Davacı H.K., Van'da güvenlik güçleri tarafından 2002 yılında, "Cürüm işlemek için teşekkül oluşturduğu" nedeniyle 1 gün süre ile gözaltını alındı. Bunun ardından H.K. hakkında açılan dava sonucunda yerel mahkemece beraat kararı verildi. H.K., bunun üzerine haksız yere gözaltına alındığını, manevi yönden ağır kayıplar yaşadığını, aracına el konulduğunu ve avukat tutmak zorunda kaldığı gerekçesiyle Maliye Hazinesi'nden bin TL maddi, bin TL'de manevi olmak üzere toplam 2 bin TL tazminat istemiyle Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açtı.

Davayı görüşen yerel mahkeme, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin "Davacının, bir soruşturmada makul şüpheye dayanarak kollukça yakalanıp yasal işlemler yapıldıktan sonra makul süre aşılmaksızın serbest bırakılmış olduğu nazara alınarak herhangi bir tazminata hükmedilemeyeceği" yönündeki daha önce verdiği kararını anımsatarak, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verdi.

Kararın temyiz görüşmesini gerçekleştiren Yargıtay 8. Ceza Dairesi de yerel mahkeme gibi karar verdi. Bunun üzerine dairenin kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Başsavcılığın itiraz dilekçesinde, 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunda, "Yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturma yapılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığı veyahut beraatlerine veya ceza verilmesine mahal olmadığna karar verilen kimselerin uğrayacakları her türlü zararların, bu yasa hükümlerine göre devletçe ödeneceği" şeklindeki düzenlemenin yer aldığına işaret edildi.

Söz konusu hüküm uyarınca, hukuka uygun bir şekilde yakalanan veya tutuklanan kişinin tazminat alabilmesi için hakkında son soruşturmanın açılmasına veya kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, beraatine veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yeterli olduğunun altı çizildi.
Başsavcılığın itirazını bugünkü gündeminde görüşen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu da Başsavcılığın itirazını kabul etti.(ANKA)
(EÖ/ÖMR)