DURUŞMA AÇILMADAN TARAFLAR ÇAĞRILMADAN BERAAT OLMAZ

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi, "Görevi kötüye kullanmak" suçundan mahkum olan şüpheli G.D.’nin istinaf başvurusunda beraat kararı verdi. Yargıtay 15. Ceza Dairesi istinaf mahkemesinin verdiği kararla ilgili incelemede, beraat kararının ancak duruşma açılarak ve taraflar da çağrılarak delillerin değerlendirilmesi sonrası verilebileceğini bildirdi.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi de FETÖ üyesi olmak suçundan mahkum olan sanık M.N. hakkında Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin verdiği beraat kararını aynı gerekçeyle bozdu.

KANUNA YANLIŞ ANLAMLAR YÜKLENDİ

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bozma gerekçesinde “İlk derece mahkemesince toplanan delilleri takdir ederek dosya üzerinden yapacakları incelemeler sonucunda beraat kararı veremeyecekleri dikkate alındığında, ilgili kanun maddelerine de yanlış anlamlar yüklendiği, yasa maddesine aykırılık oluşturduğu” değerlendirmesi yaptı.

Karar İçeriği

Yargıtay

16. Ceza Dairesi

2019/681 E.

2020/1351 K.


"İçtihat Metni"

Mahkemesi : Ceza Dairesi

Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma

Hüküm : Sanık ... hakkında; 5237 sayılı Kanunun 314/2, 62, 53, 58/9, 63, 3713 sayılı TMK'nın 5/1 maddeleri uyarınca mahkumiyete ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “26.12.2016” tarihi yerine gerekçeli karar başlığında “02.01.2017-26.12.2017-29.05.2018” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.

1)Sanıklar ... ve ... yönünden dosyanın incelenmesinde;

Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiği; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan ve ByLock kullandıkları iddia olunan karı koca sanıkların soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki birbirleriyle ilgili beyanları da nazara alındığında aynı avukat tarafından savunulması nedeniyle menfaat çatışmasının oluştuğu anlaşılmakla, sanıkların ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafiler tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 152. maddelerine aykırı davranılması,

2)Sanık ... yönünden dosyanın incelenmesinde;

CMK'nın 280, 303/1-a, 193/2, 216 ve 217. maddeleri uyarınca; istinaf mahkemelerinin, ilk derece mahkemesince toplanan delilleri takdir ederek dosya üzerinde yapacakları incelemeler neticesinde beraat kararı veremeyecekleri nazara alındığında, anılan kanun maddelerine de yanlış anlamlar yüklenerek Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin 5271 sayılı Kanunun 280/2 maddesine aykırılık oluşturacak şekilde duruşma açmaksızın evrak üzerinde ilk derece mahkemesince belirlenen hapis cezasını kaldırarak CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine yönelik karar vermesi,

Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu sebeplerden CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, tutuklu bulunan sanığın tutuklulukta geçirdiği süre, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve bozma nedeni gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.