T.C.
İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/1770
K. 2021/1442
T. 1.12.2021

MARKAYA TECAVÜZÜN ÖNLENMESİ MADDİ MANEVİ TAZMİNAT ( Marka Sahibinin Tek Taraflı İrade Beyanı İle Lisans Hakkından Vazgeçebileceği Bu Sözleşmenin Haksız Feshi Halinde Lisans Alanın Varsa Tazminat İsteyebileceği Bu Davanın İse Eldeki Markaya Tecavüz Davasında Sonuca Etkili Olmayacağı Açık Olup Mahkemece Franchise Sözleşmesinin Haksız Feshedildiğine Dair Davaların Varlığı Dikkate Alınmaksızın Karar Verilmesinin Doğru Görüldüğü )

LİSANS SÖZLEŞMESİNE GÖRE YOKSUN KALINAN KAZANCIN TESPİTİ ( Markaya Tecavüzün Önlenmesi ve Tazminat - Dosyadaki Franchise Sözleşmesi Lisans Sözleşmesi Niteliği Taşıdığından Bu Sözleşme Hükümlerine Göre Yoksun Kalınan Kazancın Tespiti Yerinde Olup Mahkemece Takdir Edilen Maddi ve Manevi Tazminatın Dosya Kapsamına Zararın Ağırlığına ve Hakkaniyete Uygun Bulunduğu )

MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİNDEN SONRA TECAVÜZÜN KALDIRILMASININ TECAVÜZÜN TESPİTİNE VE TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİNE ENGEL TEŞKİL ETMEYECEĞİ ( Bilirkişi Raporunda Belirtildiği Üzere Davalının Dava Tarihinden Sonra 31.05.2017 Tarihinde Savcılığa Başvurarak Tecavüzünün Bulunmadığı Yönünde Tespit Yapılmasını İstediği Dikkate Alındığında Tespit Tarihi Olan 18.11.2016 İle Dava Tarihi Olan 18.04.2017 Tarihine Kadar Geçen Süre İçin Maddi Tazminat Hesabı Yapılmasının Doğru Bulunduğu )

MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ ( Markaya Tecavüzün Önlenmesi - Mahkemece Manevi Tazminat Talebinin Kısmen Kabulüne Karar Verilmiş Olmasına Rağmen AAÜT Uyarınca Davalı Yararına Ret Vekalet Ücretine Hükmedilmemiş Olmasının Doğru Olmadığı )

6769/m.151

ÖZET : Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

1- Davalı vekili franchise sözleşmesinin feshinin haklı olmadığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını ileri sürerek bu konuda açılan davalar dikkate alınarak eldeki markaya tecavüz davasının reddi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de marka sahibinin tek taraflı irade beyanı ile lisans hakkından vazgeçebileceği, bu sözleşmenin haksız feshi halinde lisans alanın varsa tazminat isteyebileceği, bu davanın ise eldeki markaya tecavüz davasında sonuca etkili olmayacağı açıktır. O nedenle mahkemece franchise sözleşmesinin haksız feshedildiğine dair davaların varlığı dikkate alınmaksızın karar verilmesi doğrudur.

2- Davacı vekili yargılama sırasında SMK 151/c maddesine göre yoksun kalınan kazançın lisans sözleşmesine göre tespitini istemiştir. Dosyadaki franchise sözleşmesi lisans sözleşmesi niteliği taşıdığından bu sözleşme hükümlerine göre yoksun kalınan kazancın tespiti yerinde olup mahkemece takdir edilen maddi ve manevi tazminat dosya kapsamına, zararın ağırlığına ve hakkaniyete uygun bulunmuştur. Davalı vekili, müvekkilinin delil tespitinden sonra tecavüzünü sonlandırdığını ileri sürmüş ise de tecavüzün tespitinden sonra tecavüzün kaldırılması tecavüzün tespitine ve tazminata hükmedilmesine engel değildir. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının dava tarihinden sonra 31.05.2017 tarihinde savcılığa başvurarak tecavüzünün bulunmadığı yönünde tespit yapılmasını istediği dikkate alındığında tespit tarihi olan 18.11.2016 ile dava tarihi olan 18.04.2017 tarihine kadar geçen süre için maddi tazminat hesabı yapılması doğru bulunmuştur. Ancak mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen AAÜT uyarınca davalı yararına ret vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmayıp davalı vekilinin sadece bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunarak ilk derece mahkemesi kararına sadece manevi tazminat ret vekalet ücreti eklenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

DAVA : İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 07.06.2018 tarih 2017/73 E. 2018/95 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

KARAR : DAVA : Davacılar vekili, müvekkili şirketin "Konyalı A. Usta", müvekkili şirket müdürü olan diğer müvekkili M. Z. B.'un da "Konyalı A. Usta, isim benzer lezzet asla", "Özkonyalı A. Usta", "Konyalı A. Usta", "Haskonyalı A. Usta", "Konyalı A. Usta", "Konyalı A. Usta Lezzet Lokantası" ve "Konyalı A. Usta+şekil" markaları bulunduğunu, müvekkilinin "Konyalı A. Usta" markasıyla Türkiye'de kırka yakın şubeyle faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 16.03.2016 tarihli franchise sözleşmesi gereğince müvekkilinin mühnasıran "Konyalı A. Usta" ticari ad ve unvanını kullanma hakkını 5 yıl süreli olarak davalıya verildiğini, davalının bu sözleşme gereği müvekkiline ciro primi borcunu ödemediği için 30.09.2016 tarihili noter ihtarnameyle franchise sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiği, sözleşme gereği imtiyaza konu olan logo, tabela, levha ve reklam araçlarının derhal indirilmesi bildirildiğini, buna rağmen davalının müvekkiline ait tescilli markayı izinsiz ve hukuka aykırı şekilde kullanmaya devam ettiğini, Foça Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/131D.İş sayılı dosyasında bu durumun tespit edildiğini, keşif mahallinde davalının işyerinde "Konyalı A. Usta, isim benzer lezzet asla" tabelalarının asılı şekilde görüldüğünü, müvekkilinin şikayeti üzerine polis memurları tarafından yapılan olay yeri inceleme tutanağı ve çekilen fotoğraflarla da markaya tecavüzün sabit olduğunu ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün önlenmesine, müvekkili markasına iltibas oluşturan tüm ürünlerin toplatılmasına, 1.000,00 TL maddi tazminatın marka hakkına tecavüz fiilinin oluştuğu 22.11.2016 tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20.10.2017 tarihli dilekçesiyle yoksun kalınan kazancın SMK'nın 151/2-c maddesi uyarınca lisans bedeline göre tespitini istemiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini bilirkişi raporundaki gibi toplam 22.094,62 TL'ye yükseltmiştir.

CEVAP : Davalı vekili, 30.09.2016 tarihi itibariyle franchising sözleşmesi haklı sebeple feshedildiği iddia edilmiş ise de ortada haklı bir sebep bulunmadığını, Foça Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/131 D.İş sayılı dosyası ve Foça C.Başsavcılığının 2016/2320 Sayılı dosyası ile müvekkiline ait işyerinde yapılan tespit işlemlerinden sonra müvekkili tarafından Konyalı A. Usta logo ve tabelaların kaldırıldığını, başkaca reklam vasıtası, basılı evrak, menü, broşür ve ürün kullanılmadığını, bu hususun tespiti için müvekkilince mahkemeye başvurulduğunu, dosya numarası ve bilirkişi raporunun dosyaya ibraz edileceğini, müvekkilinin franchising sözleşmesindeki şartları ihlal etmediğini, dava konusu "Konyalı A. Usta" markası davacı şirkete ait olup franchising sözleşmesi de bu şirketle imzalandığını, davacı M. Z. B.'in müvekkile dava açamayacağını savunarak davanın reddini isitemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacılardan M. Z. B.'un marka tescil sahibi, davacı şirketin de markalar üzerinde lisans sahibi olduğu, davacı şirketi diğer davacı M. Z. B.'un kurduğu, taraflar arasındaki geçerli ticari ilişki ile başlayan marka kullanımı sözleşmenin feshi ile sonlandırılması gerektiği halde, davalının fesihten sonra kullanımı sürdürdüğü, sözleşmenin feshi ile davanın açıldığı tarih arasında davalının kullanımını sürdürmesine bağlı olarak marka sahibinin yoksun kaldığı kârı talep edebileceği, marka sahibinin her zaman vermiş olduğu kullanım iznini geri alabileceği, bu konuda devam eden davanın incelenemeyeceği, davalı tarafın feshe rağmen markayı kullanması, marka hakkına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle davalı tarafın "Konyalı A. Usta" markasını yiyecek, içecek hizmetinde kullanmasının tecavüz oluşturması nedeniyle önlenmesine, tecavüz oluşturan her türlü ilgili işaret içeren tanıtım gereçlerinin, tabelalarının, sarf malzemelerinin kaldırılmasına, toplatılmasına, 21.094,62 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 24.04.2018 tarihinden itibaren işleyen ticari faiziyle birlikte, 1.000,00 TL'lik maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, 29.11.2016 tarihi itibariyle Foça Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2016/2320 Sayılı soruşturma dosyası kapsamında yapılan tespit işlemlerinden sonra müvekkiline ait işyerinden tabelaların kaldırıldığını, soruşturma dosyası delil listesinde belirtildiği halde mahkemece incelenmediğini, davacı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshinden sonra yoksun kalınan kazanç üzerine maddi tazminat talebinde bulunulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafça, müvekkili tarafından sözleşme kapsamında ciro primlerinin ödenmediği gerekçesiyle sözleşme feshedilmiş ve bu konuda üç farklı icra takibi başlatılmış ise de İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/1441 E ve İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/560E sayılı itirazın iptali davaları kapsamında alınan bilirkişi raporları ile müvekkilinin davacı tarafa ciro prim borcu olmadığı, aksine fazla ödeme yaptığının tespit edildiğini, mahkemece bu takip ve dava dosyalarının ilgili olmadığı belirtilmiş ise de bu davalardan davacı tarafın sözleşmeyi haksız feshettiğinin anlaşılacağını, sözleşmeyi haksız olarak fesheden davacı taraf lehine maddi ve manevi tazminat verilmesine ilişkin kararın hukukun genel ilkeleri ve hakkaniyetle bağdaşmadığını, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği halde, reddedilen kısım yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacılar vekili, müvekkili şirket ile davalı arasındaki franchise sözleşmesi kapsamında müvekkillerine ait markanın davalıya kullandırıldığını, franchise sözleşmesinin feshine rağmen davalının markayı kullandığını ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Dosyaya giren ve bilirkişi tarafından incelenen marka tescil belgelerine göre davacı M. Z. B., dava konusu 2015/76692, 2011/11209 ve 2011/13165 Sayılı markaların sahibidir. Dosyadaki delillere göre marka sahibi olan davacı M. Z. B.'un davacı şirketin tek hissedarı olup davacılar arasında lisans sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, bu minvalde davacı şirketin de davalı ile 16.03.2016 tarihinde franchise sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme kapsamında davalıya dava konusu "Konyalı A. Usta" markasının kullanılması hakkı tanındığı, sözleşmenin davacı şirket tarafından tek taraflı irade beyanı ile 30.09.2016 tarihli noter ihtarnamesiyle feshedildiği, 18.11.2016 tarihinde delil tespiti keşfi yapılarak alınan bilirkişi raporu ve 29.11.2016 tarihli polis memurlarınca tutulan olay yeri görgü ve tespit tutanağında davalının tabelalarında markayı kullanmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda da davalının eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir. Davalı vekili franchise sözleşmesinin feshinin haklı olmadığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını ileri sürerek bu konuda açılan davalar dikkate alınarak eldeki markaya tecavüz davasının reddi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de marka sahibinin tek taraflı irade beyanı ile lisans hakkından vazgeçebileceği, bu sözleşmenin haksız feshi halinde lisans alanın varsa tazminat isteyebileceği, bu davanın ise eldeki markaya tecavüz davasında sonuca etkili olmayacağı açıktır. O nedenle mahkemece franchise sözleşmesinin haksız feshedildiğine dair davaların varlığı dikkate alınmaksızın karar verilmesi doğrudur.

Davacı vekili yargılama sırasında SMK'nnı 151/-c maddesine göre yoksun kalınan kazançın lisans sözleşmesine göre tespitini istemiştir. Dosyadaki franchise sözleşmesi lisans sözleşmesi niteliği taşıdığından bu sözleşme hükümlerine göre yoksun kalınan kazancın tespiti yerinde olup mahkemece takdir edilen maddi ve manevi tazminat dosya kapsamına, zararın ağırlığına ve hakkaniyete uygun bulunmuştur. Davalı vekili, müvekkilinin delil tespitinden sonra tecavüzünü sonlandırdığını ileri sürmüş ise de tecavüzün tespitinden sonra tecavüzün kaldırılması tecavüzün tespitine ve tazminata hükmedilmesine engel değildir. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının dava tarihinden sonra 31.05.2017 tarihinde savcılığa başvurarak tecavüzünün bulunmadığı yönünde tespit yapılmasını istediği dikkate alındığında tespit tarihi olan 18.11.2016 ile dava tarihi olan 18.04.2017 tarihine kadar geçen süre için maddi tazminat hesabı yapılması doğru bulunmuştur.

Ancak mahkemece manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen AAÜT uyarınca davalı yararına ret vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmayıp davalı vekilinin sadece bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunarak ilk derece mahkemesi kararına sadece manevi tazminat ret vekalet ücreti eklenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sadece istinaf dilekçesi kapsamında kalan davalı yararına manevi tazminat ret vekalet ücreti yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararının diğer kısımları aynen tekrar edilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 07.06.2018 tarih 2017/73 E. 2018/95 K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,

2-) Davanın kısmen kabulüne,

Davalı tarafın "Konyalı A. Usta" markasını yiyecek, içecek hizmetinde kullanmasının tecavüz oluşturması nedeniyle önlenmesine, tecavüz oluşturan her türlü ilgili işaret içeren tanıtım gereçlerinin, tabelalarının, sarf malzemelerinin kaldırılmasına, toplatılmasına,

21.094,62 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 24.04.2018'den işleyen ticari faiziyle birlikte, 1.000,00 TL'lik maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,

Alınması gereken 1.850,83 TL karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan (187,86 + 360,24) 548,10 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.302,73 TL harcın davalıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 548,10 TL harcın da davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,

Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, markaya tecavüz ve maddi tazminat davası kabul edilmekle, AAÜT'ne göre belirlenen nispi tutar arttırılmakla, 3.145,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,

Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, manevi tazminat davası kısmen kabul edilmekle, AAÜT.'ne göre belirlenen nispi tutar arttırılmakla 3.145,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,

Manevi tazminatın reddedilen kısmı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 3.145,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,

Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 9,20 TL vekâlet harcı, 8 tebligat gideri 92,50 TL, 4 müzekkere gideri 49,80 TL, 1.100 TL bilirkişi ücreti ve Foça AHM'nin 2016/131 D.iş sayılı dosyasında yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 48,10 TL peşin harç, 4,30 TL vekâlet harcı, 50 TL keşif araç ücreti, 206,30 TL keşif harcı, 200 TL bilirkişi ücreti olmak üzere, toplam 1.820,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacı tarafa ödenmesine,

Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karara yer olmadığına,

Kalan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili yanlara iadesine,

3-) İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,

4-) İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 38,38 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 136,48 TL istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre 13,64 TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılması

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.12.2021

kazanci.com.tr