T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/15844
K. 2019/7502
T. 13.6.2019

TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN CİSMANİ ZARARA DAYALI TAZMİNAT İSTEMİ ( Kaza Tespit Tutanağı ile Hükme Esas Alınan Bilirkişi Raporu Arasındaki Çelişki Giderilmeden Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu - Çalışma Gücünün Kaybı Bakımından Kaza Tarihi İtibari ile Yürürlükte Olan Yönetmelik Yerine SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğüne Göre Hesap Yapılmasının Bozmayı Gerektirdiği/Eksik İncelemeyle Hüküm Kurulmasının Bozmayı Gerektirdiği )

KAZA TESPİT TUTANAĞI İLE BİLİRKİŞİ RAPORUNUN ÇELİŞKİLİ OLMASI ( Hükme Esas Alınan Rapor ile Kaza Tutanağı Arasında Mübayenet Bulunduğu Anlaşılmakla Çelişki Giderilmeden Hüküm Kurulmasının İsabetli Olmadığı - İstanbul Teknik Üniversitesi Makine-Trafik Kürsüsünden ya da Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik-Fen Alanında Uzman Kişilerden Oluşacak Bilirkişi Heyetinden Ayrıntılı Gerekçeli ve Denetime Açık Rapor Alınarak Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerektiği )

HAKSIZ FİİL SONUCU ÇALIŞMA GÜCÜ KAYBI ( Fiil ile Maluliyet Arasında İlliyet Bağı Bulunduğunun Belirlenmesinin Sorumluluk Açısından Zorunlu Olduğu - Davacının Maluliyetinin Tespiti İçin Aldırılan ve Hükme Esas Alınan Raporda Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne Göre Maluliyet Belirlendiği/Maluliyete İlişkin Kaza Tarihinde Yürürlükte Bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerine Uygun Yeni Bir Rapor Aldırılarak Karar Verilmesi Gerektiği )

DAVA DİLEKÇESİNDE MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLMEMESİ ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Cismani Zarara Dayalı Tazminat İstemi - Davacının Sonradan Bedel Artırım Dilekçesi ile Harcını Yatırmak Suretiyle Manevi Tazminat Talebinde Bulunduğu/Talebin Yeni Bir Dava Mahiyetinde Olduğu ve Tefrik Edilerek Ayrı Bir Esasa Kaydedilmesi Gerekirken Başlangıçta Talep Edilmeyen Tazminat Yönünden Karar Verilmesinin Doğru Olmayıp Bozmayı Gerektirdiği )

6098/m.49,54,55,56

ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Hükme esas alınan rapor ile kaza tespit tutanağı arasında mübayenet bulunduğu anlaşılmakla kaza tutanağı ile bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması isabetli olmayıp, İstanbul Teknik Üniversitesi makine-trafik kürsüsünden ya da Karayolları Genel Müdürlüğü trafik-fen alanında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Davacının maluliyetinin tespitine dair raporda Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre maluliyet belirlenmişse de kaza tarihi itibari ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olduğundan, mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu'ndan davacının maluliyet durumuna ilişkin “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun yeni bir rapor aldırılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Davacının, dava dilekçesinde manevi tazminat talep etmediği, sonrasında bedel artırım dilekçesi ile harcını yatırmak suretiyle manevi tazminat talebinde bulunduğu, bu talebin yeni bir dava mahiyetinde olduğu ve tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, davada başlangıçta talep edilmeyen manevi tazminat yönünden karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, 22.09.2014 tarihinde davacının yolcu olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek, aracın trafik sigortacından ve yolbakımını yapmayan Kanalizosyon ve Su İdaresi Genel Müdürlüğü karşı, fazlaya dair hakkını saklı tutmak kaydıyla 10.000,00 TL maluliyetine ilişkin zararının tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 110.266,43 TL'ye yükseltmiş, 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüyle maddi tazminat yönünden: 110.266,43TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı Hatay Büyükşehir Belediyesi yönünden olay tarihinden (22.09.2014) itibaren, diğer davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, manevi tazminat yönünden, 20.000,00TL manevi tazminatın olay tarihinden (22.09.2014) itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hatay Büyükşehir Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, yargılama sırasında, kusur durumlarının belirlenmesi yönünden, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 05.06.2015 tarihli raporda üç adet yolcunun kamyonetin kabin kısmında yolculuk etmekte oldukları kabul edilerek kusur dağılımı yapılmış, hükme esas alınmıştır. Oysa kazanın hemen akabinde trafik polislerince tutulan kaza tespit tutanağında ise dava dışı yolcu ...'nün beyanına göre düzenlenmiş olup açık kasa kısmında seyir ettiklerini beyan etmiştir.

Resmi makamlarca tutulan kaza tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli bir belge olarak kabulü gerekir.

Hükme esas alınan rapor ile kaza tespit tutanağı arasında mübayenet bulunduğu anlaşılmakla kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması isabetli değildir. Bu durumda, mahkemece,İstanbul Teknik Üniversitesi makine-trafik kürsüsünden ya da Karayolları Genel Müdürlüğü trafik-fen alanında uzman kişilerden oluşacak bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hükümde yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

3-)Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği veya Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Maluliyetin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağı bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur.

Somut olayda, davacının maluliyetinin tespiti için M. K. Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan aldırılan ve hükme esas alınan 08.01.2016 tarihli raporda Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre %11.2 sürekli maluliyet belirlenmiştir.

22.09.2014 kaza tarihi itibari ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'ndan davacının maluliyet durumuna ilişkin kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun yeni bir rapor aldırılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.(HGK'nın 2013/17-2423, 2015/1661 Sayılı ilamı da bu yöndedir.)

4-)Davacı vekili, dava dilekçesinde harç yatırarak manevi tazminat talep etmemiş, manevi tazminat haklarını saklı tuttuklarını belirtmiş,13.04.2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile harcını yatırmak suretiyle 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'nden tahsilini talep etmiştir.

Davacı vekilinin, dava dilekçesinde manevi tazminat talep etmediği, sonrasında bedel artırım dilekçesi ile harcını yatırmak suretiyle manevi tazminat talebinde bulunduğu, bu talebin yeni bir dava mahiyetinde olduğu ve tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerekirken, davada başlangıçta talep edilmeyen manevi tazminat yönünden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'ne geri verilmesine 13.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

kazanci.com.tr