CEZAİ EHLİYET
Ceza hukukunun önemli konularından biri de “Cezai Ehliyet” kavramıdır. Cezai Ehliyet bir kişinin yaptığı fiilin anlamı ve sonuçlarını idrak edebilecek durumda olması olarak tanımlanabilir. Ceza Ehliyet kavramı kişi ceza alıp almayacağı hususunda ana etkendir. Cezai Ehliyeti tamamen olmayan kişiye yaptığı fiil sebebiyle ceza verilemeyecektir.

Ceza ehliyet kavramı ülkelere göre değişiklik gösterebilir. Türk Hukukunda Cezai Ehliyet, Medeni Hukuk madde 9 da belirtilen fiil ehliyetinin yorumuna göre değerlendirilir. Kişinin fiil ehliyetine sahip olduğunu kabul edebilmek için Ergin yani yetişmiş olması, ayırt etme gücüne sahip olması ve kısıtlı olmaması gerekmektedir. TCK’nın 32 maddesinde belirtilen cezasızlık sebebi olan akıl hastalığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneği olmayan kişilere ceza verilmemesinin temel nedeni fiil ehliyetinin olmamasından dolayıdır. TCK’nın 31. maddesinde belirtilen 12 yaşını doldurmamış çocuklara ceza verilemeyeceği yönündeki madde de yine Medeni Kanunun fiil ehliyeti ile ilgili maddesinden kaynaklanmaktadır.

Türk Hukukunda Cezai ehliyetin olup olmadığı yaş ve hareketini kontrol etme yeteneğine göre belirlenir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 31. Maddesi uyarınca 12 yaşını doldurmamış küçüklere işledikleri suçlardan dolayı ceza verilemez. Bu çocuklara karşı herhangi bir ceza soruşturması yapılamaz. 12 yaşını doldurmamış çocuklar suç teşkil eden eylemlerinden dolayı sadece çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

Suçu işlediği tarihte 12 yaşını doldurmuş fakat 15 yaşını doldurmamış çocuklara ceza verilebilmesi için fiilin anlam ve sonuçlarını anlaması gerekmektedir. Eğer 12 yaşını doldurmuş fakat 15 yaşını doldurmamış çocuk fiilin anlam ve sonuçlarını idrak edemeyecek durumda ise cezai sorumluluğu olmayacaktır. Fakat cezai sorumluluğu olmasa bile çocuklara özgü güvenlik tedbirlerini bu yaş aralığında uygulanacaktır. 12 yaşını doldurmuş fakat 15 yaşını doldurmamış çocukların suç teşkil eden fiillerinin sonucunda verilecek ceza normal cezalara göre TCK 31/2 maddesi uyarınca indirimli olarak verilecektir.

Suçu işlediği tarihte 15 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını doldurmamış çocuklara TCK 31/3 maddesi uyarınca verilecek ceza indirilecektir.

TCK 33 gereği sağır ve dilsizler için bu yaş sınırları farklı uygulanmaktadır.
Cezai ehliyeti engelleyen durumlardan diğeri de akıl hastalığıdır. TCK 32. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilemez fakat bu kişiler hakkında güvenlik tedbirleri uygulanır.

T.C.K
Madde 32 - (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. 

(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.

T.C.K
Madde 57 - (1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar. 

(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir. 

(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbî kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.

(4) Tıbbî kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.

(5) Tıbbî kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır. 

(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.

(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.


T.C
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
ESAS NO. 2014/1023
KARAR NO. 2014/19893
KARAR TARİHİ. 21.5.2014

ÖZET: Akıl hastalığı sebebiyle ceza ehliyetin bulunmadığından bahisle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve bir Akıl Sağlığı Hastanesinde kontrol ve tedavi altına alınmasına karar verilirken, “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına” da karar verilmesi gerekir. Verilmemesi, mahallince karara eklenmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni olmadığı.

DAVA: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Akıl hastalığı sebebiyle ceza ehliyetin bulunmadığından bahisle hakkında 5237 sayılı TCK’nin 32/1. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına ve 57/1. maddesi gereğince bir Akıl Sağlığı Hastanesinde kontrol ve tedavi altına alınmasına karar verilirken, aynı yasanın 57/2. maddesi gereğince “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkemece serbest bırakılmasına” dair kısmın yasal sorumluluk olması nedeniyle mahallince karara eklenmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.

SONUÇ: Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 21.05.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.



kararara.com