'nin karar tarihi olan 20/03/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birleşen dosyanın davalısından tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen dosyada davalı vekili tarafından asıl dava bakımından esastan, birleşen dava bakımından faiz başlangıcı yönünden temyiz edilmiştir.

1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan hareketle 17.500 TL katkı payı alacağına hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahkemece uyulmasına karar verilen Dairenin 22.03.2016 tarihli son bozma ilamında açıkça tarafların eşit gelir elde ettiklerinden hareketle, Daire ilke ve uygulamalarına göre katkı oranının belirlenmesi ve alacağın bu şekilde hesaplanmasına karar verilmesi gerektiği yazılı olup mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen usul ve yasaya uygun görülen %35 katkı oranının dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeriyle çarpılarak bulunan miktara hükmedilmesi gerekirken, dosya kapsamına ve talebe uygun olmayan hesaplamaları içeren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.

SONUÇ : Davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 Sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr