T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2018/7019
K. 2019/488
T. 30.1.2019

* RÜCUAN TAZMİNAT İSTEMİ ( Hükme Esas Alınan Kusur Raporunda Kazalının Bacada Taban Temizliği Yaptığı Sırada Baca Ortalarında Bazı Kamaları da Kırarak Su ve Toz Karışımı Şılam Yığının Kazalının Üzerine Düşüp Vefatına Sebebiyet Vermesinde % 70 Oranda Kaçınılmazlık Bulunduğunun Belirtilmesinin Hatalı Olduğu - İş Güvenliği Bakımından Uzman Kişilerden Oluşan Bilirkişi Heyetinden Yeniden Oluşa Uygun Bir Kusur Raporu Alınarak Karar Verilmesi Gerektiği )

* KAÇINILMAZLIK OLGUSU ( Var Olabilmesi İçin Öncelikle Tüm Tedbirler Alınarak Buna Rağmen Beklenmedik Olaylar Nedeniyle Kaza Meydana Gelmesi Gerektiği/Bu Nedenle Olayın Gerçekleştiği İş Kolunda İş Güvenliği Bakımından Uzman Kişilerden Oluşan Bilirkişi Heyetinden Yeniden Oluşa Uygun Bir Kusur Raporu Alınarak Varılacak Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerektiği - Eksik İnceleme ile Hüküm Kurulmuş Olması Hatalı Olup Kararın Bozulması Gerektiği/Rücuan Tazminat İstemi )

* EKSİK İNCELEME İLE HÜKÜM KURULMASI ( Rücuan Tazminat/Kaçınılmazlık Olgusunun Var Olabilmesi İçin Öncelikle Tüm Tedbirler Alınarak Buna Rağmen Beklenmedik Olaylar Nedeniyle Kaza Meydana Gelmesi Gerektiği - Bu Nedenle Olayın Gerçekleştiği İş Kolunda İş Güvenliği Bakımından Uzman Kişilerden Oluşan Bilirkişi Heyetinden Yeniden Oluşa Uygun Bir Kusur Raporu Alınarak Varılacak Sonuca Göre Karar Verilmesi Gerektiği/Eksik İnceleme ile Hüküm Kurulmuş Olması Hatalı Olup Kararın Bozulması Gerektiği )

5510/m. 21

ÖZET : Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda,kazalının bacada taban temizliği yaptığı sırada, baca ortalarında bazı kamaları da kırarak su ve toz karışımı şılam yığının kazalının üzerine düşüp vefatına sebebiyet vermesinde % 70 oranda kaçınılmazlık bulunduğunun belirtilmesi hatalıdır. Alınması gereken tüm tedbirlerin davalı işveren tarafından alındığı söylenemez. Kaçınılmazlık olgusunun var olabilmesi için öncelikle tüm tedbirler alınmalı, buna rağmen beklenmedik olaylar nedeniyle kaza meydana gelmelidir. Bu nedenle olayın gerçekleştiği iş kolunda, iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden oluşa uygun bir kusur raporu alınmalı; varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması hatalı olup, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir.

DAVA : Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : Davacı Kurum, 04.11.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalıya bağlanan gelir ve tedavi masraflarından oluşan kurum zararının rücuan tazminini talep etmiştir.

Davanın yasal dayanağı 5510 Sayılı Kanun'un 21 ve 76. maddeleridir.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 Sayılı Kanun'un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır…” düzenlemesi getirilmiştir.

Kaçınılmazlık olgusundan ise, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda geçerli mevzuat hükümleri çerçevesinde, doğabilecek olası zararlı sonuçların önlenmesi yönünde, duruma ve koşullara göre ilgililerden beklenebilecek tüm özenli ve dikkatli çabaya karşın sigortalıyı bedence veya ruhça arızaya uğratan iş kazasının meydana gelmesi durumunda söz edilebilir. Günümüz teknolojisinde bir takım olayların sonuçlarının kısmen kaçınılmazlık/kötü rastlantılarla açıklanması, alınabilecek önlemler düşünüldüğünde olanaksızdır.

Kaçınılmazlık/kötü rastlantı olarak adlandırılan olguların birçoğunun temelinde insan yanılgı ve savsamaları, özen eksikliği bulunduğu bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki; her birey, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların kendisine yüklediği özen ve dikkat yükümünü göstermek zorundadır. Öngörülebilir sonuçlar karşısında kaçınılmazlık/kötü rastlantı yönünde değerlendirme yapılamaz.

Anayasanın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17'nci maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtildikten sonra “yaşama hakkı” güvence altına alınmış, bu yasal güvencenin yaşama geçirilmesinde, iş ve sosyal güvenlik mevzuatında da işçilerin korunması, işin düzenlenmesi, iş güvenliği, sosyal düzen ve adaletin sağlanması düşüncesi ile koruyucu bir takım hükümler getirilmiştir. Kamu düzeni düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümleri; iş yerleri ve eklerinde bulunması gereken sağlık koşullarını, kullanılacak alet, makineler ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek hastalıklara engel olarak alınacak önlemleri, aynı şekilde iş yerinde iş kazalarını önlemek üzere bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğunu belirtmektedir. Burada amaçlanan, yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin vücut tamlığı ve yaşama hakkının önündeki tüm engellerin giderilmesidir. Uygulamada önemli olan, işverenin iş kazasına neden olmuş hareketinin işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bulunup bulunmadığının belirlenmesi işidir. Bu konuda yapılacak ilk yargı işlemi, mevcut hükümlere göre alınacak önlemlerin neler olduğunun saptanmasıdır. Mevzuat hükümlerince öngörülmemesine karşın, alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların da tespiti zorunluluğu açıktır. Anılan önlemlerin işverence tam olarak alınıp alınmadığı (=işverenin koruma tedbiri alma ödevi), alınmamışsa zararın bundan doğup doğmadığı, duruma işçinin önlemlere uymamasının etkili bulunup bulunmadığı (=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranı belirlenecektir. Sorumluluğun saptanmasında kural, sorumluluğu gerektiren ve kanunda belirlenmiş bulunan durumun kendi özelliğini göz önünde bulundurmak ve araştırmayı bu özelliğe göre yürütmektir.

Eldeki davada, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda,kazalının bacada taban temizliği yaptığı sırada, baca ortalarında bazı kamaları da kırarak su ve toz karışımı şılam yığının kazalının üzerine düşüp vefatına sebebiyet vermesinde % 70 oranda kaçınılmazlık bulunduğunun belirtilmesi hatalıdır. Zira, alınması gereken tüm tedbirlerin davalı işveren tarafından alındığı söylenemez. Kaçınılmazlık olgusunun var olabilmesi için öncelikle tüm tedbirler alınmalı, buna rağmen beklenmedik olaylar nedeniyle kaza meydana gelmelidir. Bu nedenle olayın gerçekleştiği iş kolunda, iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden yeniden oluşa uygun bir kusur raporu alınmalı; varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları dikkate almaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr