T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/6283
K. 2008/11580
T. 13.10.2008

• ÜCRETE KONU DAVALAR KESİNLEŞİNCE VEKALET ÜCRETİNİN MUACCEL OLACAĞI ( Vekalet Ücreti Alacağı İstemi - Ücretin Peşin Ödeneceğine İlişkin Yazılı veya Sözlü Anlaşmanın Varlığı İspat Edilemediği/Dosyalar Temyiz Aşamasında İken "Vekalet Ücreti Ödenmediğinden" Bahisle İstifa Etmenin Haksız İstifa Olduğu - İstemin Reddedileceği )

• VEKALET ÜCRETİ ALACAĞI İSTEMİ ( Ücretin Peşin Ödeneceğine İlişkin Yazılı veya Sözlü Anlaşmanın Varlığı İspat Edilemediği - Davacı Takip Ettiği Dosyalar Temyiz Aşamasında İken "Vekalet Ücreti Ödenmediğinden" İstifa Ettiği/Ücret Muaccel Olmadan Yapılan İstifanın Haksız İstifa Olduğu - İstemin Tümden Reddi Gerektiği )

• HAKSIZ İSTİFA ( Vekalet Ücreti Alacağı İstemi - Ücretin Peşin Ödeneceğine İlişkin Yazılı veya Sözlü Anlaşmanın Varlığı İspat Edilemediği/Davacının Takip Ettiği Dosyalar Temyiz Aşamasında İken "Vekalet Ücreti Ödenmediğinden" İstifa Etmesinin Haksız İstifa Olduğu/Avukatlık Kanununa Göre Haksız İstifa Halinde Vekil Ücrete Hak Kazanamayacağı Gözetileceği )

• DOSYALAR TEMYİZ AŞAMASINDA İKEN İSTİFA ETME ( Vekalet Ücretinin Ödenmemesinde Kaynaklı - Ücretin Peşin Ödeneceğine İlişkin Yazılı veya Sözlü Anlaşmanın Varlığı İspat Edilemediği/Davacı Ücretini Ancak Ücrete Konu Olan Davaların Kesinleşmesi Halinde Talep Edebileceği - İstemin Tümden Reddedileceği/Vekalet Ücreti Alacağı İstemi/Haksız İstifa )

1136/m.171/1,174/1

818/m.396/1

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi/m.2

ÖZET : Dava, vekalet ücreti alacağı istemine ilişkindir. Somut olayda taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi olmadığı sabit olup, davacının davalıya hitaben göndermiş olduğu ihtarda bildirdiği gibi, "ücretin peşin ödeneceği" konusunda sözlü bir anlaşmanın varlığı da ispat edilemediğine göre, davacı vekalet ücretini ancak muaccel olduğunda, başka bir ifade ile ücrete konu olan davaların kesinleşmesi halinde talep edebilir. Davacı avukatın üstlendiği her iki davada da, iş henüz sonuçlanmadan, başka bir ifade ile alacak henüz muaccel olmadan davacı tarafından temyiz aşamasında "vekalet ücretinin ödenmediğinden bahisle" vekaletten istifa edilmesi, "haksız istifa" niteliğinde olup, Avukatlık Kanununun 174/1.maddesi gereğince de haksız istifa halinde vekil ücrete hak kazanamayacağından, mahkemece davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili ile davalı vekili gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :

KARAR : Davacı, davalının vekili sıfatıyla İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2003/15 E. sayılı ve İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2000/99 E. sayılı davaları takip ettiğini, vekalet ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle 26.12.2003 tarihinde istifa ettiğini, 6.12.2005 tarihli ihtarla, bu davalar nedeniyle vekalet ücretlerinin ödenmesini talep etmişse de, 14.12.2005 tarihli cevabi ihtarla talebinin reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, Avukatlık Kanununun 164/4.maddesi gereğince 6.000,00 YTL vekalet ücreti alacağının 8.12.2005 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 7.11.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava miktarını 108.489,91 YTL'ye çıkarmıştır.

Davalı, davacı avukatla aralarında yazılı veya sözlü bir ücret sözleşmesi bulunmadığını, ücretin peşin ödeneceği konusunda da bir kararlaştırmanın mevcut olmadığını, davacının, İstanbul 6.Asliye Ticaret mahkemesinin 2000/99 E. sayılı dosyasında belli bir süre için hukuki hizmet verdiğini, ilk hükmün, Yargıtay tarafından bozulması sonrasında dava henüz derdest iken dosyaya istifa dilekçesi sunduğunu, yeni bir avukat tutarak davaya devam etmek zorunda kaldığını, davacıya aylık 1.512.820.513 TL ücret ödendiği gibi, "İstanbul 6.Ticaret Mahkemesi 2000/99 E. sayılı dosyası vekalet ücreti" adı altında ayrıca 20.512.820.513 TL nakden ve defaten de ödeme yapıldığını, İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2003/15 E. sayılı davada da yine davacının tek taraflı olarak temyiz aşamasında vekaletten istifa ettiğini, bu nedenle her iki dava nedeniyle de herhangi bir vekalet ücretinin talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2004/73 E. ( bozma öncesi 2000/99 E. ) sayılı dava yönünden, düzenlenen serbest meslek makbuzu ve davacının "ücret almadan makbuz düzenlendiği" iddiasına ilişkin karşı tarafa yönelttiği yeminin, davalı tarafından eda edilmesi nedeniyle vekalet ücreti alacağı bulunduğunun ispat edilemediği, İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/15 E. sayılı dava yönünden ise, davacının davayı takip ettiği, müvekkili aleyhine oluşturulan kararı temyiz ederek bozulmasını sağladığı, dava değerinin takdiren %10'u oranında vekalet ücretine hak kazandığı belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, ıslah talebi de dikkate alınarak, 72.330,00 YTL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1- 818 sayılı B.K.nun 396/1.maddesine göre vekillikten istifa her zaman mümkün olup, bu istifa vekalet ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu ve yenilik doğuran bir işlemdir. Vekilin istifa hakkını her zaman kullanması da mümkündür. Ancak istifa haklı değil ve müvekkil de bu nedenle zarara uğramışsa, vekil bu zarardan sorumludur. Avukatlık Kanununda ise haksız istifa halinde, vekil yönünden Borçlar Kanunundaki aynı konuya ilişkin açıklanan bu düzenlemelere göre daha ağır bir sorumluluk esası getirilmiştir. Gerçekten de, Avukatlık Kanununun 174/1 maddesinde "üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz." Hükmü mevcut olup, bu hükümle, vekaletten haklı bir neden olmadan istifa eden avukatın, Borçlar Kanunundaki vekalet akdine ilişkin genel düzenlemelerden farklı olarak, herhangi bir zarar şartı olmadan da müvekkile karşı sorumlu tutulduğu görülmektedir. Anılan düzenlemeye göre, haksız olarak işi bırakan, vekaletten istifa eden avukat, ücrete hak kazanamadığı gibi, aksine bir hüküm mevcut değilse aldığı peşin ücretleri, kullanmadığı masraf avanslarını da iş sahibine iade etmek zorundadır.

Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; Davacı, vekaletten haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek, vekalet ücreti alacaklarının tahsili için eldeki davayı açmış, davalı ise davacının tek taraflı ve haksız şekilde vekaletten istifa ettiğini, bu nedenle vekalet ücretine hak kazanamayacağını savunmuştur. Az yukarda açıklandığı üzere istifanın haksız olması halinde avukat ücrete hak kazanamayacağından, davada öncelikle davacının vekaletten istifasının haklı olup olmadığının irdelenmesi gereklidir.

Davacının, İstanbul 8.Asliye Hukuk mahkemesinde, Milli Eğitim Bakanlığının davalıya karşı açtığı "723.256.085.501 TL'nin tahsiline" ilişkin 2003/15 E. sayılı davada davalıyı vekil olarak temsil ettiği, 8.1.2003 tarihinde açılan davanın, 7.10.2003 tarihinde kabulüne karar verildiği, 29.12.2003 tarihinde "...vekalet ücretimizin ödenmemesi ve sair hususlardaki uyuşmazlıklar nedeniyle istifa etmiş bulunmaktayım." Açıklamasını içeren davacıya ait istifa dilekçesinin dosyaya ibraz edildiği, kararın temyizi üzerine 28.12.2004 tarihinde Yargıtay 15.Hukuk Dairesince bozulduğu, bu aşamadan sonra davalının görevlendirdiği başka bir avukat tarafından takip edilen davanın, 20.10.2005 tarihinde "açılmamış sayılmasına" karar verildiği, yine İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2000/99 E. sayılı davasında da davacının davalıyı vekil olarak temsil ettiği, davacı Prime A.Ş. tarafından davlıya karşı "1.000.000 Dolar cezai şartın tahsili" talebiyle 5.7.1999 tarihinde açılan davanın, 11.6.2002 tarihinde reddedildiği, her iki tarafın temyizi üzerine Yargıtay 15.Hukuk Dairesince 16.6.2003 tarihinde kararın bozulduğu, 19.12.2003 tarihinde de karar düzeltme talebinin reddedildiği, bu aşamadan sonra davacının, 25.2.2004 tarihli dilekçe ile, ücret alacağının ödenmediğinden bahisle istifa ettiğini bildirdiği, bunun üzerine davanın takibi için, davalı tarafından başka bir avukatın görevlendirildiği, 27.4.2004 tarihinde davanın bu kez kabulüne karar verildiği, 28.9.2005 tarihinde de kararın Yargıtay 15.Hukuk Dairesince onandığı anlaşılmaktadır.

Davacı, gerek davalıya vekaleten takip ettiği dosyalara ibraz etmiş olduğu istifa dilekçesinde, gerekse davalıya gönderdiği 6.12.2005 tarihli ihtarında ve tüm yargılama aşamasında, vekalet ücretinin ödenmemesi nedeniyle istifa ettiğini bildirmiştir. Kural olarak bir alacağın ödetilmesini istemek, ancak onun muaccel hale gelmesinden sonra mümkün olabilir. Yasada avukatlık ücretinin ne zaman muaccel olacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamakla beraber, HUMK.nun 62. maddesinde düzenlenen "vekalet, hükmün katiyet kesbedinceye kadar davanın takibi için icap eden bilumum muameleleri ifaya ve hükmün icrasına... mezuniyeti kapsar." Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen "Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder." ve "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 2.maddesinde düzenlenen "...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır." Hükümleri gereğince vekalet ücreti alacağının, üstlenilen işin bitmesi ile muaccel hale geldiğinin kabulü gerekir. Bu kabule göre avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. ( Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156 ; HGK. 3.7.1987 3/92-599 ; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K. ) Somut olayda taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi olmadığı sabit olup, davacının davalıya hitaben göndermiş olduğu 6.12.2005 tarihli ihtarda bildirdiği gibi, "ücretin peşin ödeneceği" konusunda sözlü bir anlaşmanın varlığı da ispat edilemediğine göre, davacı vekalet ücretini ancak muaccel olduğunda, başka bir ifade ile ücrete konu olan davaların kesinleşmesi halinde talep edebilir. Davacı avukatın üstlendiği her iki davada da, iş henüz sonuçlanmadan, başka bir ifade ile alacak henüz muaccel olmadan davacı tarafından temyiz aşamasında "vekalet ücretinin ödenmediğinden bahisle" vekaletten istifa edilmesi, "haksız istifa" niteliğinde olup, Avukatlık Kanununun 174/1.maddesi gereğince de haksız istifa halinde vekil ücrete hak kazanamayacağından, mahkemece davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2- Yukarıda açıklanan bozma nedenine davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2.bent gereğince bozma nedenine göre davacının tüm ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 550,00 YTL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 977,00 YTL temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.



kazanci.com.tr