Olaylar

Başvurucuların 2004-2005 yıllarında yaşadıkları bir olayla ilgili yargılamada Asliye Ceza Mahkemesi (Mahkeme) H.İ.K. ve A.İ. isimli şahısların başvuruculara manevi tazminat ve vekalet ücretlerini ödemesine karar vermiştir. Kararın temyizi üzerine Yargıtay 765 sayılı mülga Kanun’da öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kararı bozmuş ve kamu davasının düşürülmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtayın bozma kararında hükmedilen manevi tazminatlar ile vekâlet ücreti alacağı hususunda bir hükme yer verilmemiştir.

Başvurucular, manevi tazminat ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için icra takibi başlatmıştır. Ancak H.İ.K. ve A.İ. tarafından takibin iptali istemiyle İcra Hukuk Mahkemesine başvurulmuştur. İcra Hukuk Mahkemesi düşme kararının davayı bütün sonuçları ile birlikte ortadan kaldırdığı, manevi tazminat ve ilam vekâlet ücreti alacağının da ortadan kalktığı gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Kararın miktar yönünden kesin olması nedeniyle başvurucuların kanun yolu incelemesi talebi de reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucular, ceza yargılamasında lehe hükmedilen manevi tazminat ve vekâlet ücreti alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin ceza davasının düşme kararı ile sonuçlandığı gerekçesiyle iptal edilmesi nedeniyle kararların icrası hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Olayla ilgili kanun hükümleri ve yargı içtihatları incelendiğinde ceza davasının düşmesinin uğranılan zararın tazmini için açılan şahsi hak davasını etkilemeyeceği, karardaki tazminat ile vekâlet ücretine ilişkin bölümün geçerli olduğu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda yazılı esaslara göre infazının mümkün olduğu anlaşılmıştır.

Bu durumda başvurucular, kararların icrası hakkı kapsamında ceza kararında lehlerine verilen tazminat ve vekâlet ücretine ilişkin kısmın etkili bir şekilde uygulanmasını ve kesin hükmün sonuçlarına saygı duyulmasını isteme hakkına sahiptir.

Asliye Ceza Mahkemesi kararında şahsi hak davası niteliğindeki tazminat ve vekâlet ücretine ilişkin kısım geçerli olduğu ve Yargıtayca bu hükümleri ortadan kaldıracak şekilde bir karar verilmediği hâlde, İcra Hukuk Mahkemesi yorum yoluyla mahkeme kararındaki tazminat ve vekâlet ücretine ilişkin bölümün de ortadan kalktığını ifade etmiştir.

Bu durumda İcra Hukuk Mahkemesi kesinleşmiş bir mahkeme kararını hükümsüz kılmıştır. Kesinleşmiş bir mahkeme kararının başka bir mahkeme tarafından hükümsüz kılınması Anayasa'nın sözü ve ruhuyla çelişmektedir. Bir mahkeme kararının bu şekilde ortadan kaldırılmasının kanuni bir temeli de yoktur.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kararların icrası hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

>> Anayasa Mahkemesinin 2/12/2020 Tarihli ve 2017/37573 Başvuru Numaralı Kararı