T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2019/261
K. 2021/625
T. 28.4.2021

TAŞIMA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT İSTEMİ ( Kendisine Taşınmak Üzere Teslim Edilen Gönderiyi Kaybeden ve Kaybın Nedeni Hakkında Açıklama Yapmayan Davalının Pervasızca Hareketi ile Zarara Sebebiyet Verdiği - SGK'dan Gelen Cevabi Yazıdan Manuel (Kağıt) Reçetelerin Fatura Ekinde Yer Alması Zorunlu Bulunduğundan Bu Reçetelerin Kaybı Halinde Kurumdan Ödeme Alınamayacağının Anlaşıldığı/Davalı Asıllarını Kaybettiğinden Tahsili Sağlanamayacak Manuel Reçetelerin Fatura Bedellerinin Davalıdan Talep Edilebileceğinin Kabulü Gerektiği )

YASAL FAİZ ( Davacı Vekilince Mahkemece Hükmedilecek Tazminata Bankalara Uygulanacak En Yüksek Mevduat Faizi Yürütülmesi Talep Edilmiş ise de Bu Talebin Yasal Bir Dayanağı Bulunmadığı - Hüküm Altına Alınan Maddi Tazminata Yasal Faiz İşletilmesi Gerektiği )

TEMERRÜT FAİZİ ( Uyuşmazlık Haksız Eylemden Kaynaklanmakta Olup Zarar Görenin Gerek Kısmi Davaya Gerekse Sonradan Açtığı Ek Davaya veya Islaha Konu Ettiği Kısma İlişkin Olarak Haksız Eylem Tarihinden İtibaren Temerrüt Faizi İsteme Hakkına Sahip Olduğu - Hükmedilen Alacağa Haksız Eylem Tarihinden İtibaren Temerrüt Faizi Yürütülmesi Gerektiği )

6102/m.875,882,886

ÖZET : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Kendisine taşınmak üzere teslim edilen gönderiyi kaybeden ve kaybın nedeni hakkında da bir açıklama yapmayan davalının, pervasızca hareketi ile zarara sebebiyet verdiği kabul edilmiştir. SGK'ya HMK'nın 353/1-b.3. maddesi uyarınca müzekkere yazılmış, SGK'dan gelen cevabi yazıdan, davalı tarafça kaybedilen mavi klasörün içinde 1.940 adet reçetenin yer aldığı, bunlardan 1028 adedinin e-reçete, 912 adedinin ise manuel (kağıt) reçete olduğu, e-reçetelerin kaybolma gibi aslının temin edilemediği hallerde, fatura veya taşınır işlem fişinin noterden "aslı gibidir" onaylı bir nüshası ve eki fatura listeleri ile SGK'na başvurulması halinde, e-reçete bedellerinin eczacıya ödenebileceği, buna karşılık manuel reçetelerin fatura ekinde yer alması zorunlu bulunduğundan, bu reçetelerin kaybı halinde Kurumdan ödeme alınabilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla uyuşmazlıkta davacı, gerekli belgeleri sunması halinde dava dışı SGK'dan tahsil edebileceği e-reçete bedellerini değil, davalının aslını kaybetmesi nedeniyle hiçbir surette tahsilini sağlayamayacağı manuel reçetelerin fatura bedellerini davalıdan talep edebileceği anlaşılmıştır.

Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, mahkemece hükmedilecek tazminata bankalara uygulanacak en yüksek mevduat faizi yürütülmesi talep edilmiş ise de bu talebin yasal bir dayanağı bulunmadığından, hüküm altına alınan maddi tazminata yasal faiz işletilmesi gerekmiştir.

Uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmakta olup, haksız eylemin faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, gerek kısmi davaya gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısıma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Dolayısıyla hükmedilen alacağa 17.08.2015 tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmüş ve hüküm kurulmuştur.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 09/10/2018 tarih ve ....E. -.......K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin SGK.'na gönderdiği fatura ve reçetelerini taraflar arasındaki protokol gereği davalıya teslim ettiğini, reçetelerin A grubu, B grubu ve C grubu olarak ayrıldığını, sırasıyla sarı, mavi, beyaz renkli olmak üzere kolilendiğini, kolilerin üzerine de meblağı ve evrak içeriği yazan çıktıların yapıştırıldığını, müvekkilinin 2015 yılı Temmuz ayına ait reçete ve faturalarını belirtilen şekilde kolileyip 13/08/2015 tarihinde davalı şirketin Siirt şubesine teslim ettiğini, yasal bekleme süresi içerisinde B grubu mavi koli reçete bedellerinin ödenmediğinin görüldüğünü, SGK'ya mavi kolinin teslim edilmediği bilgisine ulaşıldığını, kargo şirketine başvuru yapıldığını, 15/08/2015 tarihinde kolinin hasarlı olduğuna dair tutanak tutulduğu bilgisine ulaşıldığını, bu nedenle Kurumdan hakedişlerini alamadığını, ihtara rağmen davalı tarafça ödemede bulunulmadığını ileri sürerek, 40.054,47 TL maddi tazminatın, kargoya teslim tarihinden itibaren bankalara uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, hakedişlerin ödenmemesi nedeniyle borç ödemelerinin gecikmesi ve ecza depolarından ilaç alamayarak ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle de müvekkili yararına 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, TTK.'nın 889. maddesi uyarınca gerekli bildirimin yapılmadığından dava hakkının düştüğünü, dosyaya taşıma faturasının ibraz edilmediğini, dava konusu kargo nedeniyle davacının tazminat talep hakkının bulunup bulunmadığının, TTK.'nın 858. maddesi uyarınca ancak taşıma faturası bilgilerinden tespit edilebileceğini, ayrıca davacının kargo içeriğinde 40.054,47 TL reçete bulunduğunu da TTK'da öngörüldüğü şekliyle ispat gücü bulunan taşıma senediyle ispatlamasının gerektiğini, manevi tazminat talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacının bedelini alamadığı faturaları ve eki reçeteleri davalı ... şirketine teslim ettiğine dair herhangi bir belgeyi dosyaya kazandıramadığı gibi, kaybolduğu bildirilen reçetelerin 2015 yılı Temmuz ayı B grubu reçeteleri olduğu, Medula sisteminin 2010 yılından beri geçerli bulunup, e-reçete sistemine ise 2012 yılında geçildiği, eczacılar tarafından SGK'dan bedeli talep edilen reçetelerin manuel olsa bile bunların Medula sistemine girişinin yapılarak ay sonunda kapanışının yapılması gerektiği halde, Medula sistemine aktarılmadığı, fatura girişinin olmadığı, Medula sisteminde de faturanın yalnızca eczane tarafından sonlandırılmış olarak görüldüğü, kaybolma, yırtılma, yanma gibi mücbir sebeplerle reçete ve fatura asıllarının temin edilemediği hallerde, fatura ve/veya taşınır işlem fişinin onaylı örnekleri bağlanmak suretiyle Kuruma başvurulması halinde de SGK tarafından ödeme yapılabileceğinin bildirildiği, ancak davacının kargoyla SGK'ya gönderdiği ve kaybolduğu bildirilen dava konusu fatura, eki fatura listeleri ve reçetelerin suretlerini de almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, eczane işleten müvekkilinin işi gereği eczanesinde işlem görmüş reçetelerini usulüne uygun şekilde paketleyerek SGK'ya gönderilmek üzere davalıya teslim ettiğini, SGK Eczane Protokolünün 7.7. maddesinde "Kurum tarafından yapılan inceleme sonucu Protokol hükümlerine göre eczacıya iadesi gereken reçeteler, Kurumca ödemeli olarak gönderilir. Bu reçeteler eczane tarafından Kuruma kargo ile veya iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderilebileceği gibi elden de teslim edilebilir." düzenlemesinin bulunduğunu, E-Reçete uygulanmasına geçilmesinin de reçete dökümlerini dava dışı kuruma gönderilme usulünü kaldırmadığını, 01.07.2012 tarihinden itibaren geçerli olan SGK Ek Protokolünün 3. maddesinde "SGK medula provizyon sisteminden alınmış döküm listesi faturaya ilave edilecektir." şeklindeki düzenlemenin de Kurumun reçete dökümlerini teslim almadan ödeme yapamayacağına dair bir başka düzenleme olduğunu, kolilemenin her zamanki şekliyle yapıldığını, yasal prosedürün de bunu gerektirdiğini, dava konusu olayda da müvekkili tarafından gönderilen koli içerisinde yer alan B grubu reçetelerin, davalı şirket tarafından Kuruma teslim edilmediğini, davalının transfer biriminde kargoya ilişkin 15.08.2015 tarihinde kolinin hasarlı olduğuna dair tutanak tutulduğu bilgisine ulaşıldığını, söz konusu tutanaktan da anlaşılacağı üzere kargoya davalı şirket tarafından hasar verildiğini, birden çok koliden bir tanesinin kaybedilmesinin nedeninin açıklanamadığını. kargo paketinin içinde yer alan reçetelerin SGK'ya ulaştırılamadığından, müvekkilinin reçetelerinin Kurum tarafından karşılanmadığını, bu nedenle de müvekkilinin hem ekonomik olarak zarara uğramış hem de çevresinde tanınmış bir eczacı olması nedeniyle de ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

İnceleme, 6100 Sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta davacı eczacı tarafından SGK.'na gönderilen fatura ve reçetelerin yer aldığı A, B ve C grubu olarak ayrılan, sırasıyla sarı, mavi ve beyaz renkli üç adet klasörden oluşan paketin, taşınmak üzere davalıya teslim edildiği, kolilerin üzerine de meblağı ve evrak içeriği yazan çıktıların yapıştırıldığı, davacının bu şekilde 13/08/2015 tarihinde davalı şirketin Siirt şubesine teslim ettiği faturalardan, içerisinde B grubu reçetelerin yer aldığı mavi klasörün, davalı tarafça SGK.'na teslim edilmediği, bu klasörde yer alan fatura bedellerinin, davalının teslim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle davacı tarafça SGK.'ndan tahsil edilemediği, her ne kadar davalı tarafından bahse konu kargonun 17.08.2015 tarihinde 1 parça olarak teslim edildiği bildirilmişse de, davalının üç klasörü birlikte teslim aldığı kolinin içindeki bir klasörün akıbetini açıklayamadığı anlaşılmaktadır.

6102 Sayılı TTK'nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.

Her ne kadar TTK'nın 882. maddesinde taşıyıcının sınırlı sorumluluğu öngörülmüş ise de aynı Kanun'un 886. maddesinde, pervasızca bir davranışla zarara sebebiyet verilmesi halinde, taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda da kendisine taşınmak üzere teslim edilen gönderiyi kaybeden ve kaybın nedeni hakkında da bir açıklama yapmayan davalının, pervasızca hareketi ile zarara sebebiyet verdiği kabul edilmelidir. Dolayısıyla somut olayda da davacı, işbu olay nedeniyle uğradığı tüm zararını, davalı taşıyıcıdan talep edebilecektir.

Dairemizce de bu amaçla SGK.'na HMK.'nın 353/1-b.3. maddesi uyarınca müzekkere yazılmış, SGK.'dan gelen 18.08.2020 tarihli cevabi yazıdan, davalı tarafça kaybedilen mavi klasörün içinde 1.940 adet reçetenin yer aldığı, bunlardan 1028 adedinin e-reçete, 912 adedinin ise manuel (kağıt) reçete olduğu, e-reçetelerin kaybolma gibi aslının temin edilemediği hallerde, fatura veya taşınır işlem fişinin noterden "aslı gibidir" onaylı bir nüshası ve eki fatura listeleri ile SGK.'na başvurulması halinde, e-reçete bedellerinin eczacıya ödenebileceği, buna karşılık manuel (kağıt) reçetelerin fatura ekinde yer alması zorunlu bulunduğundan, bu reçetelerin kaybı halinde Kurumdan ödeme alınabilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.

Dolayısıyla somut uyuşmazlıkta davacı, gerekli belgeleri sunması halinde dava dışı SGK.'ndan tahsil edebileceği e-reçete bedellerini değil, davalının aslını kaybetmesi nedeniyle hiçbir surette tahsilini sağlayamayacağı manuel (kağıt) reçetelerin fatura bedellerini davalıdan talep edebilecektir. Esasen davacı vekili de Dairemize sunduğu 14.02.2019 tarihli dilekçeyle maddi zararlarının 40.054,47 TL toplam fatura bedeli üzerinden değil, SGK.'nın ödeyeceği e-reçete bedeli düşüldükten sonra, kalan kısım olan manuel reçete bedeli üzerinden yeniden belirlenmesini istediklerini bildirmiştir.

Bu durum karşısında Dairemizce, Yargıtay 11. HD.'nin 13.10.2015 tarih ve 2015/11501 E.- 10387 K. sayılı emsal kararında belirtilen araştırmanın yapılması ve davacının talep edebileceği manuel reçete bedelinin tespiti amacıyla HMK.'nın 356. maddesi uyarınca duruşma açılmasına karar verilmiş, dosyada mevcut bilirkişi raporunda bu yönden bir tespit yapılarak, davacının manuel (kağıt) reçetelerin kaybı dolayısıyla 16.276,05 TL fatura bedelini davalıdan talep edebileceği bildirilmiş, Dairemizce de bu miktarda maddi tazminata hükmedilmiştir.

Ancak manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu manevi acı ve ızdırabı ifade eder. 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. (TBK 58) maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen dava konusu olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla Dairemizce BK'nin 49. (TBK 58) maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının somut uyuşmazlıkta oluşmadığı kabul edilmiştir.

Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, mahkemece hükmedilecek tazminata bankalara uygulanacak en yüksek mevduat faizi yürütülmesi talep edilmiş ise de bu talebin yasal bir dayanağı bulunmadığından, hüküm altına alınan maddi tazminata yasal faiz işletilmesi gerekmiştir.

Yine somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemin faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren, zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla zarar gören, gerek kısmi davaya gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısıma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.03.2003 tarih ve 9-76/126 Sayılı ilamı da bu yöndedir. Dolayısıyla Dairemizce hükmedilen alacağa 17.08.2015 tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmüş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

SONUÇ : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;

1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 09.10.2018 gün ve .......Esas - ......Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

2-)Davanın KISMEN KABULÜ ile 16.276,05 TL maddi tazminatın 17.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

3-)Davacının aşan miktar için maddi tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin reddine,

4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.111,82.TL nispi karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 854,78.TL harcın mahsubu ile bakiye 257,04.TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

5-)Davacı kendisini vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi yönünden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

7-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat talebi yönünden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

8-)Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 188,00.TL posta ve tebligat gideri, 1.000,00.TL bilirkişi ücreti ile istinaf aşamasında yapılan 190,63.TL posta ve tebligat gideri ile 2.250,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.628,63.TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 1.179,90.TL'ye 854,78.TL peşin ve tamamlama harcı ile 29,20.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.063,88.TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,

9-)Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 47,10.TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 31,78.TL'sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,

10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen taraflara iadesine (HMK m.353),

11-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

12-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma açıldığından ve davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 4.080,00.TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

13-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma açıldığından ve davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 4.080,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan açık yargılama sonucunda 28.04.2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Başkan V.