T.C.
YARGITAY 
CEZA GENEL KURULU
ESAS NO. 2011/6-41 
KARAR NO. 2011/48
KARAR TARİHİ. 12.4.2011


> TEMYİZ SINIRININ BELİRLENMESİ - HÜKMÜN İÇİNDE BİRDEN FAZLA CEZA BULUNMASI HALİNDE TEMYİZ SINIRININ BELİRLENMESİ

1412/m. 305

DAVA : Suç eşyasını satın alma suçundan sanık D. B.'un, 5237 Sayılı T.C.K.nın 165/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis ve 1.000 ytl adli para cezasıyla cezalandırılmasına, mahsuba ve hak yoksunluğuna ilişkin, Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.4.2007 gün ve 98-109 Sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş ise de, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 22.12.2010 gün ve 8195-21063 sayı ile;

"... 5275 Sayılı Kanunun 122. maddesiyle 647 Sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılmış olması ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı T.C.K.nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın tür ve miktarı bakımından, 5219 Sayılı Yasayla değişik 1412 Sayılı C.M.U.K.nın 305/1. maddesi gereğince hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan, sanık savunmanının temyiz isteğinin 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 Sayılı C.M.U.K.nın 317. maddesi uyarınca reddine...",

Karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14.2.2011 gün ve 182346 sayı ile;

"... Sanık D. B., Dörtyol 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 25.4.2007 tarih ve 2006/98 Esas, 2007/109 Karar sayılı ilamı ile, hırsızlık malı almak suçundan, 5237 Sayılı T.C.K.nın 165/1, 63 ve 53/1. maddesine göre sonuçta 6 ay hapis ve 1.000 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmış, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.3.2010 tarihli tebliğnamesiyle hükmün bozulması istenmesine rağmen, Yargıtay 6. Ceza Dairesince yukarda tarih ve numarası verilen kararla hüküm kesin nitelikte olduğundan temyiz isteğinin, 5320 Sayılı Kanunun 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 Sayılı C.M.U.K.nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.

İtirazın sanık lehine olması değerlendirilerek bahsi geçen karara aşağıda gösterilen sebeplerle itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.

5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulama zorunluluğu bulunan 1412 Sayılı C.M.U.K.nın 305. maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilen hükümler temyiz yasa yoluna tabidir. Hükümlerin neler olduğu ise, 5271 Sayılı C.M.K.nın 223 üncü maddesinde gösterilmiştir. 1412 Sayılı C.M.U.K.nın 305. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmünün temyiz yasa yoluyla incelenmesi gerekecektir. Ancak yasa koyucu, hüküm olmasına rağmen bazı kararların kesin olması sebebiyle bu hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulamayacağını, yalnız kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceğini belirtmiş ve aynı maddede bunların neler olduğu gösterilmiştir.

Bunlar;

"1- İkimilyar liraya kadar ( ikimilyar dahil ) para cezalarına dair olan hükümler,

2- ) Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,

3- ) Bu Kanunla sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler"

olarak sınırlandırılmıştır.

Yargıtay kararları ile, kesin nitelikte olmasına rağmen bazı kararların temyiz yeteneği olduğu kabul edilmiştir.

İtiraza konu kararda adli para cezasının yanında altı ay hapis cezasının da bulunması sebebiyle hüküm kesin nitelikte olmadığı gibi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.3.2009 gün, 2009/2-43 E., 2009/56 K. sayılı kararında, hüküm kesin nitelikte verildiği halde cezanın yanında güvenlik tedbiri uygulandığı hallerde hükmün her yönüyle temyiz edilebilirlik niteliği kazandığı belirtilmiştir. İtiraza tabi olan hükümde hapis cezası bulunmasa dahi, 5237 Sayılı T.C.K.nın 53/1. maddesinin uygulanması sebebiyle temyiz incelemesine tabi bulunacağı anlaşılmaktadır.

Açıklanan sebeplerle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22.12.2010 tarih, 2010/8195 Esas, 2010/21063 Karar sayılı temyiz isteminin reddine dair kararının kaldırılarak, hükmün esas yönünden incelenmek üzere Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği...",

Görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.

Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:

KARAR : Sanığın suç eşyasını satın alma suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daireyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5237 Sayılı T.C.K.nın 165/1. maddesi uyarınca verilen 6 ay hapis ve 1.000 ytl adli para cezasından ibaret hükmün temyizinin olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden; sanığın eylemi sebebiyle sonuç olarak 6 ay hapis cezasıyla birlikte gün adli para cezasından çevrilen 1.000 YTL adli para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.

1412 Sayılı C.Y.U.Y.'nın 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan ve temyiz yasa yolunu düzenleyen 305. maddesinin ilk fıkrası; "ceza mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir..." şeklinde başlamaktadır. Maddenin 1. bendinde ise; "ikimilyar liraya kadar ( ikimilyar dahil ) para cezalarına dair olan hükümler ... temyiz olunamaz" hükmü yer almaktadır.

Buradan çıkan sonuca göre; bir kararın temyiz edilebilmesi için, o kararın "hüküm" niteliğini taşıması gerekmektedir. Hangi kararların hüküm sayılacağı ise 1412 Sayılı Kanunun 253 ve 5271 Sayılı Kanunun 223 üncü maddelerinde sayılmıştır. 1412 Sayılı C.Y.U.Y.'nın 253 üncü maddesine göre; sanığın beraatına veya mahkûmiyetine dair kararlarla, davanın reddine, durmasına ve düşmesine dair kararlar hükümdür. 5271 Sayılı C.M.K.nın 223 üncü maddesinde de; beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarının hüküm oldukları belirtildikten sonra, adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararının da yasa yolu bakımından hüküm sayılacağı ifade edilmiştir.

Bir suç sebebiyle verilen karar içerisinde yer alan cezalardan her biri ayrı bir hükmü oluşturmayıp, bu cezaların tamamı tek bir hükmü meydana getirmektedir. Bunun sonucu olarak çeşitli sebeplerle hükmün içerisinde birden fazla "cezanın" bulunduğu hallerde, temyiz sınırının belirlenmesi açısından cezaların her birinin miktarına değil, toplam ceza miktarına bakılması gerekir. Buna karşılık aynı kararın içerisinde birden çok suça dair hüküm bulunması halinde temyiz sınırı, her hüküm için diğerinden bağımsız olarak ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Diğer taraftan; "temyiz yasa yoluna başvurma" kişiye tanınmış bir hak olduğuna göre, bu hakkın daraltılması yorum yoluyla değil, ancak açık bir yasal düzenlemeyle sağlanabilir.

Somut olayda, tek suç için verilen hükümde 1.000 Lira adli para cezasının yanında 6 ay hapis cezasının da bulunması sebebiyle hükmün, 5320 Sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı C.Y.U.Y.'nın 305. maddesi uyarınca temyiz kabiliyeti bulunmaktadır.

Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüyle Özel Daire temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,

1- ) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne,

2- ) Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22.12.2010 gün ve 8195-21063 Sayılı "temyizin reddine" dair kararının kaldırılmasına,

3- ) Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 12.04.2011 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.
HAYATTA KÜÇÜMSEME HİÇBİR KİMSEYİ NOKTA DA KÜÇÜKTÜR AMA BİTİRİR CÜMLEYİ. 



KARARARA.COM