Olaylar

Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) piyade yüzbaşı olarak görev yapan başvurucu nöbet hizmetlerinde bazı düzenlemeler yapılması talebiyle üst komutanlığına dilekçe ile başvuruda bulunmuştur. İlgili Alay Komutanlığı söz konusu dilekçedeki bazı ifadeler nedeniyle başvurucunun savunmasını istemiştir. Savunmasını vermesini müteakip Alay Komutanlığının kararıyla başvurucu üst amiri tarafından kınama cezası ile cezalandırılmıştır. Başvurucunun anılan cezanın iptal edilmesi talebiyle bir üst amirine yaptığı itiraz, ilgili Tugay Komutanlığının kararıyla reddedilmiştir. Kınama cezasına karşı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu uyarınca mahkemeye başvurma hakkı olmadığını belirten başvurucu bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar

Başvurucu, TSK’da sıralı amirlerine verdiği dilekçe dolayısıyla disiplin cezası ile cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa’nın 26. maddesinin asıl işlevi herkesin ifade özgürlüğünü korumaktır. Askerlerin dâhil olduğu kamu görevlileri de toplumun diğer bütün bireyleri gibi ifade özgürlüğünden yararlanır.

Hukuk devletinin gerekleri kapsamında bir askerin kişisel veya görevle ilgili sorun ve taleplerini dile getirmesi bir hak olarak askerî yasalarda öngörülmüş, bu hakkın kullanımı askerî disiplin ve hiyerarşik düzen içinde belli bir yöntem benimsenerek düzenlenmiştir. Belirlenen yöntem ve usullere riayet edilmemesi durumu ise 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nda disiplin cezasını gerektiren bir eylem olarak nitelendirilmiştir.

Somut olayda başvurucu, üst komutanlığına dilekçe verdiği için değil dilekçede kullandığı "istek ve taleplerim", "mevzuatta yeterince açık olup", "bu husus düzeltilmediği sürece birliğimizde dedikoduya mahal vereceği ve personel arasında husumet yaratacağı kanaatindeyim." şeklindeki ifadelerin askerlik adabı, askerî yazışma kuralları ve üst/amire hitap kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle kınama cezası ile cezalandırılmıştır.

Askerî hiyerarşi ve disiplin içinde bulunan personellerin askerî makamlara sundukları dilekçelerde belli usullere uygunluğun aranmasının ve bunların disiplin yaptırımlarına bağlanmasının demokratik toplum düzeninde gerekli olmadığı söylenemez. Ancak dilekçedeki üslubun askerî disipline zarar verip vermediği değerlendirilirken de hassas davranılması ve askerî personelin dilekçe hakkının orantısız bir biçimde kısıtlanmasına imkân verilmemesi gerekmektedir.

Şikâyet dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde dilekçede saygısız, sert ve kati bir üsluba yer verilmediği gibi önerilerin ardından bunları uygulama inisiyatifinin ilgili komutanlıkta olduğunu belirten başvurucunun "Komutanlık emirlerine maruzdur." ifadesini kullandığı görülmüştür.

Başvurucunun nöbet hizmetlerinde bazı düzenlemeler yapılmasına yönelik önerilerinin ilgili komutanlığa arzına ilişkin dilekçede kullandığı üslup nedeniyle kınama cezası ile yaptırım uygulanmasının demokratik toplum düzeninde zorunlu bir ihtiyacı karşılamadığı değerlendirilmiştir.

 Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

>> Anayasa Mahkemesinin 15/9/2020 Tarihli ve 2016/11722 Başvuru Numaralı Kararı