T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014/14050 
KARAR NO: 2015/1450 
KARAR TARİHİ: 29.01.2015

Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, mirasbırakan tarafından dava dışı torunu Ö.’ye yapılan temlik ile sonraki temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların miras bırakanı A.’nın 24.12.2011 tarihinde öldüğü, miras bırakanın maliki olduğu 4963 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 129/322 payını torunu olan dava dışı Ö.’ye 01.03.1999 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, anılan payın 03.07.2008 tarihinde dava dışı K.’ya, onun tarafından da 15.02.2012 tarihinde davalı K.’ya satış suretiyle devredildiği, davacıların, yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, sonraki temliklerin de açılacak davaları sonuçsuz bırakmak amacıyla gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, miras bırakanın sağlığında anılan temlik ile ilgili olarak torunu Ö. aleyhine Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2007/330 Esas, sayılı dava açtığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 01.04.1972 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde; “bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde” ibaresine yer verilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, muvazaa olgusu iradi, hile ise gayri iradi nedenler sonucu ortaya çıkar. Diğer bir anlatımla bir işlemde hileye maruz kaldığını, kandırıldığını ileri süren kişinin, bu hukuki sebeple gerçekleştirdiği işlem bakımından bilerek, isteyerek sonuca ulaştığı söylenemez.

Somut olaya gelince, temlikten sonra mirasbırakan A., Kırıkkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/330 Esas sayılı dosyasında, taşınmazın temlikinin hileye düşürülerek sağlandığını ileri sürerek torunu Ö. aleyhine dava açmış, bilahare davadan feragat etmiştir. Somut olgular yukarıda açıklanan ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın yaptığı ilk temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.01.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.