T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/1945
K. 2015/12047
T. 30.6.2015

• ALACAK DAVASI
( Kayıp Kaçak Bedelinin Faturalara Yansıtılamayacağı - Davacının Ödediği Kayıp Kaçak İletim Dağıtım ve Psh Bedelinin Hesaplanması Amacıyla Bilirkişiden Ek Rapor Alınarak Oluşacak Sonuca Göre Hüküm Kurulması Gerektiği )

• KAYIP KAÇAK BEDELİNİN FATURALARA YANSITILMASI ( Elektrik Piyasası Kanunun Düşük Maliyetli Enerji Temini ve Şeffaf Bir Elektrik Enerjisi Piyasası Oluşturulması İlkelerine Uygun Düşmediği - Kayıp Kaçak Bedelinin Faturalara Yansıtılamayacağı Gözetilerek Sonuca Gidilmesi Gerektiği )

• HUKUK DEVLETİ İLKESİ ( Elektrik Enerjisinin Nakli Esnasında Meydana Gelen Kayıpla Kaçak Kullanılan Elektrik Bedellerinin Abonelerden Tahsili Yoluna Gitmenin Hukuk Devleti ve Adalet Düşünceleriyle Bağdaşmayacağı - Alacak Davası )

• ŞEFFAFLIK VE DÜŞÜK MALİYETLİ ENERJİ TEMİNİ UNSURLARI ( Epdk Tarafından Kanunun Verdiği Genel ve Soyut Yetkiye Dayanarak Çıkarılan Yönetmelik ve Tebliğlerinin Elektrik Piyasası Kanununun Temel Amaçları ve İlkelerinden Şeffaflık ve Düşük Maliyetli Enerji Temini Unsurlarını Taşıdığının Kabulünün Mümkün Olmadığı - Alacak Davası )

4628/m.13/1

ÖZET : Dava, kayıp kaçak bedelinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Dairemizce de benimsenen HGK kararına göre; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıpla kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmayacağı, öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı, gerekçeleriyle; kayıp kaçak bedelinin faturalara yansıtılamayacağına karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece; davacının ödediği kayıp kaçak, iletim, dağıtım ve PSH bedelinin hesaplanması amacıyla bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıyla davalı arasında düzenlenen 9.6.2011 tarihli Elektrik Enerji Satış Sözleşmesi gereğince davacının işyerinde kullandığı elektrik faturalarına kayıp-kaçak, PSH bedeli, dağıtım ve iletim bedeli olarak 18.10.2011-15.2.2012 tarihleri arasında hizmet karşılığı olmayan, haksız tahsil edilen bedelin davalıdan tahsiliyle sonraki faturalarda tahsil edilmemesinin tespitini istemiştir.

Davalı vekili cevabında, faturaların EPDK kararlarına uygun olduğunu, davacının tüketici sıfatının bulunmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece; lisans sahibi şirket olan davalının, EPDK kararlarına uygun fatura tahakkuk etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

Taraflar arasında düzenlenen 9.6.2011 tarihli Elektrik Enerji Satış Sözleşmesi gereğince davacının davalı lisans sahibi şirketten elektrik enerjisi satın aldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık, davalı şirket tarafından tahakkuk edilen elektrik faturalarında kayıp-kaçak, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmet bedellerinin ilave edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Elektrik abonelerinden alınmakta olan, kayıp - kaçak bedelinin; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp-kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğu, 20.2.2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10.5.2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14.3.2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçları çerçevesinde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmakta olduğu,

Dağıtım bedelinin; dağıtım sistem kullanım fiyatını kapsamakta olup, dağıtım hizmeti sunabilmek için dağıtım sistemine dair yatırım harcamaları, işletme ve bakım giderleri dikkate alınarak hesaplanan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-4. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-ç bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 9., Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında çıkarılan EPDK tebliğleri gereğince alındığı,

İletim bedelinin; elektrik enerjisinin tüketici sayaçlarına kadar ulaştırılmasında, üreticilerle dağıtım sistemi arasında yer alan iletim sisteminin kullanılmasından kaynaklanan maliyetlerin karşılanması için alındığı, 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-2. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-b bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 8. maddesiyle EPDK kurul kararları ve tebliğlerine göre tüketicilere yansıtıldığı,

Perakende satış hizmeti bedelinin ise; perakende satış hizmeti maliyetini ( söz konusu faaliyete dair düzenlemeye esas net yatırım harcamasının itfa tutarı, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama giderleri, müşteri hizmetlerine dair giderler, perakende satış ve hizmete dair diğer işletme giderleri, düzenleme giderleri payı, faaliyet giderleri payı, olağan ve olağan dışı giderler payından faaliyetle ilgili diğer gelirler payı ve olağan dışı gelirler payının düşülmesi suretiyle bulunan esas net işletme gideri ve amortisman itfa süresi farkı vergi tutarını ) yansıtan bedel olduğu, 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 13/1-b-5. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-d bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4/36. bendi, 5/e bendi ve 10. maddesine göre alındığı,

Kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, dağıtım ve sayaç okuma bedellerinin, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleriyle belirlendiği,

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Vergi Ödevi Başlıklı 73. maddesinde; "... Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına dair hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği...",

20.1.2001 tarih 4628 Sayılı ve 14.3.2013 tarih 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarının; Amaç, Kapsam ve Tanımlar başlıklı 1. maddelerinin 1. fıkralarında; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim yapılmasının sağlanmasının amaçlandığı,

İlgili mevzuatta amaçlanan hususun; 1 kw elektrik enerjisinin kullanıcılara ulaşıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediği,

Elektrik dağıtım şirketlerinin EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara ( sanayi, ticari ve mesken abonelerine ) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mali yük ve külfet getirdiğini, oysaki; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, nitekim elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payının da kanunla getirildiği ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmekte olduğu, Elektrik Piyasası Kanunun temel amaçları çerçevesinde getirilen ve EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmediği,

Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanım, dağıtım ve sayaç okuma bedellerini, dağıtım şirketlerinin, elektrik abonelerin faturalarına yansıtılamayacağına karar verilmiştir.

Ayrıca; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK'nun 21.5.2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıpla kaçak kullanılan elektrik bedellerinin abonelerden tahsili yoluna gitmenin, hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmayacağı, öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulünün mümkün olmadığı,

Gerekçeleriyle; kayıp-kaçak bedelinin faturalara yansıtılamayacağına karar verilmiştir.

Bu durumda, mahkemece; davacının ödediği kayıp-kaçak, iletim, dağıtım ve PSH bedelinin hesaplanması amacıyla bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



kazanci.com.tr