T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2017/12-741
K. 2019/382
T. 2.4.2019

YETKİ VE BORCA İTİRAZ ( Alacaklı Tarafından Borçlu Aleyhine Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu İle Takip Yapılarak Takip Dayanağı Olarak 5 Adet Çek Gösterildiği/Çeklerin Düzenleme Yeri Muhatap Bankanın Bulunduğu Yer ve Borçlunun İkametgâhı Adana Olduğuna Göre Takipte Yetkili Yerin Adana İcra Dairesi Olduğu - Takip Bir Kambiyo Senedi Olan Çekten Doğan Alacağın Tahsili İçin Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Yapıldığı/Taraflar Arasında Olan Sözleşmede Yazılı Yetki Şartının Yetkili İcra Dairesini Belirlemede Dikkate Alınmayacağı )

TARAFLAR ARASINDA ÇEKİŞME BULUNMASI ( Taraflar Arasında Tanzim Edilen Franchising Sözleşmesinde Takibe Konu Çeklere Açıkça Atıf Bulunmadığı ve Bu Hususun Özel Daire Bozma İlamında da Belirtildiğinin Görüldüğü - Borçlunun Borca İtirazında Takibe Konu Çeklerin Sözleşme ile Birlikte Teminat Olarak Alacaklıya Verildiği İddiasına Karşılık Olarak Alacaklı Sözleşmeden Doğan Borçların İfası Amacıyla Çeklerin Kendilerine Verildiğinin İleri Sürüldüğü/Bu Konuda Taraflar Arasında Bir Çekişmenin Mevcut Olduğu )

YETKİLİ İCRA DAİRESİNİN BELİRLENMESİ ( Alacaklı Takip Talebinde Yazılı Para Alacağının Dayanağı Olarak Sözleşmeyi Değil Çekleri Gösterdiği İçin Borçluya Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile Takip Başlatıldığından Taraflar Arasında Mevcut Sözleşmede Yazılı Yetki Şartına Göre Belirlenemeyeceği - İcra Dairesinin Yetkisinin Takip Talep Tarihi ve Takibe Ekli Kambiyo Senedi Esas Alınarak Tespit Edileceği/Mahkemece Önceki Kararda Direnilmesi Doğru Olmadığından Hükmün Bozulması Gerektiği )

6102/m. 780, 781

ÖZET : Dava, yetki ve borca itiraza ilişkindir. Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmış ve takip dayanağı olarak 5 adet çek gösterilmiştir. Buna göre takip dayanağı çeklerin düzenleme yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve borçlunun ikametgâhı Adana olduğuna göre, takipte yetkili yer Adana İcra Dairesidir.Takip bir kambiyo senedi olan çekten doğan alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılmıştır. Takibin şekli ve dayanağı göz önüne alındığında taraflar arasında olan sözleşmede yazılı yetki şartı yetkili icra dairesini belirlemede dikkate alınmaz.

Taraflar arasında tanzim edilen franchising sözleşmesinde takibe konu çeklere açıkça atıf bulunmadığı, bu hususun Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği görülmektedir. Borçlu borca itirazında takibe konu çeklerin sözleşme ile birlikte teminat olarak alacaklıya verildiği iddiasına karşılık olarak alacaklı sözleşmeden doğan borçların ifası amacıyla çeklerin kendilerine verildiğini ileri sürmekte olup, bu konuda taraflar arasında bir çekişme mevcuttur.

Alacaklı takip talebinde yazılı para alacağının dayanağı olarak sözleşmeyi değil, çekleri gösterdiği için borçluya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığından, taraflar arasında mevcut sözleşmede yazılı yetki şartına göre yetkili icra dairesi belirlenemez. İcra dairesinin yetkisi takip talep tarihi ve takibe ekli kambiyo senedi esas alınarak tespit edilir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki “yetki ve borca itiraz” talebinden dolayı yapılan inceleme sonunda Antalya 3. İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın reddine dair verilen 16.12.2014 tarihli ve 2014/958 E., 2014/1357 K. sayılı karar, borçlu vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15.06.2015 tarihli ve 2015/7208 E., 2015/16555 K. sayılı kararı ile;

“...Alacaklı tarafından çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlu sair itirazları ile birlikte takip konusu çekin keşide yeri Adana olduğundan Adana İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek yetki itirazı sebebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosyaya sunulan Franchising Sözleşmesinde taraflar arasındaki ihtilaflarda Antalya Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili kılındığı gerekçesi ile yetki itirazının reddi ile birlikte diğer itirazların da reddine karar verilmiştir.

Çeke dayalı kambiyo takibi, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK'nun 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK'nun 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, alacaklı tarafından 01/10/2013 tarihli Franchising Sözleşmesine dayanılmışsa da, sözleşmede takip dayanağı yapılan çeklere açık atıf bulunmadığından, Sözleşme ile yetkili kılınan yerde takip yapılamaz. Bu nedenle Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddine karar verilmesi doğru değildir…”

gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İstem, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibine itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir.

Borçlu vekili; alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Antalya 8. İcra Dairesinin 2014/7794 E., sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yetkili icra dairesinin Adana İcra Daireleri olduğunu, müvekkilinin ikamet adresinin, muhatap bankanın ve çeklerin keşide yerinin Adana olduğunu, ayrıca çeklerin teminat çeki olduğunu, müvekkilinin borcu olmadığı gibi alacaklı durumda olduğunu ileri sürerek takibin ve ödeme emrinin iptali ile karşı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Alacaklı vekili; takip konusu çeklerin franchising sözleşmesi uyarınca taraflar arasında süregelen ticari ilişki nedeniyle borçlunun, alacaklı şirkete olan ürün, kira borcu, marka kullanım bedeli v.s borçlarından mahsup edilmek üzere alınan çekler olduğunu, franchising sözleşmesinin yetkili mahkeme ve icra dairesi başlıklı maddesinde “işbu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Antalya mahkeme ve icra daireleri yetkilidir” denildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince HMK'nın ilgili maddeleri gereğince yetki sözleşmesi yapıldığını ve Antalya mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığını, çeklerin teminat çeki olmadığını, borçlunun kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın reddini savunmuştur.

Mahkemece; dosyaya sunulan franchising sözleşmesinde taraflarının ... Şarküteri Gıda... Ltd Şti ve ... olduğu, sözleşmenin XII. bölümünde sözleşmeden doğan ihtilaflarda Antalya mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, borçlu vekili tarafından her ne kadar çeklerin teminat çeki olduğu iddia edilmiş ise de sözleşmenin VI. bölümünde teminata ilişkin açıklamadan, takibe konu çeklerin teminat çekleri olduğu hususunun sabit olmadığı, dolayısı ile alacaklı vekilinin savunmasındaki gibi çeklerin, sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmesi amacıyla alacaklı yana verildiğinin kabul edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle yetki itirazının reddine, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesiyle belgelerle ispat edilemediğinden reddine, kambiyo senedi vasfına ilişkin şikâyetin reddine, yargılama sırasında takibin durdurulmasına yönelik herhangi bir tedbir kararı verilmediğinden alacaklı yanın yasal şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Borçlu vekilinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyize getirilmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi içi alacağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir (İİK m.167/1). Bu takip yolunda da yetkili icra dairesi kural olarak genel haciz yolu ile takipte olduğu gibi, İİK'nın 50/1. maddesine göre HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir (HMK m.9-27).

Buna göre bu takip içinde genel yetkili icra dairesi borçlunun bulunduğu yer icra dairesidir (HMK m.9). Kambiyo senetlerine bağlı alacaklar aranacak borçlardan olduğundan (TTK m.755,796) götürülecek borçlar hakkında uygulanabilen TBK'nın 89. maddesinin 1. fıkrası bu alacaklar hakkında uygulanmaz. Başka bir anlatımla alacaklı HMK'nın 10. maddesi uyarınca kendi yerleşim yerinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapamaz.

Takibe dayanak kambiyo senedinde yazılı borcun ödeneceği (ifa edileceği) yer icra dairesi de takipte yetkili icra dairesidir. Takip dayanağı çek ise, çekin ödeme yeri TTK'nın 780/1-d bendi uyarınca çekte gösterilmiş ise o yer icra dairesi, gösterilmemiş ise TTK'nın 781. maddesinin 2. fıkrası uyarınca muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesi yetkilidir.

Ayrıca TTK'nın 781. maddesinin 3. fıkrası “Düzenleme yeri gösterilmemiş çek, düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır” hükmünü içermekte olup, İİK'nın 50/1. maddesi uyarınca çekin düzenlendiği yer icra dairesi de yetkili olup, o yer icra dairelerinde de takip yapılabilir.

Çeke dayalı takiplerde yetkili icra dairesi takip talebine ekli çekler göz önüne alınarak yukarıda yazılı kurallara göre belirlenmelidir.

Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmış ve takip dayanağı olarak 5 adet çek gösterilmiştir. Buna göre takip dayanağı çeklerin düzenleme yeri, muhatap bankanın bulunduğu yer ve borçlunun ikametgâhı Adana olduğuna göre, takipte yetkili yer Adana İcra Dairesidir.

Takip bir kambiyo senedi olan çekten doğan alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılmıştır. Takibin şekli ve dayanağı göz önüne alındığında taraflar arasında olan sözleşmede yazılı yetki şartı yetkili icra dairesini belirlemede dikkate alınmaz.

Öte yandan taraflar arasında tanzim edilen franchising sözleşmesinde takibe konu çeklere açıkça atıf bulunmadığı, bu hususun Özel Daire bozma ilamında da belirtildiği görülmektedir. Borçlu borca itirazında takibe konu çeklerin sözleşme ile birlikte teminat olarak alacaklıya verildiği iddiasına karşılık olarak alacaklı sözleşmeden doğan borçların ifası amacıyla çeklerin kendilerine verildiğini ileri sürmekte olup, bu konuda taraflar arasında bir çekişme mevcuttur. Alacaklı takip talebinde yazılı para alacağının dayanağı olarak sözleşmeyi değil, çekleri gösterdiği için borçluya kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığından, taraflar arasında mevcut sözleşmede yazılı yetki şartına göre yetkili icra dairesi belirlenemez. İcra dairesinin yetkisi takip talep tarihi ve takibe ekli kambiyo senedi esas alınarak tespit edilir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında franchising sözleşmesinin taraflarca kabul edildiği, borçlu ... tarafından keşide edilen çeklerin tacir çeki olduğu dikkate alındığında HMK'nın 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de; bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

Hâl böyle olunca mahkemece önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından hükmün Özel Daire bozma kararında ve yukarıda belirtilen ilave nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Ne var ki, bozma kararında “…6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" düzenlemesine yer verilmiştir…” şeklindeki paragrafın, sözleşmedeki yetki şartının somut olayda uygulanma yeri bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararından çıkartılması gerektiği Kurulda yapılan görüşmeler sırasında kabul edilmiştir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan ilâve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'na 5311 Sayılı Kanun'un 29. maddesiyle eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK'nun 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.04.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Borçlu vekili, alacaklı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde yetkili icra dairesinin Adana icra dairesi olduğunu, ayrıca çekin teminat amaçlı verildiğini, müvekkilinin borcu bulunmadığını ileri sürerek takibin ve ödeme emrinin iptali ile alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece taraflar arasında imzalanan franchising sözleşmesinde Antalya mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı gerekçesiyle yetki itirazının ve diğer itirazların reddine karar verilmiş, Özel Dairece sözleşmede takip dayanağı çeklere açıkça atıf yapılmaması nedeniyle sözleşme ile yetkili kılınan yerde takip yapılamayacağı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece önceki karardaki gerekçelerle direnme kararı verilmiş olup, direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Çeke dayalı takiplerin borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde başlatılması mümkündür.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 17. maddesine göre; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü yer almakta olup, HMK'nın 17. maddesinde düzenlenen yetki sözleşmesi İİK'nın 50. maddesi göndermesi ile icra dairesinin yetkisi hakkında yapılan yetki sözleşmelerine de uygulanır.

Takibe konu çeklerin 01.12.2013 tarihli franchising sözleşmesi nedeniyle verildiği uyuşmazlık konusu değildir, zira borçlu vekili takip konusu çeklerin sözleşme nedeniyle teminat amaçlı verildiğini, alacaklı vekili ise sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmesi amacıyla verildiği iddiasında bulunmaktadır. Bu nedenle taraflarca kabul edilen franchising sözleşmesinde ihtilâf hâlinde Antalya Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmış olup, alacaklı PLN Şarküteri Gıda Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ile takip dayanağı tacir çeklerinin (bir ticari ilişki çerçevesinde ve tacir sıfatıyla düzenlenebilen) keşidecisi borçlu ...'ün tacir sıfatına haiz oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK'nın 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, yetki itirazının reddine yönelik verilen karar yerinde olmakla, borçlu vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.

KARŞI OY

Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine dayalı haciz yoluyla takibe geçilmesi üzerine, borçlu tarafından sair itirazlarla birlikte takip konusu çekin keşide yerinin Adana olduğu belirtilerek Adana İcra Müdürlüğünün yetkili olduğundan bahisle yetkili itirazında bulunulmuş, Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmede Antalya Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı gerekçesiyle yetki itirazının ve diğer itirazların reddine karar verilmiş, davacı borçlunun temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçelerle yetkiye yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece özetde yazılı gerekçelerle direnme kararı verilmiş, borçlu vekili temyiz etmiştir.

İİK 50. maddesinde para ve teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağı düzenlenmiştir.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu çekler davacı borçlu tarafından keşide edilmiş olup, alacaklı hamil PLN….ltd. Şti. öncelikle yetki itirazında bulunmuştur. Çeklerde keşide yeri Adana, muhatap banka Finansbank AŞ. Adana Kızılay Şubesi olup, keşidecinin adresi de Adana'dır. HMK 6. maddesi uyarınca keşidecinin ikametgahı, HMK. 10. maddesi uyarınca ödeme yeri sayılan muhatap bankanın bulunduğu yer, İİK 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide yeri çeke dayalı takipde yetkilidir. Ancak 6100 Sayılı HMK'nın 17. maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişileri arasındaki sözleşmelerde yetkili mahkemeyi kararlaştırabilecekleri düzenlenmiştir. Taraflar tacir olup 1.10.2013 tarihli Franchising sözleşmesi düzenlemişler, sözleşmenin XII. bölümünde sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Antalya mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu belirlemişlerdir. Yetki sözleşmesi, icra takibi ve dava tarihi itibarıyle HMK 17. maddesine uygun ve geçerlidir. Takibin kambiyo senetlerine mahsus takip olduğundan çeklere uygulanan yetki kurallarının nazara alınacağı, sözleşmeye dayanılamayacağı, sözleşmede takip konusu çeklere atıf olmadığından sözleşmedeki yetkili yerde takip yapılamayacağından Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğunun ileri sürülemeyeceği Özel Daire'nin bozma ilamında ve çoğunluk görüşünde belirtilmiş ise de, çeklerin taraflar arasındaki sözleşme uyarınca verildiği tarafların kabulündedir. Davacı borçlu çeklerin bu sözleşme gereğince teminat çeki olarak verildiğini iddia etmekte ve borca itirazda ve şikayetde de bulunmakta, davalı alacaklı ise aralarındaki franchising sözleşmesi uyarınca, şirkete olan kira, ürün, marka kullanım bedelleri vs. borçlarına karşılık verildiğini savunmaktadır. Çek, kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren kambiyo senedi olup, taraflar çeklerin aralarındaki sözleşme uyarınca verildiğini kabul ettiklerine göre, mücerretlik vasfı kalkmış olup, sözleşme ile birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Bu durumda sözleşmeyle bağlantılı olan takip konusu çekler bakımından icra dairesinin yetkisi sözleşmedeki yetki kuralına göre belirlenecek olup Antalya İcra Daireleri yetkilidir. HMK 17. maddesine göre taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sadece sözleşmede belirlenen yer icra dairesi yetkili olacaktır. Yetki hususu bu şekilde belirlendikten sonra, çeklerin teminat çeki olup olmadığı, borca itiraz ve şikayet hususları sözleşmeye göre incelenecek olup, mahkemenin yetki yönünden verdiği direnme kararı uygun olduğundan, dosyanın diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.

KARŞI OY

Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan icra takibine itiraza ilişkindir.

Borçlu yetki itirazında bulunmuştur.

Alacaklı, taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi gereğince icra dairesinin yetkili olduğunu savunmuştur.

Yerel Mahkemece yetki sözleşmesi gereğince yetki itirazı reddedilmiş, Özel Dairece, yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuş, mahkemece önceki gerekçelerle kararda ısrar edilmiştir.

HGK önüne gelen uyuşmazlık, takip konusu çeklerin franchising sözleşmesi gereğince verilip verilmediği, yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere HMK 17. maddesi tacirlerin veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapabileceklerini düzenlemiştir.

Somut olayda taraflar sözleşme altındaki imzayı inkar etmedikleri gibi her iki tarafın da tacir olduğu hususunda şüphe yoktur. Ayrıca takip dayanağı çeklerin sözleşme gereğince verildiği yine tarafların kabulündedir. İcra takibine sözleşme örneğinin eklenmemiş olması bu yetki sözleşmesini geçersiz hâle getirmez. Ayrıca yetki sözleşmesi ile yetkili mahkeme belirlenebileceği gibi yetkili icra dairesinin de belirlenmesine engel bir durum yoktur.

Sonuç itibariyle, her iki tarafın da tacir olması ve aralarında yaptıkları yetki sözleşmesine uygun olan yerde icra takibine geçilmesi nedeniyle borçlu tarafından yapılan yetki itirazının yerinde olmadığı görüşü ve ayrıca Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde yazılan nedenlerle kararın onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.

kazanci.com.tr