T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/22481
K. 2017/7878
T. 14.11.2017

* RÜCUAN TAZMİNAT İSTEMİ ( Rücu Davalarında Faiz Başlangıcının Gelir ve Aylıklar Yönünden Gelir veya Aylığın Kurumun Yetkili Organınca Onaylandığı Diğer Ödemeler Yönünden İse Ödeme Tarihi Olduğu - Bağlanan Aylıklar Yönünden Onay Tarihi Esas Alınarak Faize Hükmetmek Gerektiği - Sigorta Şirketleri Yönünden İse Faiz Başlangıcına Karşılık Gelen Temerrüt Tarihinin Belirlenmesi Gerektiği - Faiz Başlangıcı Olarak Sigorta Şirketi Yönünden Dava Tarihinin Diğer Davalılar Yönünden İse Onay Tarihinin Esas Alınması Gerekirken Yazılı Şekilde Hüküm Kurulmasının İsabetsiz Olduğu )

* SİGORTA ŞİRKETLERİ YÖNÜNDEN FAİZ BAŞLANGIÇ TARİHİ ( Kurumca Şirkete Başvurulmasına Karşın 8 İş Günü İçerisinde Ödeme Yapılmadığı Takdirde Anılan Sürenin Sonunda Temerrüt Olgusu Gerçekleşeceğinden Faiz Başlangıcının 9. Güne Karşılık Gelen Tarih Olarak Kabul Edileceği - Başvuru Yapılmaması veya Gerekli Belgeler Eklenmeksizin Başvurulması Durumunda İse Şirketin Temerrüdünden Söz Edilemeyeceğinden Faiz Başlangıcı Olarak İcra Takip Gününün Takip Yapılmaksızın Dava Açılması Durumunda Dava Tarihi ve Islah Yapılmış İse Islah İle Talep Edilen Kısım Yönünden Islah Tarihinin Esas Alınması Gerektiği )

2918/m.99

ÖZET : Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Davacı Kurum, davalının Bağ-Kur sigortalının trafik kazası ile ölümüne neden olması sonucu hak sahiplerine bağlanan gelir ve ödenen cenaze masrafından oluşan kurum zararını davalılardan rücuan tahsilini talep etmiş olup, mahkemece kabul edilen kısmın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir.

Faiz başlangıcı olarak sigorta şirketi yönünden dava tarihinin, diğer davalılar yönünden ise onay tarihinin esas alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

DAVA : Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR : Davacı Kurum, 25.05.2010 tarihinde davalının Bağ-Kur sigortalının trafik kazası ile ölümüne neden olması sonucu hak sahiplerine bağlanan gelir ve ödenen cenaze masrafından oluşan kurum zararını davalılardan rücuan tahsilini talep etmiş olup, mahkemece kabul edilen kısmın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir.

Rücu davalarında faiz başlangıcı, gelir ve aylıklar yönünden, gelir veya aylığın kurumun yetkili organınca onaylandığı, diğer ödemeler yönünden ise ödeme tarihidir. Bu sebeple bağlanan aylıklar yönünden onay tarihi esas alınarak faize hükmetmek gerekir, ancak sigorta şirketleri yönünden, 2918 Sayılı Kanun'un 99. maddesinde, sigortacıların, hak sahibinin kaza veya zarara dair tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan tutarları hak sahibine ödemek zorunda oldukları belirtilmiş olup, bu tür rücu davalarında sigorta şirketleri yönünden faiz başlangıcına karşılık gelen temerrüt tarihinin belirlenmesi gerekmektedir. Kurumca şirkete başvurulmasına karşın 8 iş günü içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde, anılan sürenin sonunda temerrüt olgusu gerçekleşeceğinden faiz başlangıcı 9. güne karşılık gelen tarih olarak kabul edilmeli, başvuru yapılmaması veya gerekli belgeler eklenmeksizin başvurulması durumunda ise şirketin temerrüdünden söz edilemeyeceğinden, faiz başlangıcı olarak icra takip günü, takip yapılmaksızın dava açılması durumunda dava tarihi ve ıslah yapılmış ise ıslah ile talep edilen kısım yönünden ıslah tarihi esas alınmalıdır.

Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında; somut olaya göre faiz başlangıcı olarak sigorta şirketi yönünden dava tarihinin, diğer davalılar yönünden ise onay tarihinin esas alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Ne var ki, bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.

SONUÇ : Hükmün 1. fıkrasından “kabul edilen kısmın dava tarihi olan 29/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” ibaresi çıkarılarak yerine “kabul edilen kısmın davalı şirket yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden gelirin onay tarihi olan 01.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTEREK ONANMASINA, 14.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

kazancı.com.tr