YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ’NİN 24.10.2019 TARİH, 2019/2544 ESAS VE 2019/9944 ESAS SAYILI KARARI

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, ... plakalı aracın 16/11/2004 tarihinde müvekkil şirkete sigortalı ... plakalı araca çarparak hasara uğramasına neden olduğunu, diğer davalı ... ... Sigorta A.Ş'nin davalı araç sigortacısı olduğunu, müvekkiline sigortalı araçta meydana gelen ve ekspertiz raporuna uygun olan 13.150,00 TL hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile müvekkili tarafından ödenen 13.150,00 TL hasar tazminatının 8/8 kusur oranına göre tamamının 07/01/2005 olan ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan sigorta şirketinin sigorta limiti dahilinde olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekilleri davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece; davanın kabulüne 13.150,00 TL’nin davalılar ... ve ... ... sigorta şirketinden(poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsiline, davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine dair karar, davalı ... ... Sigorta Şirketi vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairenin 15/11/2011 günlü 2015/8115 E, 2011/10583 K sayılı ilamı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında; birleştirilen dosyada davalı ... hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, asıl dosyada ... hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine, 13.150,00 TL’nin dava tarihi olan 03/02/2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu dahilinde olmak üzere davalı ... ... sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... ... Sigorta Şirketi vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları ile davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." denilmektedir. Aynı Kanunun 109/2. maddesinde ise, "Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.

2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.

Somut olayda; davaya konu trafik kazası 16/11/2004 tarihinde, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlükteyken meydana gelmiştir. Dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelerden kazanın yaralamalı trafik kazası olduğu anlaşıldığından, olayda, 765 Sayılı TCK'nın 459/2. ve 102/4. maddeleri uyarınca, öngörülen ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır. O halde, 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava

tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilip tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı ... hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ... Sigorta Şirketi vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 629,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... ... Sigorta A.Ş'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.