T.C.

Yargıtay

15. Hukuk Dairesi

2019/2417 E.  ,  2020/411 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

K A R A R -

Asıl ve birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl dava eksik ve kusurlu işlerin giderim bedeli ile yüklenici tarafından ödenmesi gerektiği halde kendisi tarafından ödenen SGK prim borcu ve iş kazası sonucu ödenen idari para cezasının tahsili, yüklenici tarafından açılan birleşen dava ise kendisi tarafından arsa sahibine ve hesabına ödenen SGK prim ve vergi borçlarının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar, davalı-birleşen dosya davacısı vekilince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-birleşen dosya davacısı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibi, davalı-birleşen dosya davacısı yüklenicidir. 18.10.2010 tarihli sözleşme ile yüklenici, iş sahibine ait arsa üzerinde nakit bedel karşılığı inşaat yapımını üstlenmiştir. Sözleşmede anahtar teslimine kadar tüm masrafların yükleniciye ait olduğu kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmüne göre işyeri ve işçiler ile ilgili SGK prim ve borçları ile iş kazası nedeniyle idare tarafından kesilen para cezasını ödeme yükümlülüğü mahkemenin kabulünde olduğu gibi yükleniciye aittir. Hem yüklenici hem de iş sahibi SGK prim borçları ile idari para cezasının kendileri tarafından ödendiğini ileri sürmektedir. Sunulan ve dosya kapsamında fotokopileri bulunan makbuz ve belgelerde ödemenin kimin tarafından yapıldığı yazılı değildir. Ancak iş sahibi vekilinin beyanı ve yüklenici vekilinin savunmasından söz konusu makbuz ve belge asıllarının yüklenicide bulunduğu ve onun tarafından ibraz edildiği anlaşılmaktadır. İş sahibi ödemelerin kendisi tarafından yapılıp, belge ve makbuz asıllarının yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için yükleniciye verildiğini ileri sürmekle birlikte bu iddiasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Dairemiz ve Yargıtay’ın yerleşik içtihat ve uygulamalarında resmi kurum ve kuruluşlara yapılan ödemelerle ilgili makbuz ve dekontlarda yükümlüsünün adı yazılıp ödemeyi yapanın kimliği yazılmadığından ihtilâf halinde ödemenin belge ve makbuz asıllarını elinde bulunduran tarafından yapılmış olduğu karine olarak kabul edilmektedir. Bu durumda mahkemece SGK prim ve borçları ile idari para cezasının ödendiğine dair makbuz ve belge asıllarının yüklenici tarafından dosyaya ibraz edilmiş olup bunların bedelinin yüklenici tarafından ödendiğine dair lehine karine oluştuğu ve bu karinenin aksi ile belge-makbuz asıllarının yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için yükleniciye iş sahibince verildiği iddiası kanıtlanamadığından asıl davada SGK prim ve borçlar ile idari para cezası ile ilgili istemin reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak asıl davada yazılı hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı-birleşen dosya davacısı yüklenicinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı-birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.