T.C.

Yargıtay

13. Hukuk Dairesi        

2015/40748 E.  ,  2017/6751 K.

"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki değer kaybı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca ve dahili davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalılardan ...'den noterde yapılan satış sözleşmesi ile 18.09.2012 tarihinde 2. el bir araç satın aldığını, aracın kendisine 137.839 km olarak satıldığını ancak satın aldıktan bir süre sonra aracın 2008 yılında 205.223 km de iken işlem gördüğünün ortaya çıktığını, aracın kilometresi ile oynandığını ve bu hususta kandırıldığını ve ayrıca araçta başka ayıplarında ortaya çıktığını beyanla ödenen bedelin faizi ile tahsili veya 2.500,00 TL değer kaybı ile birlikte arızalar nedeniyle yapılacak masraflar için de 7.179,53 TL'nin davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davanın davalılar ... ve ... yönünden reddine, dahili davalı ... yönünden davanın kısmen kabulü ile 2.500,00 TL değer kaybının dahili davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davacı, davalı ... ile noterde yapılan satış sözleşmesi ile davalıdan 2.el bir araç satın aldığını ancak aracı satın aldıktan sonra aracın satıştan önce kilometresi ile oynandığını ve araçta farklı ayıplarında mevcut olduğunu öğrendiğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Borçlar Kanununun 194 (T.B.K.nun 219 md.) ve devamı maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Davacı, satışa konu aracın hukuki ayıplı olduğu iddiasındadır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Davacı, dava konusu aracı satış sözleşmesine göre davalı ...' den satın almıştır. Zira davalı ...' de aracı davacıya sattığını kabul etmekte ancak kendisinin de ayıptan haberdar olmadığını savunmaktadır. Açıklanan ilkeler doğrultusunda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalı ...' den isteyebilir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek, söz konusu ayıbın araç davalı elinde iken oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2-Davacı, başlangıçta davasını akidi olan ... ile ... eşi ... yöneltmiş olup, yargılama sırasında mahkemece verilen kesin süre sonucu davalı ... davaya dahil edilmiştir. Dava dilekçesinde davalı ... davalı olarak gösterilmemiş olup, dava açıldıktan sonra dahili dava müessesesi yoluyla yeni bir davalının davaya dahil edilmesi de mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca davalılar arasında kanunun aradığı şekilde zorunlu dava arkadaşlığı da yoktur. Buna göre mahkemece, dava dışı ...'in davaya dahil edilerek, aleyhine hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

3-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,

SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 3. bendinde açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.